• biraz sonra yiyeceği dayağı anlayıp da kafasını ellerinin arasına saklayıp iki büklüm bükülen ilkokul öğrencisine seslenen bi acayip dayakçı ilkokul öğretmeninin repliği.

    -kapaaaanmaaaaaaaa!!!!
  • “büyük bir kapanmaya doğru gidiyorsun. her sözde, her davranışta canında halkalanan bir geri çekilme bu. "insan, zaaflarıyla, içindeki kötülükle insandır" düşüncesinin, giderek bir aşağılanma hazzına dönüştüğü sürekli bir incinme hali. bir yakınlık ve güven malülüsün. bütün özgürlüğün, iyileşmez bir sorumluluk duygusu. kalbin sınırına geldi. sevgi bile ruhunu daraltıyor artık. gösterilen her ilgiyi, başkalarına kurduğun her cümleyi kayıp zaman sayıyorsun. yalnızlığın o gizli çekirdeği büyüdü, büyüdü, her şeyi yutmaya başladı. söz yordu. hayal güçsüz düşürdü.gerçek çoktan bencil.herkes konuşarak onardı kendini. sen, konuştukça yetersizlik duygusuna döndün. söylenen her doğru seni küçük düşürdü.korkularını bir ahlak, bir içtenlik gibi sundular sana. her gün unutup her gün öğrenmenin huzuruydular. birbirlerinden başka doğruları yoktu. mutsuzluğunu bedeniyle ölçen koroya, bunun bir çürüme olduğunu söyleyen aptaldın. hayata bir kenarından iliştirilmiş evlerin güven duygusunu küçümsedin. kendine tapınmanın tek harfli cümlesine, ölümden harfler eklemeye kalktın. tutkuyla vazgeçişin geçişimli halkasını, bir yaşama nişanı olarak sundun insanlara. uzağı gösterdin. her güzelliğin, yakınlıkla ödenen acı bir kaderi var, dedin. eşiğini akla döndermiş insanlara, suların coğrafyasını anlatmaya çalıştın. yaşama gücünün, başkalarının hayalleri olduğuna inanan budala… yoksul ruhlara geleceğin erdeminden söz ettin; eşyaların kefeninden. herkesin cehennemini içtenlik ateşiyle besledin. aşka, özgürlükten ömürler biçtin de payına bir köpek sadakati düştü. ilk hecede caziptin, ikinci hecede zavallı… gecikmiş yalnız… bir alın kırışığına bin sebep buldun. sonra elinde, herkesten yapılmış bir cevap- kalbini geç keşfettin.
    git. kapan. yeterince yol biriktirdin. küçük kasabalardan akşamların var. sabah indiğin şehirlerin buğulu kalbi senin. her çaresizlikten binlerce dalgınlık edindin. bir gölge bilgisi olduysan, ışıkları unutma. hayal için, acı verdiğin kadınların kirpikleri yeter. güzel pişmanlıkların var. sevinçlerini azımsama. kaç çocuk, hayatına boşluk olarak ekledi seni. kaç hayattan yalnızlığın var, ömrünü büyütecek. ne kadar acı verirse versin, seni doğuran bir kalabalığın oldu. dersini tenha çalıştın. incinmek için kimse gerekmiyor sana. zehir yüzüğün göğüs kafesinde. yılan ıslıkları kılavuzun olsun. git. yanlışı olmayandan koru kendini.dağ kovuklarının rüyasını uyu. gecenin sahibi korku değil her zaman. üstünü örtecek bir yurtsuz bulunur elbet. mahşerini sev. onu sen kurdun.
    taş bile yalnız kendisi değil. git. kapan. gör yalnızlığın yatışmaz kalabalığını…”*

    şükrü erbaş
hesabın var mı? giriş yap