• rollerblade die de bilinir, patenlerin 4 tekerlekli ve tekerleklerinin tek bir hat üzerinde olanları, şu moda olanlar yani.
  • (bkz: paten)
  • uğrunda dizlerimi parçaladığım ve aynı anda 2 kolumu birden kırdığım alet.bidaha tövbe!
  • tdk'nın isim arayış metni;

    inline skate : ingilizce olan bu söz line "çizgi, hat", skate "paten" kelimelerinden oluşmaktadır. in ise "içinde" anlamını veren ingilizce bir şekildir. bu söz özel olarak yapılmış ayakkabıların altına yerleştirilmiş krampona benzeyen bir sıra tekerlekle kayılarak yapılan bir spor dalının adıdır. kurulumuz bu söz için kaykaç kelimesini türetmiştir. örnekler: ankara'da yaşları 14, 20 arasında değişen 15 kadar genç kaykaç adlı spordan büyük zevk alıyor.
  • atlantis'in isim arayış metni:
    in ankastreyi çağrıştıran ingilizce bir sözcük olup line ise sıra, sıralanmış, kuyrukta, dizili anlamındadır. in line aynı zamanda adeta hata çağrıştırmakla mükellef dengesiz bir laf oluyor. (yok yav; aslında x'e göre ya da aynı hizada galiba burada) skate de patendir, dolayısıyla tekerlekli bir düzengeçtir evet... komitemiz bu söz için "tekerleri bir hizada paten" karşılığını türetmiş ve türetmekle kalmayıp alternatif türetkeler de düşünmüştür:

    - (teker sayısına göre) iki, üç, dört ya da beş çeker paten
    * ksc.; bir çeker paten
    - (madem üç tekerlekli bisiklet demişiz o halde) altıteker
    - teker zamanlı paten !!!
    - tek hiza tekerli paten
    - sıralı teker
    - kuyruklu teker
    - dengesiz paten

    komitemiz gayet düşünceli olduğu kadar biraz da densiz ve dengesizdir, evet...
    * eylemlerimiz devam edecek!
  • kayarkaçar.
  • (bkz: rollerblade)
  • sıcak bi ankara gününde insanı cümle sportif aktiviteden soğutabilecek bişey bu..

    patenlerimi alıp dışarı çıktım bugün.. kayacak yeni bi yer arıyorum bi süredir.. ağaçlık bi okul bahçesini önünden geçtikçe enine boyuna inceledim hafta içi.. bugün de hazır kimse yokken okulun bahçesinde ilk denememi yapmaya karar verdim..

    ayağımda en uzunundan havlu spor çorapları, üstümde şort, bi çeşit mahalenin delisini andırıyodum daha başından.. bu sıcakta bileklerde burum burum burulmuş havlu çorapları ben de bi başkasında görsem anlam veremem zaten.. ama işte kısa çorapla bu pateni ayağına geçiren, bileğinde kesikleri kabul etmiş sayılır peşin peşin..

    ben de tuhaf sporlara gönül vermişlere özgü bi özgüvenle giydim şortumu çektim havlu çoraplarımı çıktım dışarı.. o özgüven nasıl hasıl oluyo bünyede bi anda, bilmiyorum ama oluyo işte bi şekilde; yoksa silikon destekli taytı, güreşçi mayosunu, ultra mini şortlarıyla bi dönemin nbaini nasıl açıklayabiliriz.. hep bu "yaptığımız bu spor böyle icab ediyo arkadaş!" tavrından kaynaklanıyo bunlar..

    ki bi dönem monopalet diye bişeyi de tecrübe etmişliğim var.. bunu niye yaptım cidden bilemiyorum.. sanırım ergenlik yüzünden, hızla gelişen bir gruba ait olma isteği bende böyle tezahür etti.. artık nasıl bi insandıysam, hiç bi gruba dahil olamıyacağıma nasıl kani olduysam, çareyi monopaletçilerde aramışım demek.. neyse..

    üstümde şort, uzun havlu çorap kombinesiyle, kapının önündeki merdivenlere oturup, dizliğimi, dirsekliğimi, bilekliğimi de taktım.. hesapta elimde bi tek patenler kalsın istiyorum.. taşımak istemiyorum geri kalanları.. okula doğru yürümeye başladım.. bu sırada bikaç mahalle arası spor salonunun önünden geçtim.. gençler kapının önünde hava alıyolar sanırım.. eski mahallemizden kalan bi alışkanlığım vardır, spor yaparken, spor yapan birini görünce selam veririm gülümseyerek.. yüzlerce iyi anlamından biri de "spor yapmak negzel şey di mi?! iyi ki yapıoruz.. hahaaayyt!"tır.. ben öyle selam verip geçtikçe, arkamdan "anam terminatör olmuş gız!" diye ünleyen biri bile oldu.. cinsel içerikli atılan lafları burada yazıp insanları spordan soğutmak istemiyorum.. sonuncu salonun önünden geçerken selam vermediğim halde, bikaç şarkıyla beraber, bi şekilde benden konuşuluyordu yüksek sesle.. bi anda arkamı dönüp, ellerimi iki yana açıp "sporcu, sporcuya bunu yapar mı ha?! hiç mi utanmıyosunuz?!" diye bağırmak arkasından da patenlerimi ayağıma geçirip kaya kaya geçip gitmek geldi.. eve dönerken beni durdurup, "yaman patenciymişsin sivitas, hata ettik.. affet bizi.. sen de artık bizdensin, bu salon senin de salonun!" dediklerini filan hayal ettim.. ama henüz kaldırımlarda kayacak ustalığa erişmemiş olduğumdan hiç girişmedim böyle bi atraksiyona.. "ivrençsiniz!" ifademi takınıp hızlı hızlı yürüdüm..

