• lazika savaşı ya da egrisi savaşı olarak da bilinen, doğu roma imparatorluğu ile sasani imparatorluğu arasında m.s. 6'ncı yüzyılda yaklaşık yirmi yıl sürmüş ve kolhis olarak da bilinen batı gürcistan bölgesinin hakimiyeti için dönemin iki süper gücünü karadeniz kıyılarında karşı karşıya getirmiş bir dizi muharebe.

    532 yılında justinianus* ve yeni tahta çıkan sasani şahı hüsrev arasında imzalanan ebedi barış(!) antlaşmasına göre kayıtlarda lazika krallığı olarak geçen doğu karadeniz'deki küçük devletin kralı tzath ve yönetim erkanının tamamı hıristiyanlığı kabul edecekti. zaten eftalitler ile başı uzunca bir süredir dertte olan sasaniler, bir de kafkaslar'ın kuzeyinden kendi topraklarına sızabilme potansiyeli olan başka göçebe topluluklarla baş etmek istemediklerinden lazika krallığı'nın doğu roma etkisi altına girse de bölgedeki konumu gereği hem kendilerini hem de doğu roma'yı daha kuzeyden gelebilecek akınlardan koruyabilecek stratejik bir konumda olduğunun farkındaydı. zaten, tahta çıktığından beri en önemli gayesi italya, afrika ve galya'yı yeniden imparatorluk bünyesine kazandırmak olan justinianus da bu anlaşmayla doğu ve kuzey doğu sınırlarını güvence altına aldığını düşünüyordu. kazın ayağı ise öyle değildi.

    534'ten itibaren pitsunda ve poti'deki siyasi etkisini ve asker sayısını artırmaya başlayan doğu roma imparatorluğu, en sonunda 536 yılında tzath ve şûrekasının hıristiyanlığa halen geçmemiş olduğunu öne sürmek suretiyle lazika krallığı'nın başkenti arkhaepolis'e yaklaşık 3,000 asker gönderdi. ermenistan eyaletinin magister militum'u ioannes çibus önderliğinde önce petra'ya, sonra da arkhaepolis'e gelen bu ordu, önce krallığın iç işlerine karışmaya daha sonra da krallığın tüm limanlarındaki ticarete imparatorluk adına el koyunca, halk arasında bir isyan baş gösterdi.

    538 ya da 540 yılında babasının yerine tahta çıkan gubaz, doğu roma'nın ekonomik ve askeri baskısına daha fazla dayanamayıp bir halk isyanıyla tahtını da kaybetmemek için 541 yılında sasaniler'den yardım isteyince savaşın da fitili ateşlenmiş oldu ve ebedi barış on yılını bile tamamlayamadan son buldu.

    şah hüsrev, 541 yılının sonlarında doğru yaklaşık 15 bin kişilik bir orduyla lazika'ya girdi ve petra kalesini ele geçirdi. bu esnada, ioannes çibus öldü ve doğu roma orduları bir süre komutansız kaldı. 4 bin kişilik bir orduyu bölgeyi kontrol etmesi için güvendiği komutanlarından mermeroes ile birlikte petra kalesi'nde bırakıp başkent ktesifon'a dönen hüsrev, romalılar'ın bu bölge hususunda ciddi olduklarını çok geçmeden anladı.

    542 ve 543 yılında justinianus'un emirleriyle birlikte efsane komutan flavius belisarius, hüsrev'i nisibis* önlerinde iki kez mağlup edip savaşı yeniden kolhis bölgesinden çıkarıp bir doğu roma-sasani savaşına çevirmek istediyse de hüsrev'in akıllıca bir geri çekilme taktiği uyguladıktan sonra rakka'yı* ele geçirmesiyle bu planından vazgeçti ve konstantinopolis'e geri döndü. savaş, kolhis bölgesi ile sınırlı kalacaktı.

