• 1600-1867 yılları arasında japonya’da hüküm süren edo dönemi’nde gelişen, genellikle mütevazı günlük yaşamı yansıtan ve benzersiz tahta baskılar ile tanınan popüler sanat dalı ukiyoe’nin, özellikle katı kurallar içinde yaşayan saraylı kadınların karmaşık duygusal yapılarını yapıtlarına başarı ile aktarabilen en önemli temsilcilerindendir.
  • utamaro kitagawa, 19. yüzyılın başlıca ukiyo-e sanatçısı olarak büyük beğeni görür. utamaro’nun asıl adı ichitaro kitagawa’dır. kariyerine, ressam toriyama seiken’in yanında başladığı kabul edilir. bilinen erken işleri, utagawa toyoaki adı altında yayınlanan oyuncu portreleri ve tiyatro programlarıdır. 1781/82’de adını kitagawa utamaro’ya çevirmiş, 1783’de, birlikte birçok kitap resmi yayınladığı yayıncı tsutaya juzaburo ile başarılı bir işbirliğine girişmiştir. utamaro’nun erken işleri, torii kiyonaga ve harunobu’dan etkilenmiştir.

    1791’den beri, utamaro, çalışmalarında kadın portreleri üzerinde yoğunlaşmıştır. modellerini sokaktan veya yoshiwara zevk semtinden bulmuştur. “ehliyetli semtler”deki kadınlarla olan ilişkilerini anlatan hikayelerin çok olduğu söylenir. utamaro’nun kadınları, daha önce hiçbir sanatçının ulaşamadığı bir hassasiyete sahiptir. kadın portrelerinin cilt renklerini daha farklı ve yumuşak bir biçimde ifade edebilmek için bazı yeni teknikler denemiştir. iki yıl sonra, 1793’de, utamaro, yeni bir kadın portreleri serisi ile, yaygın ün kazanmıştır. fakat sanatçı, kadınları, gerçek, doğal görünümleriyle göstermemiş; onları aşırı uzun ve zayıf vücutlarla idealize etmiştir. başların uzunluğu, genişliğinin iki katı, burunlar çok uzun, gözler ve ağız ise küçük açıklıklar olarak ifade edilmiştir. kadınlar uzun boyunlara ve dar omuzlara sahiptir. geç 18. yüzyılın japon kadınının tipik görünümü, utamaro’nun tasarımlarındakilerden çok farklıdır. onun kadınları daha çok, bugünün moda dergilerindeki modellere benzer. utamaro’nun portrelerinin başarısının anahtarı bu olabilir mi?

    1804’te, sansür yasalarını çiğnediği için, utamaro’nun başı otoriteyle derde girmiştir. hükümdar toyotomi hideyoshi’yi karısıyla ve beş odalığıyla gösteren tarihsel bir sahnenin betimlendiği bir baskı yayınlaması, tokugawa ailesinin baştaki şogunluk’una karşı suç sayılmış, sanatçı kısa süre için hapsedilmiş ve bazı kaynaklara göre elli gün süresince kelepçe takmak zorunda kalmıştır. başka kaynaklara göre ise, kelepçe yerine demir bir tasma takmıştır. bu olay ona büyük darbe yaptı ve derin depresyonlara girmesine neden olmuş, sanatçı, iki yıl sonra, 53 yaşında, edo’da ölmüştür. utamaro, ölünceye kadar baskı yapmaya devam etmiştir.

    ölümünden sonra, öğrencisi koikawa shuncho, utamaro’nun dul karısıyla evlenmiş ve ustasının adını alarak, 1820’ye kadar, onun tarzında güzel kadın portreleri üretmeye devam etmiştir. ustasıyla ayni imzayı kullandığı için, bugünün sanat uzmanları için büyük karışıklığa sebep olmuştur. utamaro baskılarının toplam sayısının 2,000’in üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. bunların yanında, resimler, surimono baskıları ve aralarında 30’dan fazla (erotik görüntüleri içeren) shunga kitabının olduğu resimli kitaplar da vardır.

    klasik edo dönemine ait japon tahta baskılar, avrupa’ya geç 19. yüzyılda, büyük miktarlarda ithal edilmiştir. o dönemde, ticari ithallere hollandalı tüccarlar hakimdi. japonya batı’ya açılmadan önce, hollanda, japonya ile kaçakçılık işine hakimdi. avrupa’ya gelen baskıların çoğu, utamaro kitagawa resimlerinin ukiyo-e’leriydi – birkaç orijinal, birçok röprodüksiyon, birçok utamaro ii ve birçok da sahte kopya. ithal eden başlıca ülke fransa idi – fransızlar onun hoş kadın portrelerini çok beğeniyordu. bu 19. yüzyıl ithallerinin sonucu olarak, fransa bugün utamaro baskılarının – orijinal, röprodüksiyon ve sahte – başlıca kaynağıdır.
  • sinemaya da konuk olmuştur elbette:
    (bkz: utamaro o meguru gonin no onna)
    (bkz: utamaro ve beş kadını)
    (bkz: kenji mizoguchi)

    mizoguchi de bir nevi sinemanın kadın ressamı sonuçta. her filminde onların ruhlarını çiziyor. meslektaşını önce o hatırlamayacak da kim hatırlayacak!

    utamaro'nun, düello için gelen kızgın adamı sanatla yatıştırışı, kozların kılıçla değil kalemle paylaşılışı hoştu.
hesabın var mı? giriş yap