• "salmak"tan "salım", ingilizcesi "emission". carbon emission: karbon salımı. greenhouse gas emission: sera gazı salımı.

    karbondioksit, metan gibi karbon içeren gazların atmosfere salınması (dönüşlü değil, edilgen kip) yani salımı. insanoğlunun ağırlıklı katkısı karbondioksit olduğundan, sözlükteki minimal tartışması karbondioksit salımı olması gereken ve pek yakında olacağını umduğum karbondioksit salınımı (carbon dioxide oscillation, whatever that means) başlığındadır; fakat buna dair mevzuatta ve komşu konulardaki tartışmalarda daha genel bir ifade olan "karbon salımı" (sözlükte ve türkiye'de galat-ı meşhur haliyle "karbon salınımı") yaygın olarak kullanılmaktadır.

    (bkz: karbon salımı vergisi)
  • kızıl gökyüzü altında total recalldeki mars vatandaşları gibi zehirli havadan indoordan indoora geçmek suretiyle kaçarken ve "ya bu sanat müzesinin havası (literally) harikaymış" diye uzun süre vakit geçirirken bir panik atakla "lanet olsun sanata da kültüre de" diyerek dünyanın sonu için stoklamaya başladığım konservelerden birini bir sanat eserine boca edebilirim.

    zaten ibrahime göklerden inen koyun resmiydi koyun değil. salın çocukları da koyunları da. az et az karbon salınımı.
hesabın var mı? giriş yap