*

12 entry daha
  • fakir, gibi, düzenlilik hastası - obsesif insanların bile yapabildiği eylem.

    ayıraca hayır
    evet, gönül ister ki kitap okurken ayıraç kullanalım, ara verdiğimizde ayıracın üstündeki desenlerle hayallere dalalım. ancak genelde kapkalın olan bu ayıraçlar, insanda rahatsızlık hissi yaratabilir. ortaya konulsa kitapta pot yapar, en arkaya koysak düşebilir, başa koysak sayfalar açılmaz. eh ince ayıraçlar da pek kullanışlı değildir, onları da kitap içerisinde bulmak bazen 8-10 saniye alır, ve ben 8-10 saniyemi buna harcayacağıma, sayfaları biraz karıştırsam, en son nerede kaldığımi bu kadar sürede bulabilirim, böylece ayıraç bağımlısı olmak zorunda kalmam.

    kitaplara yapılan işkenceler
    ancak kesinlikle, kitapların sağına -soluna -ortasına, kankanın telefon numarasını yazmaya, tüpçünün adresi, regl'in ilk günü gibi gereksiz bilgilerin güzelim sayfalarda yer bulmasına karşıyım. "x günü y'den z ile birlikte aldım" gibi bilgiler kitaba renk katabilecek iken, tüpçü ile ilgili bir bilgi, eğer lpg ile ilgili bir kitap okumuyorsanız, sadece kakofoni yaratır.

    hayatta bir iz
    şimdi, ödünç alınan kitaplara daha nazik davranılması gerekir, buna şüphe yok. ancak, eğer mecbur değilseniz o kitabı vermeye, birkaç sayfanın kenarının kıvrılmış olması çok da rahatsızlık vermemeli. zira hayat bir fanus değildir. bize gelen ve bizden giden şeyler güzelleşir ve çirkinleşir. elimize aldığımız veya ilgilendiğimiz herşey üzerinde ama iyi ama kötü izler bırakırız. sayfalarını koparırız, sonra selobant ile yapıştırırız, yeni sayfa ekler, mevcut çirkin izleri silmeye çalışırız. ve üstünde izler bırakırız.. hayat kadar gerçek olan bir nesne'de bu izleri bırakmaktan kaçınmak ise bana biraz tuhaf gelmektedir.
    not: yazıdaki mevcut bir çelişkinin farkındayım. ancak anlattığım ruh, göz önüne alınınca, bahis konusu yapmaya gerek yok.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap