• bir objeyi belirli bir noktadan digerine transfer eden kisi/kurum.
  • tvde hep pis işler için kullanılan insanlar olduğu için ergen ya$a gelinceye kadar hep kötü insanlar sandığım evrak ve/veya eşya ileteçleri...
  • ya da kur ye; kendin kur, kendin ye; anlaminda.
  • iş hayatında sıkça ve genelde acil işler için kullanıldığından fobisi olmaması gereken çalışandır.

    zira aşağıdaki diyaloglar gerçekleşebilir aksi takdirde...

    j - e nerde kaldınız ama acildi bu cd?
    kurye - aslında ben yarım saat önce geldim de kapının önünde köpek olduğundan giremedim bir türlü içeri...
    j - hmmm...
  • dilimize gecerken anlam kaymasina ugramis bir sozcuktur. fransizcada kurye*, mektup, posta, hatta resmi evrak gibi anlamlara gelmekteyken, turkcede "kuryeyi yerine ulastiran kisi" anlaminda kullanilmaktadir.

    bence turkcedeki en cok bilinen yan anlaminin acilimi icin,

    (bkz: kurye kiz dilek)
    (bkz: dilek ornek)
  • (bkz: topukçu)
  • (bkz: courier)
  • "ekspres", "direkt hedefine dogru yola cikin!", "tanrilar sizinle at sursun!" demediginiz surece bu kurye sistemi geze geze ilerleyen, yolunun ustundekileri dagitmaya oncelik veren ve sadece gun icinde herhangi bir saat teslimat garanti eden olusumlarmis bugun ogrenmis oldum. gelecekte bir kac saat icinde yetismesi gereken bir seyleri yollamak isteyecek olanlara duyurulur.
  • kapı zili ile merdiven otomatiğini ayıramayanları var ve bunlara denk gelmek kadar kötüsü yok. zile basmak yerine merdiven otomatiğine basarlar, siz doğal olarak bir şey duymazsınız, ardından da sizi bulamadıklarını rapor ederler.
  • bunların orta halli restaurant vb. yerlerinin paket siparişlerinde çalışanlarının büyük çoğunluğu orospu çocuğudur; trafiğin anasını siker, geceleri yarış yapar, apartman diplerinde içip ahaliye laf atar.**
hesabın var mı? giriş yap