• kırşehir yöresinden bir neşet ertaş türküsü. adı sadece sürmeli olarak da bilinir.

    kale kaleye bakar, ben bilmem ayrılık
    bakışların can yakar da gözleri sürmelim
    bakışların can yakar da elleri kınalım
    sen orada durukan, ben bilmem ayrılık
    başka yere kim bakar da gözleri sürmelim
    başka yere kim bakar da elleri kınalım

    hey sürmeli sürmeli, ben bilmem ayrılık
    severken sevdirmeli de elleri kınalım
    severken sevdirmeli de gözleri sürmelim

    kaleden indin imiş, ben bilmem ayrılık
    mendilin dolu yemiş de gözleri sürmelim
    mendilin dolu yemiş de elleri kınalım
    yare saldım yememiş, ben bilmem ayrılık
    gendisi gelsin demiş de gözleri sürmelim
    gendisi gelsin demiş de elleri kınalım

    hey sürmeli sürmeli, ben bilmem ayrılık
    severken sevdirmeli de gözleri sürmelim
    severken sevdirmeli de elleri kınalım
  • yine alıp götürmüştür. pek bilinmeyen neşet ertaş eseridir. yine gecede kaybolduk sayende üstad.
  • neşet ertaş'ın 2003 tarihli gurban olduğum albümünde hey sürmeli olarak geçen bu türkü anonim olarak geçse de, neşet baba'nın bayram bilge tokel'le yaptığı sohbetteki* çıkarımına göre saadettin kaynak'ındır.

    "...bayram gardaş eğer bu söylediğin 'türküler'** kaynak'ın ise bu da* onundur. hatta öteki türkü de" dedi. doğru, bir türkü daha vardı. "ötekisi hangisi abi?" dedim. "sürmeli" dedi. benim "hangi sürmeli bu, yozgat sürmelisi mi?" dememe fırsat bırakmadan "yozgat sürmelisi değil, o ayrı, onu da okuyacağım bu son albümüme,* sana ithaf edeceğim o havayı. bu dediğim, hani var ya 'oy sürmeli sürmeli nakaratlı...' ve sitemli bir tonla devam etti: "gerçi bizim 'sanat müzikçiler' oyun havası gibi çalıp okuyorlar ama ben babamdan duyduğum gibi çalıp okumak istiyorum bu türküyü de. derin bir ah çekerek başladı okumaya.

    kale kaleye bakar, ben bilmem ayrılık
    bakışların can yakar, elleri kınalı
    sen orada dururken, ben bilmem ayrılık
    başka yere kim bakar, gözleri sürmeli.

    böyle ritmik ve hareketli bir ezgiyle insanı hüznün en koyu girdabına savurmayı ancak neşet ertaş'ın sazı ve sesi yapabilirdi. öyle de oldu. savrulduğumuz yerden zor da olsa güç bela dönerek yine bestecisi meçhul bu anonim 'şarkı'yı da 'türkü'leştirerek repertuvara almaya karar verdik."

    *bayram bilge tokel, "'şarkı'dan 'türkü'ye, saadettin kaynak'tan neşet ertaş'a", muhit dergisi, sayı: 26 şubat 2022, s.74.
hesabın var mı? giriş yap