• jim rohn’a ait tespit. tespitlerin kralı.

    stefano d’anna, tanrılar okulu kitabında şöyle der; “dünya, senin onu düşlediğin gibidir; o bir aynadır. dışarıda kendi dünyanı bulursun, yarattığın, düşlediğin dünyayı” ve ekler “(sen)değiş ki dünya değişsin”

    insanın gözünde koni adı verilen 3 tip retina hücresi vardır. bu hücreler sayesinde gözümüz temel renkler olan sarı, yeşil ve maviyi algılayabilir ve bu algılar sayesinde çevremizde milyonlarca renk görebiliriz ama işin özü bu 3 retina hücresidir.

    çevremizdeki insanlar da öyledir. en yakınımızdaki 5 kişiden geçirdiğimiz filtrelere göre sosyal çevremizi ve karakterimizi oluştururuz ama burası biraz daha karmaşık. çünkü etrafımızdaki 5 kişiyi de karakterimize göre bilinçsizce seçeriz. memati’nin de dediği gibi “al gülüm, ver gülüm”. ortada mutual bir ilişki, bir döngü vardır yani. asla paradoks değil...

    en yakınımızdaki kişiler ailemiz olmak zorunda değildir. hatta hiç değildir. bunu, aynı ev içinde yaşayıp birbirleriyle alakası olmayan kardeşlerden de anlayabilirsiniz.

    insan etrafındaki 5 kişiyi seçerken kendi filtrelerini de kullanır. hani spinoza der ya; "paul' un peter hakkında söyledikleri, peter'dan çok paul'u tanımamızı sağlar" diye. evet, çünkü insan farklı bir kişiyi tanımlarken kendi süzgecinden geçirir. içinde hangi duygu ve his varsa onunla hareket eder. tersi mümkün mü sizce? insanın, başka bir insanı anlatırken manipülasyon yapması çok zor.

    son olarak spinoza ve jim rohn’un bu müthiş tespitlerine ışığında aytuğ akdoğan ses tonuyla bir hadsizlik yapmak istiyorum;
    insan nefret ettiği 5 kişinin ortalamasıdır...
  • gelin bu teoriyi einstein'a uygulayalım.
    çevresindeki bazı kişilerin ondan daha az zeki olduğuna şüphemiz yok değil mi?
    bu durumda çevresindeki birileri de ondan daha zeki olmalı ki kendisi ortalama olsun :-)
  • benden 5 kişi çıkmıyor. nasıl yapıcaz?
  • sabit iki insan iki kedi ve bir tane sabit olmayan birey şeklinde çevrem var. böyle bir güzellik olamaz. iftarda güllaç sahurda yaş mama yiyebiliyorum.
  • çevremde 3 kedi (ökkeş, bekir, kaplan), 5 köpek var (balyoz, bıdık, boğaç, kocaoğlan, pıtpıt)
    ben şimdi neyin ortalaması oluyorum?
  • saydım beşinin de birbiri ile alakası yok. ortalamayı nasıl alacagiz. matematik ızdırap içinde...
  • sen bu çevrendeki beş kişiden kaçının çevresindesin ve hangi özellikler ele alınıyor, kontrol hacmi mi ele alıyoruz kontrol kütlesi mi gibi sorular cevaplanmadıkça tırt söylem. fark ettiyseniz dalgalı bir durum söz konusu. bir ortalamayla olaya giriyorsun, beş kişiyle yeni bir ortalaman oluyor. sonra sen, seni ve başka kişileri çevresinde kabul eden falanca kişi üzerinde yeni ortalama oluşturuyorsun. sonra bu sende yeni bir ortalama oluşturuyor ve bu çok fazla kombinasyonda olmaya devam ediyor.

    tamam lan taam ana fikre odaklanalım*
  • bu çevreye, internetten sürekli takip ettiğiniz ve bilgilerinden istifade ettiğiniz bir kişiyi de ekleyebilirsiniz. illa yakın çevre olmak zorunda değil.
  • gerçekten mantıklı bir önerme. çevren ve arkadaşların nasılsa, bir süre sonra sende o kimliğe bürünüyorsun.
  • ek bir soru.
    niye beş?
    niye onaltı yada üç değil de beş?
hesabın var mı? giriş yap