kaytarmak

• bir işi yapmamak için bahane uydurmak, ortadan toz olmak gibi çarelere başvurarak yan çizmek.
• insan hali iste cıplak ayakla tasa basınca karnını agrıtır, kırlara gezmeye gidince temiz hava carpar, mantı cok kacar uyku yapar tabii, normaldir, gunesli hava gozleri yorar, sacları toplamak bas agrıtır, fasulye ayıklanır parmak yorulur, haftaya sular kesilicektir, bu boyle gider, hic uygun diyildir, zamanı gecmistir artık, soonaya kalması sarttır, zatendir, oburleridir, yarındır, yeri gelince e ısrar etmesene dir, ooohooo. bunların hepsi tabi ınsanlık halidir. kaytarmak ise o bahaneyle isi yapmama arasındaki 3 saniyede gecerli olabilecek bir cumle kuramamaktır. iste bu yuzden kaytarmak zor istir ve ciddiye alınmalı, emek verilmeli, yapabilenler de icten takdir edilmeli dıstan da dokunulmamalıdır.
• bir tembel insan davranışı.
  (bkz: tembele iş buyur sana akıl öğretsin)
• kaytarmak mastürbasyon gibidir kısa zamanda zevk verse de uzun zamanda kendi kendini sikersin
• 8. günah
• çalışan için başvurulan bir yöntem olması itibariyle zevkli olarak algılanmasına rağmen, işveren için gayet can sıkıcı bir durumdur.zira işveren kabak gibi çalışanının kaytardığını çok uzaktan da olsa tespit edebilmektedir.çünkü kaytarmak yanında sallamamak,boşvermek,dikkatsizlik,özensizlik ve saygısızlık ile birlikte gelir.işveren bu süreçte çalışanını tekrar eskisi gibi çalışma temposuna sokabilmek ve onu tekrar konsantre edebilmek için sosyolojik,psikolojik,ödül/ceza yöntemlerini gözden geçirirken çalışan ise "nasıl da yutturdum,fakına bile varamadı" diye düşünmektedir.çalışan tazminat kozu ile gayet rahattır ve işvereni ne kadar rahatsız ettiğinin farkındadır.
• an itibariyle dağ gibi çevirinin başında oturur iken entryler düzmek (bu da nepçim fiil he) suretiyle köküne kadar gerçekleştirdiğim iş, oluş, eylem bildiren sözcük. kaytarma sırasında sizde de olur mu bilmem ama bende enseme böyle sanki bir beyzbol sopası ile sert değil ama yumuşak da değil bir tane giydirmişler gibi bir uyuşukluk hasıl oluyor. uyur gibi, uyanık gibi, hafiften bir baş ağrısı ama böyle rölantide giden bir ağrı gibi. "o işi yapmayayım da ne yaparsam yapayım", bir mallaşma hali gibi...
  
  ikinci bir türü de hamaratlığa yöneltenidir, yine buna da şahsımda yetişmesi gereken kol gibi çeviriler neden olur; şöyle ki; yemek yenmiş, kahve makinesinde bir litreye yakın kahve hazır edilmiş, temizlik yapılmış, çalışmayı engelleyecek her tür etmen ortadan kaldırılmıştır; o sırada tuzlu kek tarifi deneyesim gelir, mutfak dolaplarının içini silesim gelir, sökük dikesim gelir, ebru sanatına gönül veresim gelir; yine "o işi yapmayayım da ne yaparsam yapayım" mallığı devrededir; epeyce pahalı bir mallıktır bu zira hurmaların ertesi günkü tırmalayıcı özellikleri malumdur. ha kaytarıyorsanız ve yapmanız gereken işten kurtuluyorsanız kaytarınız bence; ama kaytarmak size ertesi gün double penetration olarak, threesome olarak filan geri dönecekse pek de hayırlı olmuyor. iki saatlik işe üşenen bünye ertesi gün ske ske dört saat işi yapınca anlaşılıyor bu.
• (bkz: kaytak)
• en iyi yaptığım iş ve fakat kimse bunun için para vermediği için meslek olarak icra edemiyorum. yannızca hobi düzeyinde kaldı yavrucak.
• azerice geri vermek anlamında kullanılan sözcüktür.
  -ay kişi başa düşmüşem ama pulu getir
  -6. gün getirecem ağabey; istemezsen malının hamsını kaytarıram. p