• (bkz: mesel)
  • öğüt içeren hikaye
  • 4 çoban merada oturmuş tek kaşıkla, kaşığı sıra ile kullanarak ayran doğraması yiyiyorlarmış. bu arada yanlarına kurt yaklaşmış. hiçbiri höyt diyememiş kurda, hepsinin ağzı doluymuş.
  • arapça hıyar anlamına da gelir. ortadaki s sesi farklı bir harftir.
  • veletken, yaşadığımız ufak anadolu şehrinde, yürüyerek gidilen-dönülen aile ziyaretlerinde babamın elini tutup anlattırdığım, hisse çıkartılası eğlenceli ve öğretici anlatılardı bunlar.. büyümemle artan "ben biliyom bunu başkasını anlat" hayıflanmalarımla babamdakiler de bitti.. ve yıllar geçti de yok olmadı bunlar, hani hafızanın çoğu zaman bilemediğim ve bilince çıkmamış bir yerlerinde tutunup yaşamımı alttan alta hisselendirip durdular.. öyle ki ne zaman bilince çıkmış birisini yakalasam, olmasalardı hayatım daha kötü olurdu kesin demeden edemedim..
  • geçmişteki bir olayı “dengi” ile anlatmak demektir. çünkü kıssa “denk olan şey” anlamındadır; kısas, takas, makas gibi.
  • kısa öykü.
  • keçiyle koyun, kırlarda geziyorlarmış. bir çite gelmişler. koyun önden sıçramış. keçi, kahkahalarla gülmeye başlamış. koyun "ne oldu" diye sormuş, keçi, çitten atlarken kıçının deliği göründü demiş...
  • kökeni arapçadaki "hikayeyi anlat" fiili qiss (kıss)'dan gelir
  • en güzeli hz. yusuf kıssası'dır. iyilerden bir tanesi de bence şudur:

    "zamanında dervişin biri bir hanıma aşık olmuş,malı mülkü neyi varsa satıp altından bir taç almış. sevdiğinin geçtiği yolları bildiğinden,geçeceği yere koyup kenara saklanmış.bunu gören başka bir derviş yanına yaklaşıp sormuş.
    -kardeş sen bu altın tacı niye yola bıraktın?
    -sevdiğim buradan geçecek umarım ki gelip görür de alır.
    -gelince sen versen ya senin verdiğini bilir.
    -olmaz.ben sevdiğimin bana minnet duymasını istemem.
    bu cevap üzerine derviş oradan uzaklaşırken hakiki aşkın manasını müşahede etmiş."
    cenneti bekleyerek amel işleyen müslümanlara da bu kıssada alınacak dersler var tabi.
hesabın var mı? giriş yap