68 entry daha
  • john cage, müzisyenin belleğine yerleşmiş kalıplardan oluştuğunu düşündüğü için, doğaçlamayı bir seçenek olarak görmemiştir.

    bu arada merce cunningham ile ilişkisi her ikisinin yaratıcılığını artırmış görünüyor. çağının önemli müzikçisinin, çağının önemli modern dansçısıyla eşleşmesi önemli isabet ve değerli etkileşimler demek.

    john cage'in kendine göre öğrenciler ve öğretmenlere yönelik bir yaşama ve başarılı olma manifesto listesi varmış: john cage manifestosu

    cage hakkında önemli bir türkçe yapıt, "john cage - seçme yazılar" başlığıyla ve semih fırıncıoğlu'nun hem çevirisi hem sunuş yazısıyla çıkmıştır. oradan bazı alıntılar aşağıda..

    john cage bireyci anarşist ve henry david thoreau izleyeni olduğundan, günümüz protestine de söyleyecek bir şeyler bulabiliyor: "protestocuların yaptığı protesto ettikleri her neyse onun ateşini körüklemekten ibarettir." buna karşılık söylemi hemen tersyüz edilebilir durumdadır: "protestoculara sert yapan yönetim, sadece kendi ayağının altındaki zemini çekmekte/daraltmaktadır." cage gelişmekte olan teknolojinin artık bireylerin kitlelere doğrudan ulaşabilmesini sağlayacağını, bundan yararlanmak gerektiğini düşünür. hiçbir aktivist gruba üye olmaz, hiçbir harekete katılmaz.

    "sonra birden çok ilginç bir ses yer alabilir ama ego bunu duymaz bile, çünkü ses onun beğeni kavramına, fikirlerine ve duygularına uymamıştır. ego buna yalnızca duyarsız kalmaz, rahatsız etmeye devam edersen kulaklarına pamuk tıkar. yani, dışa karşı yeterince duyarsız değilse, kendini olası deneyimden kesip atar."

    john cage'in avrupalılarla buluşmada sorduğu düzinelerce alaycı sorusu avrupalı çağdaş müzikçilere kırbaç gibi şaklamış:
    "yanımızdan geçen kamyon müzik midir?
    hangisi daha müzikaldir, fabrikanın önünden geçen kamyon mu, müzik okulunun önünden geçen kamyon mu?
    müzik okulunun içindeki insanlar müzikal, dışarıdakiler değil midir?
    eğer kurallar varsa, soruyorum size, bunları kim yaptı?
    yani, bunun başladığı bir nokta var mıdır ve, eğer varsa, nerede biter?
    birimiz oniki tonun bir sırada olması gerektiğini, diğerimiz olmaması gerektiğini söylese hangimiz haklıyızdır?
    dinlemek bu kadar çok insana neden bu kadar güç gelir?
    dinlenecek bir şey olunca neden hemen konuşmaya başlarlar?
    bir şey duyduklarında ilk tepkileri konuşmaya başlamak olduğuna göre, bunların kulakları başlarının iki yanında değil de ağızlarının içinde midir?
    bir yedili akor modern müziğe yakışmaz mı?
    peki, ya beşliler ve oktavlar?"

    "piyano sesi o kadar kullanılmış ve aşınmış bir sesti ki, tuşlara yumruk bile atsan artık dinleyicinin zihninde gidip bulduğu bir çağrışım vardı."

    "ses ve ritm çok uzun zamandır 19. yy müziğinin kısıtlamalarının boyunduruğundaydı. bugün özgürleşmeleri için savaşıyoruz... 19. yy bestecileri bizlere yeni sesler vermek yerine eski seslerin bitmez tükenmez düzenlemelerini verdiler. radyolarımızı açtığımızda bir senfoniye rastladığımızı her zaman anlayabiliyorduk. ses hep aynı sesti. ve bunlarda ritmik olasılıklar konusunda meraklanmanın en ufak belirtisi bile yoktu. ilginç ritmler duymak için caz dinliyorduk." john cage (1939)

    cage happening olayının da en erken örneklerinden birini vermiş:
    "performansta cage bir merdivenin tepesinden kendisinin 'jilliard konuşması'ndan bölümler okuyor, merce cunningham izleyicilerin çevresinde dans ediyor, tudor piyano çalıyor, rauschenberg bir gramofonda plaklar çalıyor, m.c. richards ve şair charles olsen başka bir merdivene inip çıkarak şiirler okuyor, iki kişi duvarlara slaydlar ve filmler yansıtıyor ve çevreye rauschenberg'in 'beyaz' resimleri asılıyor."

