• ilginç bir adam. tarsus'da doğmuş ve büyümüş. 23 yaşında din değiştirerek koyu bir protestan oluyor. tarsus'ta kendi cemaatini oluşturuyor. 10 yıldan fazla bir süre anadoluyu gezerek bütün hristiyanlarla ayinler düzenliyor. nihayetinde 2005 yılında tekrar islama döndüğünü açıklıyor ve tv programlarına çıkıp türkiye'deki hristiyanlığın gerçek yüzünü ifşa edeceğini açıklıyor. sonrasında büyük bir karalama kampanyası başlatıyor. misyonerlerin türkiye'yi ele geçirme çabasında olduğunu, amerika'nın kendisine 100bin dolar teklif ettiğini, türkiye'de 40binden fazla yeraltı kilisesi olduğunu ve türkiye'nin sonunun geldiğini iddia ediyor cevizkabuğu gibi bilumum programlarda. o sırada yasin hayal trabzonda rahip santaro'yu dövüyor. kısa bir süre sonra 16 yaşında bir genç -sene 2006- aynı rahibi öldürüyor. ocak 2007'ye gelindiğinde yine 16 yaşında bir genç hrant dink'i öldürüyor. üç ay sonra malatya'da yine 16 yaşlarındaki gençler tarafından üç protestan öldürülüyor. aslında tüm gençlerin amacı aynı, ülkelerini hristiyanlıktan korumak.

    2008'in haziran'ında küçük bir gazete ilker çınar'ın 1992'den beri mit'in maaş listesinde olduğunu belgeliyor. bu gelişmeden sonra ilker çınar "herşeyi devletim için yaptım" diyor.
  • emekli orgeneral hurşit tolon, cezalandırılması istenen malatya zirve yayınevi davasının mütalaasına karşı açıklama yaptı. “orduya kumpas kurulmasına daha ne kadar göz yumulacak” sorusunu soran tolon, “dolandırıcı, sahtekar, menfaatçi, tsk.lerine yakışmayan bir kişiliğe sahip” denilerek ordudan ihraç edilmiş ilker çınar isimli “ayarlanmış” bir müfterinin her biri diğerinden farlı olan çelişkili beyanlarına itibar edilmesi maalesef orduya kumpas kurulmaya devam edildiğinin somut göstergesidir.” ifadelerini kullandı.

    işte tolon’un açıklamasının tamamı:

    18 nisan 2007 tarihinde malatya’da zirve yayınevinde gerçekleşen menfur cinayetlerle şahsım üzerinden, gerçekte türk silahlı kuvvetleri’nin hedef alınmaya çalışıldığı kumpasta son olarak savcılığın esas hakkındaki mütalaası ile bir hamle daha gözler önüne serilmiştir.

    şahsımla ilgili mütalaada yer alan iddialar, tümüyle gerçek dışı olup, savcılığın genelkurmay başkanlığı, kara kuvvetleri komutanlığı ve jandarma genel komutanlığı ile sosyal güvenlik kurumunun dosyada mübrez resmi yazılarını, bilirkişi raporlarını ve yargılama aşamasında dinlenen sanık ve tanık beyanlarını tamamen yok sayarak; 1993 yılında düzenlenen vak’a kanaat raporunda “dolandırıcı, sahtekar, menfaatçi, tsk.lerine yakışmayan bir kişiliğe sahip” denilerek ordudan ihraç edilmiş ilker çınar isimli “ayarlanmış” bir müfterinin her biri diğerinden farlı olan çelişkili beyanlarına itibar edilmesi maalesef orduya kumpas kurulmaya devam edildiğinin somut göstergesidir.

    amaç etki altina almak

    nitekim, 2012 yılında özel görevli mahkemelerin faaliyetlerine kanunla son verilmiş olmasına rağmen, malatya’daki özel görevli ağır ceza mahkemesi, maalesef kanunlar önünde eşitlik ilkesini tamamen göz ardı ederek bizleri yargılamaya devam etmiş ve savunma delillerini toplamadan, tanıklarımızı dinlemeden; 1993 yılında mahkeme kararı ile mahkum olup disiplinsizliği nedeniyle tsk’den atılmış önce gizli tanık sonra açık tanık ve daha sonra da sanık konumundaki bir uzman onbaşının tamamıyla hayal ürünü, akıl almaz iğrenç iftiralarına geçerlik kazandırmak için adeta iddia makamı ile bütünleşerek tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiğini defalarca ortaya koymuştur.

