• bu yönetim şekli, kültürel kimliklerden ve şeriat kurallarından yola çıkarak benimsenmiştir. hoş iran biraz kanlı , silahlı benimsemiştir ama olsun.

    ayrıca türkiye'min götüm götüm yaklaştığı yönetim modeli. 10 seneye kadar bu şeklin siyasetçiler tarafından tartışılmaya başlanması muhtemeldir. sonuçta türkiye sadece geçtiğimiz yüzyılda ciddi anlamda batı kimliğini benimsemiştir ve bu sayede yönlendirilmesi kolaydır. günümüzde ise islam anlayışı yavaş yavaş empoze edilmeye başlanmış ve modern olmanın ayıp olmaya dönüşmeye başlamıştır.

    en basitinden :

    -yılda 1 kere istiklal marşı okuma yarışması yapılırken ve onu da ancak haberlerde görürken , şehrin (istanbul'un) her yanını kur'an okuma yarışması afişleri süslüyor.

    -insanlar dini vecibelerini yerine getirmede serbest iken günümüzde her ramazan oruç tutmayanların dövüldüğü haberlerine rastlıyoruz. ayrıca islam'ın hoşgörü ve serbestlik dini olduğu ihmal edilip bazı kendine müslümanlar yehova şahitleri gibi dinimizi zorla benimsetmeye çalışıyorlar.

    -yazarlar türkiye iran'a dönüşmeye başladı derken aslında türkiye'nin cumhuriyet sisteminin islam cumhuriyeti şekline dönüşmeye başlandığını ve kültürel kimliklerine sahip çıkmaları gerektiğini söylemek istiyorlar.

    -sokaktaki modern insanlar muhalefet konumuna düşürülüp 2.sınıf vatandaş yerine konuluyor , bu yüzden siyasi görüşleri yüzünden il,il ayrılan türkiye ilçe, ilçe ayrılmaya başlandı. örnek olarak dün ümraniye'de koltukçuya gitmek isteyen annem arabasını park etmiştir ama sakallı cübbeli 2 kişi yüzünden içinden çıkamamıştır, çıkarılmamıştır. ciddi ciddi adamlar önce kovalamış, sonra da üstüne yürümüş. tamam arabanın plakasının izmir plakası olması büyük bir tehdit ama içindekinin benim annem olma ihtimalini atlamışlar.
  • "rafsancani'yi "pragmatik bir muhafazakar" olarak tanımlayanlar haklıdır, zira kendini siyaseten islam cumhuriyeti'ne hasretmiş bir ruhban sınıfı mensubu olan rafsancani bir tür dokunulmazlık kazanmak amacıyla, belli bir fikir, ülkü ya da siyasi tavır benimsemekten hep uzak durmuştur. islam cumhuriyeti'nin çıkardığı belki de en kurnaz siyasetçidir. iran'da henry kissinger'ın siyasi caniliği ve thatcher'ın sinsice devlet idaresiyle karşılaştırılabilecek tek isim rafsancani'dir." hamid dabashi - iran ketlenmiş halk

    "iran'da son derece kusurlu da olsa demokrasi vardır. yönetici ruhban elit kesim, seçimle işbaşına gelmemiş, bütünüyle gayrimeşru teokratlardan oluşan bir asalaklar grubudur- öte yandan bunlar taban demokrasisini ortaya çıkaran bir siyasi sürecin parçasıdır. bu demokrasi çatlaklarla doludur ve kurumsal anlamda islam cumhuriyeti'nde belirleyiciliğe sahip gayri demokratik bir dizi kurumun gölgesindedir; yine de iran'ın kaderine bir kral veya diktatör, bir amerikan imparatoru veya iran şahı değil, halk yön vermektedir. (...) iran demokrasi düzeyi bakımından suudi arabistan, kuveyt, mısır ve ürdün gibi (hepsi de abd müttefiki olan) gayri demokratik bölge devletlerinin birkaç ışık yılı ötesindedir. abd'nin yakıp yıktığı ırak ve afganistan'la karşılaştırıldığında, iran bölgenin umut ışığıdır. filistinlilerin acıları üstüne kurulu bir yahudi devleti olan israil'in (apartheid) rejimiyle yan yana konduğunda iran bölgenin eşitlik ve adalet simgesidir. ruhban sınıfının denetiminde, son derece baskıcı, kabilelere ayrışmış, siyaseten hizipleşmiş, muhalif görüşlere fazlasıyla hoşgörüsüz, ürkütücü ölçüde kadın düşmanı ve ortaçağdan kalma islam cumhuriyeti tarafından yönetilmesine rağmen, iran'ın yine de bölgenin en iyi durumdaki devleti olması, dünyanın bugün geldiği noktaya dair en üzücü yorum olsa gerek." hamid dabashi - iran ketlenmiş halk

    (bkz: islam devleti/@ibisile)
    (bkz: iran islam cumhuriyeti), mahmud ahmedinejad/@ibisile
  • ülkenin gidişini gördükçe son 7-8 yıldır yolumuzun bu olduğuna artık eminim.

