• pierre belmare'ın cest arrive un jour (meali: bir gün böyle birşey oldu; doğru yazılışı: c'est arrivé un jour) isimli kitabındaki öykülerden bir tanesinin kahramanıdır.
    joel muhteşem uzun sarı saçları olan bir delikanlıdır. zamanının modası öyle olduğu için değil, gerçekten saçlarını sevdiği ve kendisini öyle sevdiği için saçlarını uzatmıştır. saçları onun hayatıdır aslında. uzun, sarı, düz başlayıp dalgalı hale gelen muhteşem saçları joelin hayatında sahip olduğu tek şeydir. kendisini ait hissetmediği bir ev, ona asalak muamelesi yapan ebeveynleri, yalnız gezdiği sokaklar, hiçbiri ona birşey ifade etmemektedir.
    bir gün karar verir, evinden ayrılır, çalışmaya başlar, alt tarafı bir fabrikada çalışıyordur artık. ama mutludur. kendi parası az da olsa onu mutlu etmeye yeter, bir de küçük evi vardır. huzur budur işte.
    bir gün fabrika müdürü onu ve onun gibi bir iki uzun saçlı işçiyi çağırıp "işyerinde hippi istemiyoruz, kestir saçlarını yoksa kovarım" dediğinde dünya başına yıkılır. düşünür bir süre, hayatı en sonunda huzurludur çünkü, bunu yıkmak istemez.
    (bundan sonrası spoiler içerir, istemeyenler lütfen okumasın)
    berbere nasıl gittiğini o da bilmiyordur, bütün hayatı boyunca kendisini tanımladığı tek şey saçlarıdır. asla kısa olmamaıştır saçları, neden olsun ki? ama bu hayat huzurludur, bir bakıma sade ve düzenlidir. ne yapacak ki fabrikadan atılınca? o eve mi dönecek, içindekileri tanımadığı? yoksa sokakta da kalabilir, kirayı ödemeyenlere kimse acımıyor bu günlerde. bekler. bekler. bekler. ilk geldiği halde kendisinden sonra gelenler işlerini bitirinceye kadar bekler. bir robot gibi kalkar sonunda yerinden, bir robot gibi gider oturur koltuğa. ağzından "sıfır numara" gibi bir söz çıktığını duyar hayal meyal. sarı saçlar akar gözünün önünden. sonra işyerine döner.
    orada gördükleri inanılmazdır. diğerlerini görür, diğer çocukları. fabrikadadırlar hala, uzun saçlıdırlar. pes etmemişlerdir onun gibi, yenilmemişlerdir. kendilerini sevmek için, kendileriyle yaşamak için hala sebepleri vardır. joel kaçar. kaçar. kaçar. hatırlamaz nereye gittiğini. sonradan insanlar tarif ederler olaya bakmaya gelen polislere: "işte şu tarafa koştu, inşaata çıktı, atladı. biz de anlamadık. hiç konuşmazdı, çok sessiz, sakin bir çocuktu." tabi ağladığını görmemişlerdir koşarken, ismini de bilmiyorlardır.
    öykü, kahramanının ismi haricinde gerçektir. kitaptaki diğer öyküler gibi gerçek hayattan alınmıştır.
  • ayrıca fransızca (sonradan ingilizce'ye de geçmiştir) bir erkek ismidir. dişi versiyonu da joelle'dir. e harfinin üzerine iki nokta konarak yazılır.
  • (bkz: joey)
  • (bkz: joel barish)
  • dokuzuncu nesil çaylak.
  • yazılarıyla bir zamanlar aklımızı uçuran eski dost. ne iyi etti de farketti benim ben olduğumu.
  • futbol ve siyasi konulardaki entryleri ile göze çarpmaktadır. pek çok konuda benzer düşündüğüm bu tanımadığım yazarın sözlükte olması elbette sevindirici.

    takipteyiz efenim.
  • kankaların pierre van hooijdonku :)
  • eylül 2010'da kendisinden umut filmi üzerine rapor beklediğim yazar. *
  • yakın zamanda düzenli olarak twitter kullanmaya başlamazsam beni topuklarımdan vuracağından korktuğum kişi.
hesabın var mı? giriş yap