• 2.dünya savaşı başlamadan önce,almanya,avusturya ve çekoslovakya'da bulunan ve yaşları 17'den küçük yaklaşık 17000 yahudi çocuğunun ingiltere'ye nakledilmesine verilen isimdir.savaş başlamadan önce,nazilerin yahudi düşmanlığı ciddi eylemler boyutuna çıktıktan sonre,ingiltere,kendü bünyesindeki yahudi organizasyonlarının da çabalarıyla,yahudi göçünü engelleyici yasalarını yumuşatarak, kendisini yahudi çocuklarına açmıştır. 2 aralık 1938'de başlayan nakiller 1939 eylül'üne kadar devam etmiş,nakledilen çocuklardan ingiltere'de bir hâmisi bulunanlar onların yanına gönderilmiş,bulunmayalarsa eğitim kamplarında ağırlanmıştır. bu kamplarda çocuklar bir yandan ingilizce dersler görürken diğer yandan sportif ve kültürel faaliyetlerde bulunmuşlardır.

    eğitim kamplarında konaklayan çocuklar,hem ailelerinden uzak kalmanın acısını hem de kampa gelen müstakbel ingiliz anne-baba adayları tarafından seçilme beklentisi ve hayalkırıklığını yaşamak zorunda kalmışlardır. ingilizler genel olarak sarışın,mavi gözlü ve yaşı görece küçük olan çocukları seçtiğinden;bu kıstaslara uymayan ve seçilmedikçe yaşları kaçınılmaz olarak büyüyen çocuklar,seçilme şansından mahrum kalmışlardır.

    nakledilen çocuklar savaş başlayana kadar aileleriyle mektuplaşma imkanı bulabilmişlerdir,ne var ki savaş başladıktan sonra tüm iletişim yolları kapanmıştır. zaten nakledilen çocukların sayıca çok küçük bir kısmı,savaş bittikten sonra yeniden ailelerini görebilmiş,büyük bir çoğunluğunun aileleri toplama kamplarında imha edilmiştir.

    savaş bittikten sonra aileleriyle yeniden görüşme şansını bulanlar,uzun yıllar ingilizce konuşmak ve ingiliz kültürüne maruz kalmanın sonucu olarak ailelerine karşı yabancılaşmış,bir zamanlar en yakını olan insanlarla iletişim sorunları kurma trajedisini yaşamışlardır.

    kindertransport'la ingiltere'ye nakledilen çocuklardan sağ olanlar,günümüzde halen ingiltere'de ve israil,kanada ve abd gibi ülkelerde yaşamlarına devam etmektedirler.
  • 1938 yılındaki kristal gecenin (bkz: kristallnacht) ardından ingiltere'deki yahudiler aracılığıyla başlatılan ve yahudi çocukları nazilerden kurtarmayı amaçlayan nakil işlemi. bu işlemin ingiliz hükümeti tarafından kabul edilmesi için çok sayıda sivil toplum kuruluşu, özel işletme ve hatta hali vakti yerinde vatandaşlar çocukların günlük ve eğitim masraflarının karşılanması ve nazi tehdidi atlatıldıktan sonra çocukların kendi ülkeleri veya başka ülkelere göç etmesi konusunda güvence vermişlerdi. uzun tartışmalardan sonra ingiliz hükümeti’nden nakil işlemi için onay alınmıştı. buna göre, nazi tehdidi altındaki 18 yaşından küçük çocukların aileleri olmadan ingiltere’ye nakledilmesi kabul edildi. nakledilecek çocuk sayısı konusunda herhangi bir limit konulmamıştı; dolayısıyla olabildiğince çok sayıda çocuğun tahliyesi için çabalandı.

    başlangıçta almanya, daha sonra avrupa’nın nazi tehdidi altındaki hemen her ülkesine yayılan bir organizatörler ağı kuruldu. bir öncelik sırası oluşturuldu ve durumu en vahim olan çocuklar listelendi. bunlar, örneğin nazi toplama kamplarında esir tutulan ve tutuklanma tehlikesi olan 10-17 yaş aralığındaki ergenler, yahudi yetimhanelerinde kalan kimsesiz çocuklar, aileleri çok fakir olan bakıma muhtaç çocuklar veya aileleriyle birlikte toplama kampında tutulan çocuklardı. böylece halihazırda ailelerinden uzakta ve nazi tehdidi altında en fazla acı çekme olasılığı olan çocuklara öncelik verildi.