    son olarak, geçtiğimiz hafta tbmm’nde kabul edilen kanun ile özel görevli mahkemelerin faaliyetlerine tamamen son verilmesine rağmen, malatya’daki mahkeme sanıklar ve müdafilerinin, bu konudaki tüm itirazlarını göz ardı ederek özel görev ve yetkileri sona eren savcılığın, esas hakkındaki mütalaasını sunması için özel bir gayret sarf etmiştir. bunun üzerine, mahkeme heyeti, tarafsızlığından duyulan ciddi şüpheye istinaden sanıklar ve müdafilerince reddedilmiş ise de, bu istem de geri çevrilerek duruşmaya hukuka aykırı olarak devam edilmiş ve itiraz sonucu da beklenmeksizin, özel görev ve yetkileri sona eren savcılığın, dosyanın daha sonra gönderileceği mahkemeyi etki altına almak amacıyla hazırladığı hukuki dayanaktan yoksun esas hakkındaki mütalaasını sunmasına izin verilmiştir.

    ilker çinar isimli müfteri

    oysa ki, konuyla ilgili olarak istanbul cumhuriyet başsavcılığı’nca yürütülen 2011/1313 no’lu soruşturma kapsamında, 24.06.2011 tarihinde ifadem alınmış ve 02.07.2011 tarihinde verilen 2011/58 karar no’lu “yetkisizlik kararında”; “şahsımın, müsnet suçun azmettiricisi olduğuma dair delil elde edilemediği” açıkça belirtilmiştir.

    aradan geçen süre içerisinde dosya kapsamında şahsımla ilgili olumsuz hiçbir gelişme olmamasına rağmen iddia makamının; genelkurmay başkanlığı, kara kuvvetleri komutanlığı ve jandarma genel komutanlığı ile sosyal güvenlik kurumunun dosyada mübrez resmi yazılarını, bilirkişi raporlarını ve yargılama aşamasında dinlenen sanık ve tanık beyanlarını tamamen görmezden gelerek, salt ilker çınar isimli müfterinin maddi delillerle ve bilirkişi raporları ile tamamen çürütülmüş olan soyut ithamlarına itibar ederek cezalandırılmamı istemesi, maruz bırakıldığım yeni bir hukuk suikastidir.

    bir ömür boyu şeref ve onurla hizmetinde bulunduğum yüce milletime bir kez daha ifade etmek isterim ki; hayatım boyunca yasadışı bir işim olmadığı gibi kimseden de hukuka aykırı hiçbir talebim olmamıştır.

    milli ordumuza kurulan kumpasın bir örneği olan bu davada, maruz kaldığım haksızlıkların ve hukuksuzlukların takdirini, vicdanına her zaman güvendiğim yüce milletimize saygılarımla sunarım.

    emekli orgeneral

    ahmet hurşit tolon

    odatv.com

    http://www.odatv.com/…umpas-devam-ediyor-2602141200
  • çok amaçlı gizli tanık. zaten gizli tanık denen abuklukla yürüyordu bu işler, bu daha da iyi olmuş, her davaya yeni adam bulacaklarına yetiştirmişler bir tane tosun, nerede iş düşse işe koşmuşlar.

    ilker çınar, iddialara göre zirve yayınevi davası, ergenekon davası, balyoz davası ve turgut özal'ın ölümüyle ilgili davada, yani toplam 4 ayrı davada gizli tanık olarak ifade veren über şahıs.
    hani devlet bu işleri yapar da biraz adaplı yapar diye bilirdik, maşallah zerre kadar ayar kalmamış.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26825087.asp

    haberin bir kısmı şöyle:
    "özal’ın ölümüyle ilgili davada da tanık krizine yol açan ilker çınar önce bulunamamış, sonra verdiği kimlik numarası eski bir bakana ait çıkmıştı. kayıp tanık, 27 ocak 2014 tarihinde ortaya çıktı. malatya mahkemesi’ne tanık koruma polisleri nezaretinde gelen çınar, şu iddialarda bulundu: “özgür irademle zirve yayınevi ve turgut özal’ın ölümüyle ilgili bildiklerimi anlatmak istedim. tarsus’da, 20 ekim 2010’da cumhuriyet başsavcısına giderek 8 sayfa dilekçe verdim. kendisine olayları bizzat anlattım. başsavcı dilekçemin savcı zekeriya öz’e iletileceğini söyledi. defalarca gerek yanına giderek, gerek telefonla arayarak başsavcıya dilekçemin akıbetini sordum. bununla yetinmeyip başbakanlık özel kalemi’ne, sayın başbakan’a verilmek üzere 10 sayfalık dilekçe ile açık kimliğimle birlikte faks ve mail aracılığıyla ilettim. zekeriya öz’ün daveti üzerine ‘deniz uygar’ kod ismiyle 24 aralık ve 28 aralık 2010 tarihlerinde ifade verdim. tanık koruma programına alındım.”
hesabın var mı? giriş yap