kırk yaş ^*

• "boru" değil.
  
  ama bir insan için "değişim hevesi", hayatına yansıtacak kadar karşı konulamayacak hale gelmemişse daha;
  hala "on"a göre "yirmi", "yirmi"ye göre "otuz" kadar farklı da değil.
  
  artık ellide dener şansını insan.
  o da olmazsa, altmış, yetmiş, seksen, doksan..
• kırk yaşın eşiğinde şiir
  şair: ataol behramoğlu
  
  küçük heyecanlara paydos
  çünkü rüzgarla aynı yaştayım
  çünkü güneş kardeşim
  bir ırmakla sevişmekteyim
  
  bana artık dingin olmak
  bana yalınlık yaraşır
  içimde şiirin güzelliği
  yaşamak sevinciyle yarışır
  
  güzeller güzeli ömrüm
  sana git gide sevdalanıştayım
  nice emeklerle dokunmuş
  bir ince, bir nazlı nakıştayım
  
  küçük tasalara, tutkulara paydos
  çünkü evrenle aynı yaştayım
  başsız sonsuz doyumsuz
  bir baş döndürücü akıştayım
• ruh, his ve zihin dünyası birbirinden güçlü ve baskın olup her biri tarafından başka yöne çekilen adamın, her şeye rağmen kendisini var eden ve farklı kılan bu üç unsur arasındaki ayrılık makasının iyice daraldığını fark ettiği yaştır.
  
  evet; artık hisler ve zihin, büyük ölçüde ruhun istediğini arzulamakta ve doğru bulmaktadır. belli ki bundan sonrası daha rahat ve başarılı, isabetli kararlar ve neticede muvaffakiyetle dolu olacak.
• erkeklerin en verimli döneminin başlangıcıdır
• erbain