• insanoğlunun iç konuşmalarında kesinlikle hatırlamak istemediği genellikle toplumsal baskıdan dolayı oluşan eskiden yapılmış yüz kızartıcı olduğuna inanılan hatalar bütünü. her ne kadar insan kendiyle barışık olduğunu soylese de; bu tip şeylerin varlığı kuşkusuzdur. bilinçaltıda bulunan olayları tanımlıyormuş gibi gorunse de kendi içinde bilinçli iken yaptığı ve genellikle çok az kişinin bildiği olaylardır. insan aileden bazı şeyleri saklar, arkadaşlarından veya çevresindeki insanlardan saklar ancak en önemlisi insanın kendinden sakladığı şeylerin sayıca az olması gerekir. çünkü iç hesaplaşmalardan doğabilecek olası bir ezikliğe sebep olması insan oğlunun; gelecek yaşantısında planlayacağı şeylerin temelini bugunden attığından; bugununu ve dolayısıyla yarınını zehir edecek niteliğe sahiptir. bu tip saklamalara fazlaca sahip olanların onların üstüne giderek yenmeleri gerekmektedir. ancak unutulmamalıdır ki her normal insanda bu tip gizlilikler bulunmaktadır. amaç onların kökünü kurutmak değil sadece dengelemektir.
  • farkinda oldugu ve baskalarindan saklamaya calistigi kisiligi, yillardir taktigi ve artik asinmis maskeleri ve bunlarin sarhosluk ya da hipnoz sirasinda acşiga cikma korkusu...
  • ne kadar gormezden gelmeye calisinsa da insanin ruyalarindan ortaya cikan seylerdir bunlar genellikle..
  • rejim zamanlarindayken* cikolata
  • genelde insanlar bu tip şeyleri başkalarının yanında asla ama asla konuşmaz. lakin bu tip olayların dile getirileceği yer çoğunlukla kişinin sanal kimlik taşıdığı ya da bir daha hayatında asla görmeyeceği insanların var olduğu mekanlardır. çünkü bu durumlarda sırrı yine güvende kalmış olacaktır. ancak bunun en önemli yanı; bunu soyleyebilecek cesareti toparlayabilmesidir. boylece en ağır tabu bile bir şekilde dile getirilmiş olur lakin, bu toplumsal bilincin açık olduğu yerlerde yine soylenemeyecektir.
  • ne açıdan bakılırsa bakılsın bu tip şeyler yine de insan karakterinin en önemli parçasıdır. o insanı o yapan şeylerdir.
  • sen vardın içimde; bilmiyordum ben orda olduğunu. sessiz kalıyordun çoğu kez; sonra büyüyüp içimi parçaladığında hatırladım. oradaki seni saklamaya çalıştım çoğu kez ruhumdan. çıkarıp atmaya çalıştım, nefret etmeye çalıştım, kelimelerimle oynadım, bulutlara gitmeye çalıştım ama kopmadın ordan. bir ek gibi kaldın içimde, bitiştin. seninle, içimdeki parçalarının örtüşmesinden, karşılaşmasından çok korktum hep. her görmezden gelmeye çalıştığımda, her unuttum dediğimde daha kuytulara, daha derinlere girdin; daha çok acı versin diye. verdin de. kapatıp gözümü körebe oynadım ben de; içimdeki sen ve görmezden gelmelerimle.
  • efem, bilimum degerli kagit bu sinifa girer. hatta, bunlari kisi kendisinden bile oylesine delicesine saklar ki, bir daha bulamaz. annem mesela, yillar once diplomasini cok iyi saklamis, en sonunda kaybetmistir. gectigimiz aylarda, yeniden cikarmaya calisiyordu. bense, onun kadar olmasam da, bir seyleri böyle delicesine saklamak konusunda bir numarayim. ozellikle saklanmasi gereken kagidi, oylesine ozenle bir yerlere koyuyorum ki, seytan gelse bulamaz. o derece.

    kaybolmayan sakiz cikmisti bir aralar. e, bir de "ctrl + f" tusu yayginlastirilsa, ya da en azindan caldirsak kaybettigimiz seyleri de, dit dutlerinden bulsak negzel olur. nerde bu bilim, nerde bu arge?!!!
hesabın var mı? giriş yap