• düşünce ana birim istasyonu.
    ilham kuvvetleri el-ordusu.
    selüloz bazlı yaratım cihazı.
  • ayriyken pek bir sey ifade etmeyen; oysa birlikteyken browni kadar guzel olan ikili, dunyanin en saglam kankalari.

    (bkz: kagit)
    (bkz: kalem)
  • bagimlilik yaratan ikili. klavyeler, ekranlar girmistir hayatimiza, yine de bu guzide ikilinin gonullerde kurduklari taht bir turlu sarsilmamistir.
    bir kere bir laptop tasimaktan cok daha kolay onlari tasimak. sonra bilgisayara bir sey olur, sistem coktu, o oldu, bu oldu, format yedi derken bir bakarsiniz yazdiginiz her harf sanal dunyada atomlarina ayrilmis.
    cebe konulan kagit kalem, her daim oradadir. durustlerdir de ustelik. lafi carpitmazlar. tek kotu huylari, kin gutmeleridir. zamaninda yazdiginiz bir sey, sizin tam unuttugumuz anda karsiniza cikabilir, igneler bir yana, cuvaldizlarla saldirabilir harften askerler.
    yazi yazmayi saglayan bu araclar, tarihi oneme sahiplerdir. bir cesit fotograf makinasi islevi gorurler, zamani dondurmak isini iyi yaparlar.
    aradan yillar gecince, kalem eskir, murekkep biter, kagit ise sararir, mis gibi kokar. curudukce guzellesen tek varliktir herhalde o.
    kagida dokununca, o harfleri yazdigin gunu hatirlarsin. kendin yazmadiysan da yazanin ellerinin degdigi yerleri iyi bilir, dokunabilirsin kelimelerine. onun dokundugu yerleri oksarken ellerini tuttugunu hayal edebilirsin.
    iyi secersin sozcukleri kaleminin yardimiyla. o klavye kadar hizli hareket etmez cogu zaman. daha olgundur, dusunur tasinir bir yandan sozunu surdururken. sonra el yazisindan anlarsin insanin kisiligini cogu zaman, ozenini, ozensizligini gorebilirsin.
    bir yaziyi gercek yapan kagit kalem ikilisidir.
    varsin eski kafalilik desinler, ben israrla devam ediyorum onlarin hukumdarliginda yasamaya.

    edit:"sozluk yazarligi ne alaka o zaman?" diye soranlara, yazilarimin pek cogunu cagristiran cumleleri not aldigimi ve daha sonra bu cagrisimlardan yola cikarak yazi yazdigimi belirteyim, yanlis anlasilma olmasin. yoksa bilgisayar basinda iki kelimeyi bir araya getirebilen biri sayilmam.
  • (bkz: parker roller ball)
    (bkz: moleskine)
    çok afedersiniz, "ne sikime derman bu ikili?" diye soran arkadaşlara bir cevap veremeyeceğim...
    hazır, verilmişi var; (bkz: #489086)
  • kağıt kalem var ise, kalemi tutup kağıda yaklaştırabilirim.
    hareket ettirip kalemi, kağıda değdirebilirim: anlam yok, anlam var.
    anlam aramayın, ima etmiyorum: kalem ile kağıt.
    iki eski dost, onlar tanır birbirlerini.
    iki kadim dosttan birinin diğerinin sırtını kaşıması kadar basit.
    ha, samimi dost şuramı kaşı buramı kaşı diyebilir
    de, kağıt dolmak ister. baştan aşağıya kaşınır.
    sol üstten, sağ ayak başparmak tırnağına..
    hepimiz ağaçtan işte:

    ayrım yok.
  • dünyanın en mükemmel ikilisidir.
  • kaleme, kağıda sarıldım. kalem dedi ki;
    ''ne sevmişsin...''
    ''sen bilmezsin.'' dedim. ''bildiğim kelimeler kadar anlatabiliyorum...''
    ''sen hep yaz!'' dedi. ''benimki de bir sevdadır; ah kağıt. vurulmuşum bir kere...alışmışım teninin beyazına. geçen dedim o'na; aynıyız, ikimiz de ağaçtan. kırılırım bazen ama, kanata kanata açarlar beni yine. sensiz bir anlamım yok. senin de bensiz yok, keza. olmaz, dedi. incedir biraz, hemen kırışıverir. yanlış bir şey yazsam, ne kadar silsem de izi kalır.''
    ''başka kalemler, başka kağıtlar?'' dedim.
    ''herkes aynı...'' dedi. ''kimi kağıt seviyor üzerine yazılanı. kiminde bir sürü anlatım bozukluğu, özne-yüklem hatası. kimi gönderilmemiş, gönderilmeye cesaret edilemeyen mektup olmuş. kimi en sevilen kitabın giriş cümlesi. benim kağıdım, sevemedi beni. ya çöpe gitmiş, ya soba tutuşturmuş. başka aşklara vesile olmuş bu şekilde. kömürle ateşe mesela. onlar çok ısındılar birbirlerine...''
    ''benim yüzümden sevmedi seni kağıdın. iyi yazamadım seninle...'' dedim.
    '' öyle deme'' dedi. ''en nihayetinde sen yazarken dokunabiliyorum sadece. değiyorum o'nun tenine. bir şey olmaz artık, şunca zamandan sonra. bilirim. ama en azından, sadece sen yazarken gezebiliyorum üzerinde. nefesi içimde...''
    ''sen resmen yazıyorsun bu kağıda lan!'' dedim, güldüm.
    ''tam senin kaleminim abi'' dedi, o da güldü.

    bu yüzden yazdım, yazdım sabaha kadar; bari onlar dokunabilsinler birbirlerine diye.
  • delirmiyorsak, sebebi.
hesabın var mı? giriş yap