    cage'in eksantrik yemek tarifi gibi bant teknolojisiyle müzik yazma yöntemine dair notlar:
    "cage ve brown, cage'in apartman dairesinde bir masada karşılıklı oturup bantları notaya göre ölçmeye, jiletle kesip birbirine eklemeye başlıyor (...). saniyede 15 inç teyp hızında, notanın her sayfası 1tam 1/3 saniye sürüyor ve dörtbuçuk dakikalık müzik 192 sayfa tutuyor. ve bu kesip eklemleme işlemi yaklaşık altı ay alıyor. cage'in ve çevresindekilerin anlaşılması bazen oldukça güçleşen, yazı turayla belirlenmiş bir işlemi harfiyyen, neredeyse 'ölümüne' bir adanmışlık, özen ve disiplinle gerçekleştirmesine en tipik örneklerden biri bu williams mix projesidir."

    "kwang-tse der ki, erkeklere zevk veren güzel bir kadın suya atladığında yalnızca balıkları ürküttüğüyle kalır."

    "sözcüklerin iletişim kurmakta bir işe yaramadığını görünce farkediyoruz ki iletişimin olmadığı bir topluma ihtiyacımız var."

    "her şey olabiliyor. ne var ki her şey denenmiyor."

    "ama konuşmayı yapacağım odaya doğru koridorlardan yürürken birden kendimi 'aklını kaçırmış*' insanların arasında buldum. doktorlara ne söylenmesi gerektiği belli oluverdi: altın madeninin üstünde oturuyorsunuz! bu serveti bizlerle de paylaşın! aynı şey hapishanelerimiz için de geçerli." john cage - seçme yazılar (müziğin geleceği)

    "eğer bizi açık fikirliliğe iten deneyimler içinde en güçlü olanı diye bir şey varsa, bu bir başkası tarafından rahatsız edilmek, kesintiye uğratılmaktır." john cage - seçme yazılar (müziğin geleceği)

    "yalnızca yer üstündeki enerji kaynaklarını kullanmamız gerekiyor: güneş, rüzgar, dalgalar ve yosunlar." john cage - seçme yazılar (müziğin geleceği)

    "bugünlerde her şey aynı anda yer alıyor ve ruhlarımız da buna uygun bir biçimde elektronik (aynı anda çok şeye odaklı)." john cage - seçme yazılar (elektronik ruhlar)

    "soru şu değil: bundan ne kadar çıkarın olur? şu da değil: buna ne kadar yatıracaksın? daha çok şu: ne kadar beklenmedik olursa olsun, hatta olanın kendini adadığını düşündüğün şeyle hiçbir ilişkisi yokmuş gibi görünse bile, ne kadar çabuk evet diyeceksin?" john cage - seçme yazılar (kendini adama üzerinde bir konuşma)

    "bu çamura ilk kim bastı? ve nasıl oldu da bu çamur bu kadar nefis oldu?" john cage - seçme yazılar (kendini adama üzerine bir konuşma)

    not: siyah beyaz bir fotoğrafı var, sağolsun halil turhanlı bulmuş.. john cage

    (bkz: john cage diyalogları)
    (bkz: john cage bubblegum)
    (bkz: johnny cage), johnny cash
    (bkz: 4.33/@ibisile), 11 32
    (bkz: 4'33)
    (bkz: i ching/@ibisile)
    (bkz: merce cunningham)
26 entry daha
hesabın var mı? giriş yap