• bilge karasu yapıtı. klasik deneme tanımı içine sokulamayacak metinlerden oluşmıştur. bu metinler genellikle, belli resimleri, ya da genel olarak görsel malzemeleri konu alan parçalardır.

    not: bilge karasu, söz konusu parçaları ayrı ayrı zamanlarda çeşitli yerlerde yayımlarken, onların herhangi bir türe ait olmadığını vurgulamak için "metin" sözcüğünü kullanmış; parçalardan kitap yaptıtığı dönemde artık "metin"in de başlı başına bir "tür" olduğu düşüncesinden hareketle kitaba "metinler kitabı" demeyi reddetmiştir.
  • sanırım en son olarak metis'ten çıkmış bilge karasu yapıtı. okura bilinç haritasını resimlemede yardımcı bir okuma parçasıdır bu kitap bir nevi. kelime oyunları, öküz altında buzağı aratan primitif aklın biraz da lirik kaçışları, derinlere inişleri gibidir. okumaktan korkmayanlara alt okumalar, rorschach murekkep testi gezintileri müjdeler ve batının "sanatsal çabacılığı" karşısında doğunun "mürekkep yalamışlığını" görürsünüz bu yapıttaki görsel koşturmacada. ya da kaygısız kurguda yılkı atı olur okur, dört nala koşturur... okur ne isterse onu olur, okur da en az yazar kadar özgürdür çünkü.

    "özgüleyin bir kitaptır okumalar, şu tahtsız yazanları da olmasa..."
  • "bu kadınların karanlığıyız biz. beklediklerini bizim yaratmamız gerek."
  • bilge karasu'nun yazdığı bu eserde platon'un mağara alegorisi açık seçik kendini gösterir.
    bu alegoride mağara, toplumu;
    zincir, toplumun dayattığı her türlü kuralı ( normu) ; gölgeler de toplumun doğrularını yansıtır.

    karasu kaleme aldığı bu kitapta toplumun beklentilerini, kadın ve erkek ilişkilerini,bireyin iç yolculuğunu dedikodu yapan "modern" kadınları; gölgelerle anlatır.

    zincirlere hapsolmuş normlarımızı,mağarasında yaşamaya mecbur kalan insanın çaresizliğini anlatır.

    bir insanı anlamanın yolu yine kendi içsel yolculuğu, der. kadınları anlamanın erkeklerin üstüne düştüğünü, bir insanın kendini anlamasının yolunun bireyin bizatihi kendisi olduğunu vurgular.

    gölgelerden sıyrılan birinin zincirlerinden kurtulacağını, zincirlerden kurtulanın da mağaradaki o güneş ışınlarının zerresini göreceğini ifade eder bu manada.

    birini çekiştirmenin, kendi idsel dürtülerinin süperegoyla çatışmasının sonucunu verir bize bu kitap.

    ince fakat özümsenmesi oldukça zor bir kitaptır, keyifli okumalar.
  • okurken insanı zorlayan metinlerden oluşan kitap. metnin altını kaldırmaktan o kadar yorgun düşüyorum ki gün içinde bulaşık yıkayacak enerjim bile kalmıyor.
  • insanın kendisini derinliklerinde kaybettiği bir bilge karasu kitabı. genellikle bir resim üzerine yazdığı metinlerden oluşmuştur. içerisindeki ''çesitlemeli korku" kendisine ayrica hayran biraktirir.
    "senin yanımdasızlığın bir silik suskuydu,
    günsüz karanlığımın keser açardı kapısını
    sesin, yüzün, yürümen
    nereye gittiğini gene bilmeden
    bir yere gittiğini olsun gene bilmeden
    çıdamı da yürümeği de unutmuş bir böceğim şimdi
    çılgınca dönenen durduğu yerde."
  • dünya kocaman bir bilgidir onlar için; dedikodu biçime girmeğe özellikle yatkın bir bilgi; susadıkları, emmeleri gereken, ancak emildiği ölçüde var olan bir bilgi.

    kısmet büfesi, bilge karasu
  • yaşamak önce gürültülü gürültülü konuşup devinmekse, sonra da güzellik katmaktır dünyaya; güzellik demekse bütün boşlukları doldurmaktır; bütün boşlukları, evleri, dolapları, ağızlarla kulakları (ama gerekli, ama gereksiz) ele geçirilen her türlü şeyle doldurmaktır; herhalde öyledir...

    kısmet büfesi, bilge karasu
hesabın var mı? giriş yap