• shawshank redemption da 50 yıl hapis yatip şartlı salıverilen, yaşlı kütüphaneci brooks u canlanrıdan 1921 nydoğumlu aktör.

    (bkz: brooks was here)
  • akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetmiş babacan aktör. uzun bir sinema kariyeri olsa da sanırım herkes onu brooks olarak hatırlıyordur.

    artık şu üç kelime daha bir anlamlı olacak:

    (bkz: brooks was here)
  • battleground filmiyle en iyi yardımcı; give 'em hell harry filmiyle en iyi erkek oyuncu dallarında oscar'a aday olmuştur bu amcamız.
  • bazı aktörler vardır ki, tek bir rolü yeter canınızı acıtmak için. james whitmore namıdeğer brooks bunun en güzel örneklerindendir.

    sinema tarihinin en iyi dramlarından biri için; http://www.youtube.com/watch?v=kotnxb2yapk
  • 2009 yılında hayatını kaybetmiş, 1921 doğumlu oyuncudur. toprağı bol olsundur.
  • emektar oyucu. kendisini 1994 yapımı esaretin bedeli filminde brooks olarak sever ve biliriz. kendisi gibi sıkışıp kalmış jake isimli yavru kuşa kol kanat gerer. kuş, filmde brooks'un merhametli ruhunu temsil ederken aynı zamanda özgürlük ve esaret arasındaki derin metafordur. kuşlar çoğu zaman özgürlük sembolü olarak kullanılırlar fakat brooks’un kuşu aynı brooks gibi bu pis hapishaneye tıkılıp kalmıştır. hapishane onu ezen ve bastıran bir yapı olsa da aynı zamanda ona barınak ve yaşam alanı sağlar. brooks'a bir yaşam amacı verir. kütüphaneci olması da brooks’un hapishane ile olan ilişkisini tanımlayan filmdeki başka bir unsurdur. hapisane kitap okumak için uygun bir ortam olmamasına rağmen, brooks herkesin aksine 50 yıldır kaldığı hapishanede olmaktan memnundur ve adeta oranın bir parçası olmuştur.

    brooks yıllar sonra hapishaneden çıktıktan sonra kimsenin onu tanımadığı ve varlığının bile umursanmadığı bir dünyaya adım atar. shawshank hapishanesi'nin kütüphanecisi brooks, özgürlüğüne kavuşmasının bedeli olarak hiç kimseye ve hiçliğe dönüşür.

    brooks özgür bir bay hiç kimse olacağına, mahkum brooks olmayı tercih eder ama artık her şey için çok geçtir. özgür dünyaya brooks hiçbir iz bırakamaz. varoluşunun artık bir anlamı kalmadığını düşünür ve bu dünyadan ayrılmaya karar verir. fakat brooks gitmeden önce son defa varoluş sancısını bastırmak ister ve kendini astığı yere brooks buradaydı “brooks was here” yazısını kazır.

    son bir kez ben de buradaydım, ben de yaşadım demek için. so was red :)
  • yamulmuyorsam the piyanist filminde baba karakterini oynayan kişi aynı zamanda.
hesabın var mı? giriş yap