• (bkz: diyojen)
  • diogenes, 1952 yılında isviçreli daniel keel tarafından kurulmuş bir yayınevidir. isviçre merkezli kuruluşun resmî adı "diogenes verlag ag"dir, ki "diyojen yayınevi a.ş."ye tekâbül eder.

    diogenes, kuruluşundan bugüne kadar toplam 5900 başlık ile yaklaşık 200 milyon adet kitap başmış. hâli hazırda kataloğunda bu 5900 başlıktan 1700'ünün baskısı devam ediyor.

    daha fazla bilgi için bakınız:
    diogenes verlag resmî internet adresi
  • hakkında şöyle 'sağlam' bir anektod bulunan, sevdiğim filozoflardan biridir.

    "diogenes, filozof speusippos’a rastlamış. tutulduğu iyileşmez fil hastalığından ötürü kendini sedyeyle gezdirten speusippos: selam sana, diogenes, demiş. sana selam yok, diye karşılık vermiş diogenes, sen ki bu halinle yaşamaya katlanıyorsun hala. bir zaman sonra filozof öylesine zor yaşamaktan sıkılarak kendini öldürmüş."
  • standart beyaz kapaklarıyla isviçrenin can yayınları diyebiliriz.
  • en ünlü kinik ve antisthenes'in öğrencisi.
  • dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır.

    ikisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün de?ildir.

    mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
    - "ben bir serserinin önünden kenara çekilmem"der.

    diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:

    -ben çekilirim.
  • antik yunan döneminde yaşamış başka bir ekolun kurucularından olan (bkz: sinoplu) diyojen ya da diğer adıyla savunduğu ekolu temsilen kinikli (bkz: diyojen) yaşamı boyunca medeniyeti ve getirdiklerini reddederek yaşamış ve bu uğurda bir çok insanın da tepkisini çekerek salaş bir hayat sürdüğü için köpekler gibi yaşar yakıştırmasının yapılmasına da neden olmuştu.
    diyojen çağdaşı ve büyük filozoflardan biri olan aristo’nun da bir dönem öğrenciliğini de yapan makedonya kralı büyük iskender’le karşılaşmaları sonucu kralın “senin gibi böylesi ünlü ve bilgili bir filozofun karşısında eğilirim, benden ne istersin?” sözüne karşılık, “gölge etme başka ihsan istemem” diyecek kadar da cesur bir filozoftu; zira büyük iskender ondan daha büyük olan güneşini engellemişti.
    bir dönem (bkz: kalpazanlık) yaptığı şikâyeti ile sürgün yiyerek, sinop’tan yunanistan’a giden diyojen bu durumunu bilenler onunla dalga geçmeye başladıklarında; “evet, bir zamanlar sizlere benzemem lazım gelmişti. fakat şimdi, siz benim olduğum hale asla gelemezsiniz.” diye cevap vermişti.
    çoğu zaman ölüleri gömdükleri bir fıçının içinde yaşamayı tercih eden diyojen sahip olunan gereçlerin fazlalığına dikkat çekecek kadar sade yaşamış, hatta su içmek için kullandığı maşrapayı bile çeşmeden eliyle su içen bir çocuk gördüğü andan itibaren “bu bile fazlaymış, bu küçük çocuk bile benim fazladan bir eşyam olduğunu öğretti” diyerek kırıp atmıştı.
    günümüz tüketici toplumu düşünülecek olursa diyojen ’in kendinden ve doğadan başka hiçbir şeye ihtiyacı olmayan insan yaratma modelinden alacağımız derslerin olduğu kuşkusuz.
    elindeki fenerle güpegündüz sokaklarda “bir adam arıyorum” diyerek gerçekte öyle bir adamın olmadığını ispatlamaya çalışması da bilgi ve anlayış yoksunu insanların fazlalığına dikkat çekmek istemesinden başka bir şey değildi.
    yine bir gün yaşantısından ve bilgisinden etkilenen bir atinalı diyojen’e yaklaşıp “söyler misin neden insanlar dilencilere yardım ederken filozoflara yardım etmezler?” diye sorar. diyojen bir süre sessiz kalır ve sonra cevap verir, “ insanlar günün birinde kör veya topal kalacaklarını düşünürler. ancak bir gün (bkz: filozof) olacakları akıllarına bile gelmez.” bencilliğe dair ders niteliğinde bir cevap...
    sokrates’in “kendini bil(me)” yolcuğunu diyojen “kendine yet(me) olarak yapmış ve gerek kiniksel yaşantısı, gerekse öğretileriyle hayatımıza anlam katan insanlardan olmayı başarmıştır.
  • atinalılara hitaben şöyle birkaç kelime etmiştir:

    "sadece görünüşünüz insana benziyor, içiniz birer maymun. sizde her şey görünüş. hiçbir şey bilmiyorsunuz, bu yüzden doğa sizden öc alıyor. kendiniz için yasalar icat ederek hiç görülmemiş bir şekilde kendinizi bir şey sandınız. yasalarınız içinizdeki kötülüğün göstergesi. yasaları çiğneyenleri eğitmiyorsunuz... çünkü bir kenti ya da ordugâhı yağmalamak istediğinizde yasaları çiğneyenlere ihtiyacınız var... kafanız çalışsaydı ya sokrates'e ve bana itaat ederek genç yaşlı etrafımızda toplanırdınız ya da kendinizi asardınız."
  • antisthenes'in öğrencisidir. babası sahte para basan bir sarraftı. antisthenes onu ilk başta kabul etmedi ve kovdu. ama diogenes aldırmadı ve diretti.

    bir köpek gibi yaşamaya karar verdi ve ona "köpek" anlamına gelen "kynik" denildi. tüm gelenekleri reddetti. bir hint fakiri gibi dilenerek yaşadı.
  • cengiz çevik'in gutas'ın "sayings by diogenes preserved in arabic" başlıklı makalesinden aktardığı anekdota göre, zaman-ı mazide annesinin asil olmadığını hatırlatıp kendisiyle dalga geçmek isteyen birine, üstat şöyle cevap vermiş:

    "benim asil soyum, benimle başlıyor; seninki, seninle bitiyor."

    yanlış hatırlamıyorsam, napolyon da, yine kendi "soysuzluğu"na gönderme yapan birine, "asalet benimle başlar!.." demişti...

    demek ki napolyon da diogenes okuyormuş...
hesabın var mı? giriş yap