into the sun
-
2005 yili yapimi steven seagal amcamizin yeni filmi. senaryoyuda kendisi yazmis.
http://www.imdb.com/title/tt0358294/ -
steven seagal'in bizi yine yaniltmadigi bir film.
cuma gecesi kardeslerim ile aksiyon filmi seyretme gecesinin icine eden bir filmdir kendileri.
gelmis gecmis en kötü aksiyon filmidir.
bu tarz filmlerde islenilen tema asagi yukari aynidir. icerik acisindan zaten beklentisiz seyredilir. lakin 2005 yapimi bir film bu kadar mi kötü olur ?
pek cok benzeri temalari isleyen filmlerin basinda oldugu gibi özel görev sirasinda görürüz steven seagal'i. operasyon sirasinda sivil halktan birisini kurtarmak adina erken ates acar ve yakin arkadasinin olumune sebep olur. normal sartlar altinda film boyunca bu yakin arkadasin olumunden sorumlu olma duygusalligi, bu islerde artik ben yokum hesabi tavirlar gorulur degil mi ? hayir, bu bastaki temaya filmin sonuna kadar bir daha hic deginilmiyor. oylesine koymuslar filmin basina. gelenek bozulmasin misali..
derken vali secimleri sirasinda iki valinin propagandalari gosterilir. akabinde halihazirda japonyanin bir memleketinde vali olan ve secimlere girecek olan arkadas suikasta kurban gider. yine inanilmaz absürd bir baglantiyla bu ise de cia,fbi, nerde kaldi savas ay misali el atar ve steven seagal'i disaridan destek icin ararlar.. merhametli abimiz olayi karizmatik bir sekilde kabul eder ki gorulmelidir, anlatilmaz. akabinde oralarin tanidik simasi olan steven abimiz film süresince yarim saat saga sola gider, cay icer, bilgi alir ne kadar saygin bir kisiligi oldugunu izleyice kabul ettirmeye calisir. bu imece yontemiyle postmodern yakuza örgütünü dagitmak isterken bir kizla onun tavsiyesi olan dovmeciyle ve aydinlanma cagi yakuza örgütleriyle isbirligi yapar. 18.yy modern yakuza ogrutleri bu kural tanimaksizin hareket eden postmodern yakuza orgütünden rahatsizligini bildirir ve ortak hareket etme sözü alirlar. bu isbirligi esnasinda aniden, birden yardim aldigi kiza parkta evlenme teklif eder. iste burada gozyaslarinizi tutamayabilirsiniz sevgili stevenseagalzedeler.. bugune kadar kizlardan yana hic sansi olmadigini ama artik cok sevdigini ve bu isleri birakip guzel bir hayat sürdürmeyi istedigini soyler ve bu evlenme teklifidir.. ki aynen benim yazdigim gibi.. bir insan bu kadar mi yeteneksiz olur, tamam bu tür filmlerde oyunculuk kötü olur da bu kadar mi kötü olur ? devaminda ise biz türklere hic de yabanci gelmeyen ufak bir dans etme, hafif muzik arkasindan bornozu cikarma sonrasi kucuk bir opucuk ve apartman binalarinin boyu, trenler.. yani klise türk filmi sevisme sahnesi..
bundan sonra ne gibi bir gelismeler olabilir ? iste o dusundugunuz icerik aynen filmde devam ediyor. kiz ölüyor, kizi olduren adam steven abimizin muhtesme romantik bir sahnede hediye ettigi taragi basina geciriyor v.s. bu dovmeci adam ve nerden ciktigi belli olmayan baska bir kadin koruma ile beraber daliyor intikam adina.. öncesinde klise ortama dalmadan kritik yapma ortami var. dovmeci cocuk, neredenciktigibelliolmayankiz ve steven yarindanteziyokolesin seagal arasinda..
-steven abimiz: ben bugun bunlarin isini bitirecegim ya da ölecegim. sen onun yakin arkadasisin, ama istersen kalabilirsin, gelirsen engel olamam zaten.
-dovmeci arkadas: ailem oldurulkten sonra bana cok candan davranmisti, gelicegim seninle intikam almaya.peki ya su neredenciktigibelliolmayankadin ?
-steven abimiz: hayir o gelmeyecek. onun ölmesine izin veremem. aileni kim oldurdu biliyor musun ?
