• (bkz: cynic)
  • şimdi güzel değinmeler görüyorum burada, başlığı buradan açanlar için verileri tekrar ediyorum. kyon yunanca'da köpek anlamına gelir, efendime söyleyeyim, kynik ise köpek gibi olan, biçiminde izah edilebilir. bakalım neden köpek gibi ?

    kynikler evvela nezaket denen ve insanın baştan boyu şeklini bozan, evrimleşmenin en etkin yargılarından birine itibar etmeyi reddetmiş, töreye, itikata boyun eğmemişlerdir. dinle de bir ilgileri yoktur, lakin kurucuları antisthenes tek tanrı'ya inanır ve "ancak erdemli bir hayat yaşarsak ona layık oluruz" biçiminde bir basın açıklaması yapar. yeri gelmişken belirteyim, dönemin koşullarından mı bilmiyorum ama antisthenes'in bu tür tezatları çoktur. kynikler "bireyci" olarak bilinmesine rağmen, kynikler okulu bir grup yetiştirir ve kendisi de "devlet olmalıdır ki bireyi korusun" demiştir çevresindekilere. tüm bunlar "waoov" tepkisiyle karşılanır genç nesil tarafından ve zaten bu bile müridlerinin olması için yeterlidir.

    kynikler, yoksulluğu baştacı yapmış, uygarlığa kin kusmuş, pejmürde bir hayatı reva bulmuşlardır ve bundan dolayı kendilerine kimi eşşek sıpaları tarafından kynik denmiştir; kendileri de buna "nesi var ki gülüm, o da bize yaraşır" diyerek itiraz etmemiş, aksine eywallah çekmişlerdir.

    şimdi henüz erken ama bazı sesler duyar gibi oluyorum, [tabii bunda saatin sabaha karşı 4:30 olmasının da eskisi olabilir] "ya bunlar neye değer vermişler, neye niyet etmişler" var sanki.

    kynikler için, yaşamanın değerli olması için, anlam bulması için erdemli olmak gerekir. olmayı bırak erdemi baştacı yapmak gerekir. erdem kelimesi ise kynikler'de, özgürlüğü, kendini ifade etmek ve kendini bilmekte özgürlüğü, tastamam bir bağımsızlığı, nicesi, her çeşit insanı iltizamdan bağımsızlığı simgeler.

    ha, yine bir soru geldi: "mekdanıldz da mı yemeyeyim, ayran da mı içmeyeyim" diyor bir arkadaş. şöyle cevap vereyim: evvela bunu derhal fiziksel ihtiyaçlar olarak algılaman, senin işinin zor olduğunu gösterir. hatta ben öyle yorumlarım ki kynik'leri, düşünmeye bile ihtiyacın olmayacak kadar vazgeçebilmelisin... senin soruna gelince, bunlar senin için bir ihtiyaç mı ? ihtiyaçsa eğer, kynik desinler diye bunlardan da vazgeçeceksin, hatta hatırlamayacaksın bile. olaki yine insani bir gereklilik olan suya bile itibar etmez oldun. işte o gün sokrates, mezarından çıkar, gelir elini öper.

    her ne kadar ahmet muhip dranas bunu çürütmüş, mutluluğun kandırmaca olduğunu ifade etmiş olsa da, kyniklere göre hayatın gereği mutluluktur ve mutluluk, evhamlardan, kuşkulardan, ihtiyaçlardan, muhtaçlıktan kurtulunca; bedeni, aklı değil de ruhu yaşamaya başlayınca var olacaktır.

    diogenes'i hepimiz tanırız, hani şu "gölge etme başka ihsan istemez" sözüyle, dünyayı boşlayan sinop'lu kahraman. işte o, sadece bu sözüyle bile kyniklere güzel bir örnektir. haftaya salı bekliyorum.
  • (bkz: #17211239)
  • (bkz: sinikler)
  • sokratesçi okullardan biridir. kurucusu atinalı antisthenes'tir. ana düşüncesi insanı kendi kendine dayandırmaktır, yani insan kendi kendine yeten kişidir. bilge kişi erdemlidir, erdemin armağanı ise bağımsızlıktır. bağımsızlığa erişmiş bilge kişi de tüm isteklerinden sıyrıldığı için tanrılara benzer. kynikler için insanın ürettiği her şey doğaya aykırıdır. bu nedenle doğaya dönmek ve doğal yaşamak gerekir.
  • osmanlıca'da kelbiyyun diye geçer.
  • yaşamanın tek amacının erdemi yakalamak olduğunu, mutluluğun ancak erdemi elde edip kendinden kurtulanlar tarafından hissedebileceğini söyleyen sokratesçi okul.
  • lisan-ı kadimde 'kelbiyyûn' tesmiye edilen ekol.

    üstad epiktetos, 'kelbiyyûn'un felsefesini şöyle anlatıyor;

    "kelbiyyûn'un felsefesine az çok meraklı olan talebelerimden biri bir gün bana bu felsefenin ne olduğunu ve bu sahada muvaffak olmak için ne yapmak lâzım geldiğini sordu. — ona,dostum ! diye cevap verdim, topu topu sana söyleyebileceğim şey, allahın daveti olmadan bu kadar büyük bir işe teşebbüs eden kimse bir saraya efendi olmak için giren, yahut agamemnon rolünü oynamak istiyen thersites kadar delidir. fakat ben bir çula, yamalı bir hırkaya kolayca alışabilirim, yerde yatarım, bir torba ve bir asâ alırım ve herkese küfredebilirim. dostum! sen eğer bu felsefeyi bundan ibaret zannediyorsan, onu hiç anlamamışsın demektir. kelbî filozof baştan aşağı safvet olan ve kendisini biteviye insanların gözü önüne koymaktan korkmayan bir adamdır. çünkü utanılacak hiçbir şey yapmamıştır. o, allah tarafından insanları yola getirmek için ve kendi verdiği misalle onlara; çıplak, servetsiz, göklerden başka yorgana ve topraktan başka yatağa malik olmayarak mesut olmanın kabil olduğunu öğretmek üzere gönderilmiş bir adamdır. o, ne kadar büyük olursa olsun , kötü huylara esir olanları esir sayan, fena muamele gördüğü, dövüldüğü zaman kendisine fena muamele edenleri ve kendisini dövenleri seven ve takdis eden, her insanı kendi evlâdı sayan, onlar için uyanık duran, bir baba gibi ve bir kardeş gibi ve allahın resulü gibi onları iyilikle, şefkatle yola getirmeğe çalışan ve perişan kılığına rağmen kendisine karşı krallarla prenslerin hürmet duymadan bakamadıkları bir adamdır. büyük iskender diogenes'i işte böyle karşılamıştır."
  • küçük sokratesçi okullardan biri olan kinik okulu’nun (kynik okulu, sinik okulu) kurucusu antisthenes’tir. onun izinden giden filozoflara kinikler (kynikler, sinikler) bu akıma da kinizm (sinizm) adı verilmiştir. bu filozofların kuşkusuz en önemli temsilcisi sinoplu diogenes (diyojen)’dir.
    (bkz: https://www.onurcoban.com/2020/10/kinik-okulu.html)
hesabın var mı? giriş yap