• bahtiyar bir geçmişi uğurlayan adamın elinde kalan son soru. hani bazı kitaplar vardır; bittiklerinde garip bir boşluk kalır insanın içinde. uzun soluklu bir maceranın, yer yer dramlar içerse de, artık tamamen karanlığa gömüldüğünün kesinliği sarınca insanı bir defa; burukluktan mı yoksa yeniden başlamanın zorluğundan mı doğduğu anlaşılamayan kesif bir ürperti kabarır insanın benliğinde. yeterince zaman, yeterince karanlık yahut aydınlık unutturabilir elbette boşluktan doğan o adlandırılamayan kederi. ta ki yıllar sonra dönüp bakınca arkaya; onca geçmiş mutluluğun hatta dert ve tasaların nicesi; yüzde buruk bir tebessüm bırakan bir gölge hatıraya dönüşürse şayet, soracak ne kalmıştır maceralara dair? evet, maceralara dair! lakin kime sormalıdır bu soruyu? kendine mi, hayata mı? belki de boşluğa sormalıdır insan. geçmiş maceraların ardından kalan o kesif kokulu boşluğa...

    ben zebani tarlasında yabani meleğim!
    yabancı hancı!
    sancı evreninde zancı!
    tutuklu avcı!
    kolları kelepçeler diyarı!
    riyalı mutluluklar yadigarı!
    uğurla bahtiyarları!
    saç telimde öldü, doğdu!
    sularda boğdu kendini!
    güneş yakarken kendini...
    bir kalemde yazdım tüm şiirleri!

    ve kral elessar göçüp gider. denir ki, meriadoc ve peregrin’in mezarları, büyük kralın mezarının yanına getirilmiş. sonra legolas, ithilien’de gri bir gemi yapmış anduin’den aşağı. deniz’in ötesine yelken açmış; denir ki, cüce gimli de yanındaymış. ve o gemi de gittiğinde, orta dünya’da yüzük kardeşliği’nden kimse kalmamış.

    sevgili hiçlik ya da sevgili heplik, yanıt ver bana; hangimiz varız, ya hangimiz yokuz? kavalyem olsa öpebilir miyim ölümü? yıl dönümü pembe dünya gezegeninde kışların siftahı; yüz bin akçe meyve verse, getiremez ki maceramı...

    ben zebani tarlasında yabani meleğim!
    yabancı hancı!
    sancı evreninde zancı!
    tutuklu avcı!
    kolları kelepçeler diyarı!
    riyalı mutluluklar yadigarı!
    uğurla bahtiyarları!
    saç telimde öldü, doğdu!
    sularda boğdu kendini!
    güneş yakarken kendini...
    bir kalemde yazdım tüm şiirleri!
    nefesi bitti maceramın!
    yaşama soktum yenisini!
    çektim içime...
    tekrar merhaba hayat!
    çünkü burada her şey var!
    burada her şey var!
    her şey var!
    her zaman...

    kanlı ayın gölgesi süslüyor güney denizlerinin üzerini şimdilerde.
    selam olsun sana güney yıldızı!
    ve cevap veriyorum:
    öpemem...
    öpmeyeceğim!
    ayak parmaklarımı kanatırcasına dans edeceğim!
    hayatla...
    sonsuza dek...

    şerefimize maceralar!
    şimdi cenk çağırıyor bizi...
    tam yol ileri kaptan!
    ta ki earendil’in ışığında,
    en güzel şarkılarımızı şanlı canopus’a
    söyleyinceye değin...
  • sekiz defa kavalyeyi klavye olarak okuyarak kendi kendime sınav verdiğim başlık.

    (bkz: yaran yanlış okumalar)
hesabın var mı? giriş yap