    yukarıda söz ettiğim gibi, bu tahliye uzun tartışmalara konu olmuştu. çocukların aileleri olmadan başka bir ülkeye nakledilmesi, tartışmaların en önemli konu başlıklarından biriydi. örneğin kasım 1938’de ingiliz parlamentosu’nda tartışmalar devam ederken, şüpheleri gidermek isteyen bakan samuel hoare, almanya’daki yahudiler arasında yapılan bir tür kamuoyu yoklamasının sonuçlarını anlattı: neredeyse tüm yahudi aileler, çocuklarının tek başlarına da olsa nazi zulmünden kaçırılmasını istiyorlardı. burada bir not düşmek lazım: parlamentodaki önemli bir kısım bu girişimi çok riskli buluyordu; bazıları çocukları aileleri ile birlikte, bazıları ise aileleri olmadan kabul etmeye gönüllü olmuyordu. hoare, politik yollarla parlamentoyu bu nakil işlemine ikna etmeye çalışıyordu. ingiliz parlamentosu'ndaki bu tartışmaların kayıtlarına şuradan ulaşılabilir.

    öte yandan, başlangıçta bu kurtarma operasyonuna sıcak bakmayan az sayıdaki yahudi ise 1939’da savaşın başlaması, nazi askerlerinin sınırları kapatması ve artık nakil işleminin son bulmasıyla durumun vahametinin farkına vardılar. örneğin, 14 mayıs 1940’da hollanda’dan son bir nakil işlemi gerçekleştirip, son anda 70’ten fazla çocuğun yaşamını kurtarmayı başaran geertruida wijsmuller-meijer, tahliye sırasında bazı ailelerden rıza alamadı. bir nevi çocukları kaçırdı. aileler başta bu duruma karşı çıktıysa da, 15 mayıs’ta tüm ülke sınırları nazi askerleri tarafından kapatıldı ve rotterdam bombalanmaya başlandı. hollanda, 1945 yılına kadar nazi işgali altında kaldı. o gün tahliye edilen çocuklar hayatta kalıp yaşamlarına devam ettiler; ancak hemen hepsinin yakınları savaşta öldü.

    sonuç olarak, yaklaşık 9 aylık bir dönemde, çoğunluğu yahudi yaklaşık 10 bin çocuk almanya, avusturya, çekoslovakya, polonya gibi ülkelerden ingiltere’ye getirildi. ikinci dünya savaşı’nın resmen başlamasıyla sınırlar kapandı ve nakil işlemleri sona erdi. savaş sırasında son bir nakil işlemini, yukarıda sözünü ettiğim, geertruida wijsmuller-meijer gerçekleştirebildi. başlangıçta çocukların savaştan sonra ülkelerine dönmesi üzerine anlaşıldıysa da, savaştan sonra dönülecek bir ülke kalmamıştı. az sayıda çocuk aileleriyle buluşabildi. çocukların bazılarının ailelerine ulaşılmaya çalışıldıysa da, çoğu soykırımda ölmüştü. dolayısıyla çocukların büyük bir bölümü ingiltere’de kaldı; bir kısmı ise amerika, israil, kanada, avustralya gibi ülkelere göç ettiler.

    kaynak ihtiyacı olanlara birkaç ek bilgi ve kaynak da verelim tam olsun:

    kindertransport’un en tanınmış kahramanlarından biri “ingiliz schindler” olarak da bilinen, sir nicholas winton’dır. o zamanlar 29 yaşında olan bu ingiliz bey, 669 çocuğun çekoslovakya’dan ingiltere’ye naklini organize eder. yıllarca bundan kimseye söz etmez. kendisi hakkında dram-belgesel türünde şöyle bir film ve yaşamını kurtardığı çocuklarla buluşturulduğu şöyle bir program vardır.

    kindertransport sayesinde kaçmayı başaran ve ünlü bir konser piyanisti olan mona golabek’in hayatı "the children of willesden lane: beyond the kindertransport: a memoir of music, love, and survival" adlı kitaptan okunabilir.

    bu olay, günümüzde zaman zaman suriye mülteci krizi tartışmalarında da geçmektedir. ingiliz hükümeti’nin o günlerdeki tavrı, ikna edilmesinin zorluğu, ortaya koyduğu engeller eleştirel bir gözle de değerlendirilir. şurada böyle bir makaleye ulaşmak mümkün.

    peki en önemlisi, ingiltere'ye nakledilen o çocuklar neler hatırlıyor, neler hissediyorlar? kendi anlatımlarıyla: 1 2

    edit büdüt:

    ayrıca benimkinden biraz daha detaylı bir özet için: holocaust encyclopedia ve wikipedia kurcalanabilir.
hesabın var mı? giriş yap