• ara sıra evimin yamacında olduğu için sakal traşı için tercih ettiğim selami isimli berber amcadan hareketle varolduklarını sadece tahmin edebildiğim,berber kavminin azınlıklarıdır bunlar.

    türkiyede berber salonları,kıraathane kuvvetinde bir geyik muhabbetinin ve bitmek tükenmek bilmez sorgu sual seanslarının merkezi durumunda olduğundan,selami amca gibi konuşmayan berberler türk erkeğinin zihninde ilk başlarda tahriş etkisi bırakabiliyor.
    böyle bir berbere girdiğinizde içerdeki derin sessizlik dikkatinizi çekiyor ilk olarak..evladiyelik radyondan yükselen nihavend ezgiler de olmasa sessizlik iyice sinir bozucu olabiliyor bekleme esnasında.bu bakımdan konuşmayan bir berbere gittiğinizde eğer içeride müşteri varsa sıra bekleyip can sıkıntısından patlamaktansa daha sonra uğramayı tercih edin derim.yurt sathında genel geçer olarak rastlanan geveze berber salonlarının tek çekici tarafı da bu olsa gerek : sıranın size gelmesini beklerken akla hayale gelmeyecek geyiklere kulak misafiri olduğunuzdan zamanın nasıl geçtiğini anlamamanız.zaten sıkıntı da o koltuğa oturduktan sonra başlar ya.

    sırasıyla ve tüm rutinliği ile:

    -nasılsın delikanlı ?
    -öğrenci misin ?
    -nerde ?
    -dersler nasıl ?
    -buralarda mı oturuyorsun,semtten misin ?
    -hangi takımı tutuyosun ?

    gibi soruları aynı rutinlikte cevaplarken berberin aynı anda yandaki sandalyedeki müşteriye nasıl laf yetiştirdiğini hayretle izlersiniz.öyle ya elinde jilet olan odur ve o koltukta oturduğunuz sürece onun sinirini bozmak pek hayrınıza olmaz.şimdi bunu bir kenara bırakıp bizim selami amcaya dönelim..selami bey tahmin ediyorum her türk berberi gibi konuşkan olarak dünyaya gelmiş ama çeşitli nedenlerle kendini sessizliğe vermiş bu esnada da ekmek teknesinden vazgeçememiş bir yurdum berberidir..tüm traş süreci boyunca ağzından dökülen tek cümlenin hece düşmesine mağruz kalmış bir saatler olsun olduğu düşünüldüğünde kendisinin efkar ve inziva hiddeti daha net anlaşılabilir.

    selami bey yüzümde usturayı gezdirirken her seferinde şöyle bir soru gelir dilimin ucuna :

    neden tefekkür değil de berberlik selami amca,
    peki neden hira dağı değil de berber salonu ?

    ama dillendiremem bir türlü..sessizliği bu ironik soruyla dağıtmak şu güzel ortamı bozacakmış gibi gelir bana..
  • pete and petein bir bölümünde ki bizim izlediğimiz son bölümdü de aynı zamanda, uzun ve maceralı şekilde(ninjalar, pizzacı tavşanlar, işkence olarak kırmızı ışıkta beklemek) incelenmişti bu konu, büyük pete oturduğu koltuktan, ufak pete ise mafya vari yeteneklerini kullanarak konuşmasının bir yolunu arıyorlardı, şimdi diziden çıkartılan ders ise pete in yanlardan tuhaf şekilde sarkan saç tutamları dışında kel kalan kafasının aynadaki yansımasıyla anlatılabilir..
  • iki isi bi' arada yapamayan bir berber olabilir karsinizdaki, hos gormelisiniz; ama bir de uc isi bi' arada yapamayan berberler vardir, bunlara dikkat etmelisiniz. bu tur bir berber, bir yandan sac kesip, bir yandan kolunuza surtturmekle* mesgul oldugundan, haliyle konusamayabilir. cok dikkatli iseniz, bir tiras seansi boyunca, ozellikle de tirasin sonlarina dogru, oh ya da oh$ efekti duymaniz olasidir. yaz mevsiminde islakligi hissetmek de bir baska ihtimaldir.
    herifin kafasina makasi saplamaniz ya da makasi kapip cukunu kesmeniz caiz midir? orasini ben de bilemeyecegim..
  • orada olmayan adamdir, konusmaz, sadece saci keser.
  • japon i$i bir robottur. suratina su ve benzeri $eyler sikmayiniz...
  • dillemeyi bilen; ama dilinizi bilmeyen berberdir. lal de olabilir.
  • makasıyla konuşan berberdir.
    işini bir performans olarak addeder.
    ilgilenmesi gereken saç tarlasını özenle derleyen dikkatli bir bahçevandır.
    yere dökülen ve temizlemek için süpürmeye başladığı ölü saçları bile saygıyla temizler. çünkü velinimetine karşı vazifesinin son aşamasını da susarak ve saygıyla yapar. o susar, siz de ona uyup susarsanız, sanki dünya susar.
    sadece saçlarınız konuşur.
  • (bkz: olu usta)
hesabın var mı? giriş yap