• bir georges baba şarkısı.

    le long du fleuve qui remonte
    par les rives de la rencontre,
    aux sources d'émerveillement,
    on voit dans le jour qui se lève
    s'ouvrir tout un pays de rêve,
    le tendre pays des amants.
    on part avec le coeur qui tremble,
    du bonheur de partir ensemble,
    sans savoir ce qui nous attend.
    ainsi commence le voyage
    semé d'écueils et de mirages,
    de l'amour et de ses tourments.

    quelques torrents de médisance
    viennent déchirer le silence
    essayant de tout emporter,
    et puis on risque le naufrage
    lorsque le vent vous amène au large
    des îles d'infidélité.
    plus loin le courant vous emporte
    vers les rochers de la discorde
    et du mal à se supporter.
    enfin la terre se dénude:
    c'est le désert de l'habitude.
    l'ennui y a tout dévasté.

    quand la route paraît trop longue,
    il y a l'escale du mensonge,
    l'auberge de la jalousie.
    on y déjeune de rancune
    et l'on s'enivre d'amertume.
    l'orgueil vous y tient compagnie,
    mais quand tout semble à la dérive,
    le fleuve roule son eau vive
    et l'on repart à l'infini
    où l'on découvre au bord du tendre
    le jardin où l'on peut s'étendre,
    la terre promise de l'oubli, l'oubli.
  • türkçesi şöyle olabilecek, georges moustaki tarifiyle, aşkın, şefkatin haritası:

    nehir yükselir yatağında
    karşılaşma boylarınca,
    katılır büyülenme kaynakları.
    yükselen günle görülür
    açıldığı bir rüya ülkesinin,
    sevecen ülkesinin aşıkların.
    titreyen bir kalple yola çıkılır,
    beraber yol almanın mutluluğundan
    bizi neyin beklediğini bilmeden.
    ve başlar yolculuk
    kayalıkları ve mucizeleriyle örülü
    aşkın ve ızdıraplarının.

    küçümseme girdapları
    yırtar sükûneti
    herşeyi götürecekmişçesine,
    sonra batma tehlikesi çıkar ortaya
    rüzgar sizi sürerken açıklarına
    sadakatsizlik adalarının.
    akıntı sürükler durur uzaklara
    anlaşmazlık kayalarına doğru
    ve dayanamamanın huzursuzluğuna.
    ve sonunda soyunur toprak:
    alışkanlık çölüdür bu,
    harap ettiği sıkıntının.

    yol çok uzun göründüğünde,
    bulunur her zaman bir yalan molası,
    bir kıskançlık hanı.
    hınçta edilir kahvaltı
    ve tatsızlıktan sarhoş olunur.
    kibir eşlik eder size,
    ama herşey akıntıya kapılmış göründüğünde
    yeni bir dalga getirir nehir
    ve yeniden yola çıkılır, ufka.
    şefkat kıyıları yakınlarında
    dinlenilebilecek bir bahçe bulunur
    unutuşun, unutuşun vaadedilmiş toprağında.
  • tendre ülkesinin haritası. madeline de scudery’nin 1654-1660 tarihleri arasında yayımlanan 10 ciltlik clelie adlı eserinde yer alan tendre(yumusak, nazik)abla hayali bir aşk ülkesinin haritası.aşk davranışının topografik ve alegorik bir temsili olan bu haritada,aşk yaşamının farklı aşamaları köyler ve yollar şeklinde ifade edilir.
hesabın var mı? giriş yap