• okan demiriş in bir operasi...yazgülü sevdiği cocukla evlenir ama cocuk sahibi olamaz.tanri ya ona bir cocuk vermesi için yakarır ve dilegine kavusur.artık o da cocuk bekleyenler kervanına katılmıştır.derken birgün cok susar ve yazın ortasında kar yagmasını diler.bu istegi oburu kadar hayır getirmez ona.kar yagar yagar ve yazgulu avuç avuç karları yer ve ölür sonunda...
  • ankarada, ulus civarında turbesi de olan, gercek mi efsane mi bilemedigim, yaz gunu aserdigi kari fazlaca yiyip olmus kadin...
  • anadolu'nun kadın erenlerinden birisidir.
    türbesi, ankara'da eski adı hergele meydanı şimdi opera meydanı olarak bilinen yerde, kendi adıyla anılan sokağın başındadır.
    rivayet o ki; adı yazgülü olan hatun ağustos'ta hamile kalıp aşerince, canı kar yemek ister. halasla yapılan bu istek sonrasında lapa lapa kar yağmaya başlar. yazgülü içindeki yangını söndürmek için yağan kardan yer, hastalanır ve ölür.
    bu rivayet onun halk arasında erenler seviyesine çıkmasına neden olur. mezarının olduğu yere şimdiki türbesi inşa edilir.
    *
    karyağdı hatun hikayesi ve türbesi, mutluluğa dudak değirmiş ama kanamamış kadınların acısının insanların yüreğinde yer etmesi ve buna duyulan saygının ifadesidir.
  • 2 şubat tarihinde ankara devlet opera ve balesi'nde seyrettiğim oyun. opera alanında çok da uzman sayılmam ama bu oyunun kötü olduğunu söylemek için sanırım çok da uzman olmaya gerek yok. nasıl anlatılır bilmiyorum ama, olmamış yani. bir kere hikayenin çok yüceltilip abartılacak bir tarafı yok, yazgülü ve canali evleniyorlar, yazgülü hamile kalıyor, ama ağustos ortasında kar kar diye tutturuyor. klasik kadın kaprisi aslında. sonra da bir hikmet ki kar yağıyor ama bunlara açgözlü gibi saldırınca hastalanıp ölüyor kendisi. diyolar ki hani analık öyle kutsal bir şey ki o istedi diye kar yağdı o yüzden süper. ee bu kadın niye öldü o zaman çocuğunu doğuramadan? ayrıca diyaloglar hiç bir şekilde şiirselleştirilmemiş, günlük konuşmaları şarkı gibi söyleyince de çok itici duruyor. besteyle sözler arasında zerre uyum yok, o güzelim orkestraya yazık oluyor. kullanılan şarkıların seçimi çok kötü, o kadar güzel şarkımız türkümüz varken, canali çıkıp misket havası söylüyor opera formatında yahu!

    otun 3 perdeden oluşuyor, ilk 2 perdesi başımıza ağrılar görmesine yol açtı. düğün sahnesini gereksiz uzatmışlar, insanlar sonuçta balerin ya da balet değil, dansçı değil,resmen gerçek bir düğün izledik yani. hakkını yememek lazım, yazgülü'nün kabus gördüğü sahne ve o sahnedeki çocuk oyuncular harikaydı. 3. perde nispeten güzel, dekor, kar yağma sahnesi filan, ama gene yazgülü ölürken kaynanasının gelip " gelinimmm gelinimmm neettinn gelinimmm" diye çığrınması sinirlerimizi zıplattı. biraz daha özen gösterilirse hikaye zayıf bile olsa güzel bir oyun ortaya konabilir biraz daha özenle.
  • 3. perdesi ilk iki perdeye göre çok daha iyi olan opera.

    orkestra müzikleri opera boyunca inanılmaz güzel. ama hikayenin basit olduğunu düşünüyorum. ya da günümüzde bize öyle geliyor. sonuç olarak bir carmen değil bence.

    ha bu arada mersin devlet opera ve balesinin harika kadını gülden. çok güzelsin yahu.
  • cocukken hakkındaki tiyatro eserini seyredip cok agladığım kadın.
  • itfaye meydanı yakınında türbesi bulunan hatun kişisi. ankaralıların en fazla ziyaret ettiği türbelerden biri. kitabesine göre 1577-1578 yıllarında vefat eden genç bir hatun için yapılmış bu türbe. sekizgen planlı ve kesme taş ile tuğla kullanılarak yapılmış. üzeri kurşun kaplı kubbe ile örtülü bu hatun kişi türbesinin 7 cephesinde üzeri sağır kemerli birer adet pencere ile beşik kemerli küçük üst pencere bulunuyor. türbenin beş cephesinde ise sağır sivri kemerli birer alt pencere mevcut. türbeye giriş doğu cephesinden sağlanıyor.

    evet inceledim baya içinde oturup.

    edit: imla
  • nezihe araz'ın yazdığı libretto üzerine okan demiriş tarafından bestelenen opera. ilk kez 1985'te oynanmış.
hesabın var mı? giriş yap