• bbc1 de cuma geceleri talk show yapan sunucu. ingilterenin larry king lerinden biri de diyebiliriz. komik adamdir netekim. cok severler bunu, odul alir hep.
    radyo programi da basarilidir, her bi komedi skini ayriyetten buna sundururlar.
    en son konuklari morrisseydi, tarantinoydu... takdir ettim.
    ahenkle dalgalanan saclari vardir bide
  • 2 mayis 2008'de yayinlanan programina iron man vesilesiyle katilan gwyneth paltrow'a "i'd f..ck you" deme gafletinde bulunmus insandir!
  • bbc'de yayınlanan in search of steve ditko programında, yanına ortağı neil gaiman the boy wonder'ı alarak spider man'in yaratıcılarından steve ditko'nun peşine düşen ingiliz televizyoncu.
  • ricky gervais ile arkadas olan showman. bu arkadaslik vesilesiyle midir bilinmez, ricky gervais friday night with jonathan ross'a en cok konuk olan kisiymis.
  • bu adamı seyrettikten sonra amerikan talk show'larını yıllarca bize izlettiren zihniyeti bir türlü anlayamaz insan. hadi conan o'brien'ı ayrı tutuyorum ancak, jay leno'sundan jimmy fallon'ına, efendim, jimmy kimmel'ından carson daly'sine bir sürü yeteneksiz, zeka ürünü espiriden yoksun, yalnızca şamatayla işi götüren amerikan televizyonuna hepten mesafe koymanızı sağlayan bir programcıdır jonathan ross. bir kere çok iyi bir röportajcıdır, en ağzı sıkı adamları bülbül gibi konuşturur, sıkıcı celebrity'lerden adeta birer skeç çıkartır. hele bir tom cruise söyleşisi vardır ki unutulmazdır gerçekten. hollywood'un en büyük yıldızıyım edasıyla oturan tom crusie'u, gözünün içine baka baka öyle bir espiri konusu yapmıştır ki, biz seyredenleri gülmekten öldürmeye yeminlidir sanki. tabii ki arasıra kantarın topuzunu kaçırır (bkz: gywenth paltrow) ve hatta (bkz: russel brand) ama yine de, müzik zevki ve sinema bilgisine bir de aksanı eklenince seyretmeye doyulmaz bir adam çıkar karşınıza. he bir de ingiliz espiri anlayışına en mükemmel örneklerdendir.*

    (bkz: friday night with jonathan ross)
  • penn and teller'in fool us'ini sunuyor 1 aydir yaklasik.

    gecenlerde penn and teller'i takdim ederken:

    "they are quite simply, the biggest thing to come out of vegas; it's charlie sheen's mini bar bill..."

    diye bir espri yapti. yarildik evet.
  • ayrıca boğaziçi üniversitesi çeviribilim bölümü hocalarından birinin adıdır. bugün facebook'ta karşılaşmamla nefretle andığım üniversite hayatımda güzel günlerimin de olduğunu hatırlatmıştır. ingiliz olmakla birlikte türkçeyi mükemmel konuşur ve başka pek çok dil bilir. kendisi danışman hocamdı ve ders programı hazırlarken attığım taklalara her zaman destek olmuştur.
  • r'leri söyleyemeyen ingiliz komedyen. bu yüzden lakabı wossy'dir. bize beyaz düşer anca zaten.
  • esi senaryo yazaridir. japon kulturune ve sinemaya duskunlugu ile bilinir. giyim zevki pek hosuma gitmez. bbc deki radyo sovunda russell brand ile yaptigi telefon sakasindan sonra istenmeyen adam ilan edilmis ve bbc den istifa etmek zorunda kalmistir. bu olaydan sonra bir sure tvde gozukmeyen john ıtv kanali ile anlastiktan sonra program tekrar tvye donmustur. esprileri soguk olsada konuklari ile kurdugu diyaloglari gayet sicaktir. bir de sozlugu takip ediyorsan jonathan lutfen saclarini tekrar uzat ve sakal birak
  • penn and teller ile tanıdım kendisini. ingilizler de güzel espri yapabiliyorun bir başka kanıtıdır. kendi de gülünce daha bir komik oluyor.
hesabın var mı? giriş yap