-evet biliyorum postmodern yakuza örgütü.
son anda ogreniyoruz ki film boyunca cokertmeye calistigi orgut aslinda bu dovmecinin anasini babasini oldurmus.
ve giderler ortama dalmaya..
ortam tuhaftir. film boyunca 'süper kilic ustasi' steven seagal olarak lanse edildiginden ve film boyunca estetik tek bir dovus sahnesi olmadigindan dolayi bir iki hareket bekliyor insan. soyle hizli bir kilic darbesi filan.. yok. filmde estetik olan bir iki dovus sahnesi nerdenciktigibelliolmayankadinin sonradan ortama dalmasi sonucu vuku buluyor.
dovemci arkadas en sonunda intikaaaaamimi alacagim diyerekten bu postmodern yakuza orgütünün odasina daliyor. hiyaa huyaa derken adam cikarip silahini dovemci arkadasi vuruyor. bu da film boyunca tek mantikli kare olarak hafizaya kaziniyor. bir iki saniye gecmeden steven abimiz ustasi oldugu ama bu filmde bize gostermedigi kiliciyla odaya daliyor. o tek mantikli kareden sonra beklenti adam silahina uzansin, steven coktanolmesigereken abimizi yere sersin degil mi? yok, gidip dalasiyor, deliriyor kilicini cekiyor vurusmaya basliyor.
elbette steven abimiz kendi intikamini, neden vurdugu belli olmayan valinin intikamini, dovmecinin intikamini aliyor.
film bir kez daha hatirlatmakta yarar var; 2005 yapimi. lütfen seyretmeyiniz. illa dovus sahnesi, karate, kung fu diyorsaniz;
(bkz: ong bak) -
"steven seagal sen aiki-do yap,hep aiki-do yap,sadece aiki-do yap" dedirten film.
-
(bkz: into the storm)
-
bir lifehouse parçası olarakta sevgiyle yad ettiğimiz bir şarkı ismidir. vocaldeki abinin, girişteki ses dalgalandırmaları nedeniyle dikkatleri çeken, melodisi dikkate şayan ama popüler kültüre bağlayan nakarata sahip bir şarkıdır zannımca. subjektif görüşe göre, çok iyi bir şarkı değildir.
(yapmamış olmamak adına da)
it's been a while since you last saw me
one breaks down and the other ones fade
these eyes can see the days break
too late for the other's mistakes
sit down laugh thinking what have we done
let me inside
is it all over before it's begun
please give me some time
cause we are running into the sun
getting close to something into the sun
you know that we're falling
we're falling back into the sun
i never meant to let you go
why did i leave maybe we'll never know
but i'm a man now broken on the ground
i'm in need and i think that it shows
all this time we're going nowhere and we know it
i was so blind
all the lights are leading to where you're going
i'm not far behind
and now we're running into the sun
getting close to something into the sun
you know that we're falling
we're falling back into the sun
into the sun
you know that we're running into the sun
getting close to something into the sun
you know that we're falling
we're falling back into the sun
into the sun -
son derece kotu bir film. yapim asamasinda ekibin "bir film yapalim ama seyredince biz bile igrenelim" temali calismasi sonucu ortaya ciktigi rivayetini kicimdan uydursam da en nihayetinde bu film de onlarin kicinin bir uydurmasidir.
-
22 temmuz 2008 çıkışlı bir candlebox albümü. şarkıları:
1. stand
2. bitches brewin
3. surrendering
4. into the sun
5. underneath it all
6. miss you
7. how does it feel
8. a kiss before dying
9. breathe me in (intro)
10. breathe me in
11. lover come back to me
12. consider us
grubun 4. stüdyo albümü olup 1998 senesinden beri çıkardıkları ilk stüdyo albümüdür ayrıca.
stand şarkısının videosu için:
http://www.youtube.com/…bit0r-wohm8&feature=related -
sons of anarchy ile tanıyıp sevdiğimiz the white buffalo'nun şükela şarkısı. şöyle de harika bir ortam ve atmosferde gerçekleştirdikleri canlı performansları bulunmakta ;
http://www.youtube.com/watch?v=oxlrpvjly2w
çalarken söyle yaz 5003'e gönderciler için sözleri ;
the city street, the desert heat
burns my mind and forces my feet to keep moving
three in the afternoon
wasted, feel my father disapproving
there's a desperation in this town
vultures flank the fools and clowns are crying
shell-shocked and landlocked
don't know if i can leave but i feel like trying
and i'd better run into the sun
until i hit the ocean
words and tears have long dried up with my emotions
just 'cause you don't see the way i feel
please don't question my devotion
blistered and broken
this hearts for sale but no one's a buying
something still burns inside of me
but i can feel it dying
and i'd better run into the sun
until i hit the ocean
and i better run until i hit the ocean (x3) -
bir red elvises parcasi.
-
hızlı ve öfkelide çalan pek şükela bi şarkı
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap