kalafat

• ahsap teknenin su almamasi icin zift ile sivamak.
• 93 yilinda bakirkoy deki mef dersanesinde her dakka sinav sonuc listelerinin tepesinde gorduumuz, ama kim olduunu bilemediimiz birinin soyadi.
• argoda ya$li erkek penisi manasina gelen kelime.
• vaktiyle yeniceri agasinin giydigi kirmizi bir baslik
• (bkz: savaş kalafat)
• mimarlıkta ahşap doğrama ile duvar arasına sıkıştırılarak bir nevi izolasyon sağlayan yağlanmış kalın sicim.
• kuyumcular müşteriden aldıkları fazlaca kullanılmamış ve eskimemiş takıları parlatıp cilalayıp vitrine koyup satarlar.bu takılara kalafat denir.
• romanya'da, tuna kıyısında bir kent.
• yeni bir altinci nesil yazar.
• (ar.)
  1. döşeme tahtalarının arasını üstüpü ile doldurup macun veya ziftle tıkayarak su geçirmez hale koyma işi.
  2. bir birleşme yerini veya derzi, hava, su veya buhar geçirmeyecek biçimde kıtık, kurşun, üstüpü ile tıkama.
  3. koltuk ve kanepe gibi mobilyaların arkalık ve kol dayayacak yerlerine kıtık vs. doldurma.
  4. bu işte kullanılan dolgu.