    ithalat dışında üretimin olmaması
    çalışan üzerinde ağır vergi yükü
    her konuda "din elden gidiyor bunun hesabını biz veremeyiz halk doğrusunu bilir" söylemi ile körüklenen din baskısı,
    kadınlara karşı takınılan duyarsız tutum
    eğitim konusunda yapılan tersine devrimler
    sürekli yapılan osmanlı propagandası
    vergiler sonunda çalışanın elinde "inanç" dışında bir şey kalmaması

    sayılan ülkeler arasında sadece pakistan'ı gördüm (bir kaç ay süre geçirdim sadece içinden geçip gitmedim) ve bana yetti. 2011-2013 seneleri arasında bir kaç kez farklı sürelerle gittim.

    halkın genel durumu şu;

    mutsuzlar ama yaşıyorlar, itiraz etmiyorlar, itaat ediyorlar ve hayattan hiç bir beklentileri yok

    pizza hut, mcdonalds, burger king her türlü amerikan markası var ama amerika'dan nefret ediyorlar

    patronların ibrikçileri var, bayağı bildiğiniz elini yıkasın diye ibrik ile su tutan adamlar

    petrol istasyonlarında lüks bazı mağaza önlerinde silahlı adamlar nöbet tutuyor

    islamabad özel, sıfırdan başkent olsun diye kurulmuş modern görünümlü bir şehir

    her yerde işsizlik diz boyu, aç kalmamak için her işi yapabilecek büyük bir kesim var

    afgan göçmenler yok paraya aç kalan pakistanlıların bile işlerini ellerinden almış

    çeteler ve küçük mafyalar bazı mahalleleri girilmez yapıyor. renkli gözlü sarı saçlı olduğum için arabada ön koltukta oturmamın dikkat çekeceğini söylediler

    geleneklerine bağlılar ama zina da var, kadına şiddet de. ben "garı isten mi?" sorusuna maruz kaldım. alkol yasak ama istersen bir şekilde bulup getiriyorlar

    halk çalışsa da fakir çalışmasa da, o yüzden kimse çok çalışmak istemiyor. onun yerine "amerika şöyle yabdı, rusya aybediyor, afganlar olmasa fiyuuu, çok petrolümüz var ama çıkarttırtmıyor gavurlar" diyorlar

    türkiye ve osmanlıyı çok seviyorlar. atatürk'ü çoğu biliyor çünkü ingiliz sömürgesinden çıkmaları ile sonuçlanan olaylara ilham olmuş. hatta kurtuluş savaşı döneminde insanlar para toplayıp hibe göndermişler. sonradan doğruluğunu da bir iki yerden araştırıp teyit ettim.

    bisiklet motorsiklet birincil taşıma, sonra toyota ve honda geliyor. avrupa arabası görmek çok zor. lokasyon sebepli olduğunu düşünüyorum. ona da üst ve en üst kesim yanaşabiliyor gördüğüm kadarı ile. ihracat yapan deri, futbol topu üreticisi firma patronu corolla'ya biniyordu.

    o kadar gelişmemişlik, sonradan görmüşlük var ki memlekette pislik paçalarından akıyor ama telefonlar son model.

    hatta osama bin laden'in yakalandığı akşam lahor'dan uçuşumuz vardı, bir kaç saat rötar olmuştu sebepsiz. sonradan uçuşların operasyon sebebi ile durdurulduğunu duymuştuk.

    kısaca 2 yıllık süreçte pakistan deneyimim yönetimin olabilecek en büyük garabet olduğu yönünde. bu konuda entarim de var ama aradım bulamadım. o entry'de "işte şöyle gidiyoruz o yolda gibi geliyor" minvalinde bir şeyler yazmıştım. artık son zamlar ve pozlardan sonra eminim.

    karadeniz'de bulunan doğal gazın gazına gelip iyice doğuya kaymamamız ve sonunda afganistan, iran, pakistan gibi garabet bir şekle dönmememiz dileğiyle bir an önce sona ermesini dilediğim ülke yönetimi biçimi.

    yaşasın laik demokratik cumhuriyet
  • mehmet akif'in hayalindeki düzendir. kendisi meclisin ilk yılları için başyazarlığını yaptığı sebilu'r-reşad'da (21. sayı) şunları yazmıştır:

    "hükümetin ve meclisin bu teşkilat-ı islamiyye sahasındaki hareketi pek mühimdir; adeta bir inkılabtır. şimdiye kadar fetva yetkisi bir şahsa aitti. o zat nasıl anlarsa, ilmine ve seviyesine göre bir görüşü tercih eder, bazıları da önemli konularda hükümetin, padişah'ın yahut hakim fırkanın tesiri altında kalmaktan kurtulamazdı. halbuki ashab-ı kiram bile fetva verdikleri zaman birbirleri ile istişare eder, kur'an ve sünnetten hüküm istinbat ederken en büyük itina ve ihtimamı gösterirlerdi. istişare esasen islam'ın en mühim düsturlarındandır. işte büyük millet meclisi ve hükümeti bu düstura uygun olarak fetva yetkisini de fakihlerden oluşan bir istişare heyetine tevdi ediyor. islam'ın yüce hükümlerini insanların ve asrın ihtiyaçlarına göre takrir ve tespit edecektir."
hesabın var mı? giriş yap