• 1855 yılının temmuz ayında ingiliz robert wilkin ve dört ortağı kendi adlarına - ingiliz hükümeti adına değil(!)- bir dilekçe ile osmanlı devleti'ne izmir-aydın arasında demiryolu yapımı için imtiyaz istediler.1856 yılı eylül ayında kurulacak şirket sermayesinin %3.3'ünün güvence olarak osmanlı devleti'ne verilmesi 70 km'lik ilk bölümün 1866 eylül'ünde bitirilmesi koşuluyla imtiyaz verildi. imtiyaz ayrıca osmanlı devleti'nin 50 yıl boyunca şirket sermayesinin % 6 kadarını her yıl kar garantisi olarak şirkete vereceğini, demiryolu yapımı için gerekli her türlü emtianın gümrük vergisinden muaf tutulacağını, demiryolu yapımı sırasında, toprak, maden ve orman kullanımına ücretsiz olarak izin verileceğini ve hattın 45 km'lik çevresindeki madenıeri az bir vergiyle şirketin işletebileceğini de kabul eden maddeleri içermekteydi.*

    bilim yayınları'ndan çıkan orhan kurmuş'un (bkz: emperyalizmin türkiye'ye girişi) adlı çalışması osmanlı'nın demiryolu konusunda nasıl bir politika izlediğine ve emperyalistlerin ne tür bir strateji üzerinde durduğuna dair çok aydınlatıcı bilgiler veriyor.

    demiryolu hususu "saraylıların" üzerinde durduğu bir husus olması açısından değerlidir. osmanlı; demiryolu politikası için geç kaldığı tüm yeniliklere karşın harekete geçme eğiliminde bulunmuştur. fakat osmanlı'nın tımar sistemini revize edememesi ve ayanların ortaya çıkışı, muharebeleri sahada kazanıp savaşları masada kaybetme talihsizliği ve de yoğun bir gelişim sürecinden geçen küresel dünyayı takip edememesi -ki devletin pozitif eğitime geçişte geri kalmışlığı buna sebeptir- ve sayılabilecek daha birçok minör problemlerden dolayı osmanlı devleti demiryolu politikasını kendine has sayılabilecek nitelikte gerçekleştirememiştir.

    örnek olarak 31. osmanlı padişahı ı.abdülmecid saray duvarına liverpool-manchester demiryolunun resimlerini asmış. özel doktoruna bu resimleri göstererek " ülkemde bu trenlerden bulunması en büyük arzumdur." diyordu. tabii ki elinden geleni yaptı fakat osmanlı'nın sahip olduğu toplum "palyatif" reformlar ile kalkınacak bir toplum değildi.

    öte yandan 32. osmanlı padişahı (bkz: sultan abdülaziz), babası ıı.mahmud'un devlet anlayışını özümsemiş bir yenilikçiydi. ı. selim'den sonra mısır'ı ziyaret eden tek padişah olması pek tabii mısır'daki demiryolu ile de alakalıydı. çözümün parçası olmak isteyen ve bunu kendi hükümdarlığı döneminde mümkün kılmak isteyen abdülaziz, tren yolu hattının saray bahçesinden geçmesi söz konusu olduğunda,
    "memleketime demiryolu yapılsın da isterse sırtımdan geçsin, razıyım." diyordu.

    keza devlet adamlarınındemiryoluna bakış açıları farklı olsa da ortak düşünceleri demiryolunun kesin bir suretle ve ivedilikle osmanlı topraklarının birbirine demiryolu ile bağlanmasının gerekliliğiydi. (bkz: keçecizade mehmet emin fuat paşa), sadık rıfat paşa ve âli paşa'nın frengistan'da gerçekleşen gelişmeleri osmanlı'da da görmek istedikleri aşikardı.
hesabın var mı? giriş yap