    hafta içi gözüme kestirdiğim okulun bahçesine geldiğimde bahçeyi çevreleyen yüksek demirlerin asma kilitlerle kilitli olduğunu fark ettim.. demirlerin etrafında elimde patenlerle bi tur attım, açık bi yer bulamadım.. bu sırada 7-8 yaşlarında iki velet, fiti fiti demirlere tırmanıp içeri girdiler gözümün önünde.. onlardan aldığım gazla patenleri bi aralıktan içeri soktum, elimle de itekledim biraz.. sonra aynı yordamla demirlere tırmanmaya çalıştım.. bikaç başarısız denemeden sonra vazgeçtim.. elimi patenleri soktuğum aralıktan tekrar sokup patenleri almaya çalıştım, lakin onları itelemek gibi bi hataya düştüğümü hatırladım..

    az önce içeri giren çocuklar, tek kale maç yapıyolardı.. "şiiişştt marodona baksana bi!" diye seslendim, oralı olmadı çocuklar.. çocukların maradona'yı tanımıyo olma ihtimallerine karşı, "şiişşş ronaldo!" diye ünledim bi de.. "belki ronaldo'yu sevmiyolardır" diye düşünerek kafamı demirlere dayadım, şu yeni nesil yıldız futbolcunun* adını hatırlamaya çalışıyorum çocuklara bakarak.. hatırlayamadım.. "yaa baksana bi yaaaa!" diye bağırdım çaresizlik içinde.. "ne var yaa?!" diye bağırdı karşılığında çocuklardan biri.. derdimi anlattım.. topları benim patenlerin olduğu yöne kaçana kadar kıllarını kıpırdatmadılar, topları kaçınca da bi tanesi koşup patenleri bana doğru 15 santim kadar iteledi ayağıyla.. ilerde dünyayı yönetecek önemli liderlerden ikisiyle tanıştım eminim.. 8 yaşında bi çocukta bu kadar karizma bu kadar vurdum duymazlık, böyle bi ağırlık görmedim ben.. patenleri elime verip, "hadi şimdi siiiieeee!" diya bağırsa çocuk, "hemen abi!" diyip koşmaya başlıcam, o kadar kararlı bi velet.. neyse..

    patenlerimi alıp okulun otoparkına doğru yürüdüm.. 30 metreye 15 metrelik bu alanda kaymaya başladım.. gidecek pek biyer olmadığı için bi çeşit dönme hareketiyle yarım saat kadar oyaladım kendimi.. sürekli bi eksen etrafında dönmekten ayaklarım ağrımaya başlayınca otoparkın duvarının üstüne oturdum..

    pazar günü semt pazarı kuruluyomuş yakınlarda.. akın akın gelen pazar arabalı insanlardan anladım.. ben öyle pazar arabalarını izlerken, yaşlı bi amca geldi oturdu yanıma.. gülümseştik karşılıklı.. "bu tekerli ayakkaplardan benim torunda da var.. anam bi gidiyo, bi gidiyo.. ışık ta yanıyo giderken.." diye anlatmaya başladı amca.. "anası tkide çalışıyo"ya geldiğimiz sırada.. boğazım sıkılıyomuş gibi daraldım bi an.. hızla patenlerimi çıkardım, amcanın sözünü dahi kesmeden el sallayıp koşmaya başladım..

    her kayışımdan sonra eve getirip uzun uzun temizlediğim patenlerim köşeden bana bakıyo şimdi.. elimi sürmek dahi istemiyorum.. kozmosun nasıl bi oyunu ki bu.. hangi kelebek etkisiyle dünyanın sonunu getirecektim bugün istediğim gibi kayarak ki bana böyle bi günü reva gördü hayat..
  • bir de aggressive inline skate olanı vardır. bu tür patenle demir borular ve rampalar üzerinde bu spora ait belli başlı hareketler yapılarak kayılır. ülkemizde pek yaygın olmamakla birlikte 40-50 arasında sporcu vardır.
hesabın var mı? giriş yap