    545'te kısa süreceği her halinde belli olan bir barış imzalandıktan sonra, bölgede zerdüşt inancını yaymak için yoğun çaba harcamaya başlayan hüsrev'in bu çabaları, çoğu hıristiyanlaşmış olan lazika halkını ve kral gubaz'ı öfkelendirdi. 548 yılında bu kez justinianus'tan yardım isteyen gubaz, konstantinopolis'ten gelen yaklaşık 9 bin askerle birlikte bu kez sasaniler'in elinde olan petra kalesi'ni kuşattı. kuşatma başarısız oldu ve kale komutanı mermeroes, paraları ödenmediği için bir kısmı kendi ordusuna katılan doğu roma askerleriyle birlikte emrindeki yaklaşık 12 bin askere bölgeyi talan etme talimatı verdi.

    bunu kabul etmeyeceği belli olan imparator justinianus, bu kez de yaklaşık 7 bin kişilik bir orduyu başlarına ostrogot kökenli dagisteus'u atayarak bölgeye gönderdi. 549 yılındaki phasis savaşında mermeroes ve askerleri kesin bir yenilgiye uğradı; arkhaepolis bir kez daha doğu roma yönetimine geçti. lâkin, mermeroes iran'dan gelen yeni 4 bin kişilik ordusuyla birlikte tekrar saldırıya geçti ve bölgenin en önemli kentlerinden kutaisi'yi ele geçirdi. daha sonra arkhaepolis'i kuşattıysa da bu kuşatması çok uzun ömürlü ve başarılı olmadı.

    554 yılında lazika ordusu destekli doğu roma ordusuna ağır kayıplar verdiren mermeroes, arkhaepolis'i bir kez daha kuşatma hazırlığı yaparken hastalıktan öldü. hüsrev, kendisinin yerine nahoragan isminde bir generali atadı. öte yandan, mermeroes'e mağlup olan doğu roma ordusunun başındaki generaller rustikos, trakyalı bessas ve martinus ciddi bir kavgaya tutuştu ve ordunun başında yalnızca rustikos kaldı. kısa süre içerisinde, lazika kralı gubaz muhtemelen arkasında rustikos'un olduğu bir suikaste kurban gitti ve bölge halkı bir kez daha ayaklandı.

    bu ayaklanma sürerken rustikos komutasındaki doğu roma ordusu, sasani kontrolündeki stefanopolis* kentine saldırdı ve büyük bir mağlubiyet aldı. bu savaştan sonra rustikos, konstantinopolis'e geri çağrıldı ve kısa süre içerisinde kral gubaz'ın cinayeti ve vatan hainliği suçlarından idamına karar verildi.

    justinianus'un yeğeni flavius iustinus, bölgedeki ordunun komutasını ele aldı ve nahoragan'ı 556 yılında önce stefanopolis, sonra da arkhaepolis'te mağlup ederek bölgedeki sasani hakimiyetine tamamen son vermiş oldu.

    557 yılında hem askeri hem de ekonomik olarak bitap düşmüş iki süper güç savaşa son vermek üzere bir ateşkes imzaladı ve bu ateşkesi takiben "50 yıl barışı" diye bilinen ve tiberius ile mavrikios dönemlerinde birkaç seneliğine bozulsa da flavius phocas augustus'un doğu roma tahtına çıkmasıyla tekrar hortlayacak olan savaşa kadar sürecek bir barış imzalanmış oldu. öte yandan, bu anlaşmaya göre lazika krallığı, doğu roma'nın vasalı olarak kalmaya devam edecek ve her üç devlet de savaş öncesi sınırlarına çekilecekti.

    kesintiler de olsa yaklaşık 17 yıl süren bu savaşlar silsilesi sonucunda doğu roma imparatorluğu müttefikleriyle birlikte toplamda 20 bin, sasani imparatorluğu yaklaşık 30 bin askerini kaybederken tahminen 40 ilâ 60 bin arasında sivil de hayatını kaybetti. bu savaşın etkisiyle önemli bir insan gücü kaybı ve ekonomik yıkım yaşayan lazika krallığı, savaş sonrası bölgeye akın eden gürcüler'in bölgede nüfus anlamında hakim bir konuma gelmesiyle birlikte yaklaşık 100 yıl sonra hem sosyal hem de politik olarak gürcüler'in etkisine girdi ve 697 yılı itibariyle de gürcistan krallığı'nın bir parçası haline geldi.
hesabın var mı? giriş yap