• ankara devlet tiyatrosu'nun isabetli tercihlerinden biri. yine oda tiyatrosu'nda sahneliyor. yani büyük seyirci kitlelerine ulaşma kaygısı taşımadan, derdini tamamen sanatsal kaygılarla anlatan bir yapıt. absürd tiyatronun güzel bir örneği olan oyun, gerçek anlamda "oyunculuk" gerektiriyor. bu noktada da benian dönmez ile oktay dal oyunun hakkını veriyorlar.
  • ege üniversitesi tiyatro topluluğunun ilk defa geçen sene sahnelediği, bu sene de sahnelemeye devam ettiği tek perdelik oyun.

    --- spoiler ---
    gazete kağıtlarıyla bezenmiş bir ev, hareketli bir platform, kulisten gelen insan seslerinin oyuna eklenişi ve seyirci koltuklarının üzerinde 'siz bu oyunu seyrederken savaş yüzünden 6 kişi daha ölmüş olacak ! ' yazılı küçük bir not..

    --- spoiler ---

    izlememiş olanların fırsatları var ise izlemeleri gereken oyun.
  • bugun cuneyt gokcer sahnesinde promiyer yapan oyun. aysenil samlioglu ve reha ozcan başrollerde. ışıl kasapoglu ceviri ve yonetmenligi ustlenmis ve fakat bence olmamis olan oyun. musamere izliyormus hissinden asla kurtulamadim. onlerden izledigim icin oyun icinde her bomba sesinde yerimden sicradim; sahneye verilen dumanda bogulur gibi oldum ki maske vardi zaten zor nefes aliyoruz. 75 dakika tek perde; uzulerek belirteyim ki iki perde olsaydi muhtemelen yarisinda cikardim. oyunculuklara tabii ki laf edemem; ama genel olarak ilk dakikasindan beri oyunun icerisine giremedim. ankara seyircisi iyi dedik; iki unlu gorunce oyun ortasinda fotograf cekmeye calisanlar mi dersin; telefonu calanlar mi dersin; isiklar kapaninca maskeyi cikartanlar mi dersin.. pandemiden sonra tiyatro sezonunu sahsen boyle acmak istemezdim. yolu acik olsun tabi; umarim ben de bir sikinti vardir.
  • absürd tiyatronun usta temsilcilerinden eugène ionesco'nun yazdığı, usta yönetmen ışıl kasapoğlu’nun çevirip yönettiği, ayşenil şamlıoğlu ve reha özcan’ın rol aldığı, elf yapım prodüksiyonunda 20 kasım 2021 tarihinde prömiyer yapan tek perdelik tiyatro oyunu.

    dün akşam antalya türkan şoray kültür merkezi'nde izleme fırsatı buldum. merakla beklediğim bu oyunu izlemeye işten çıkıp, manavgat'tan son dakika yetiştim. iyi ki yetişememe ihtimalini göze alıp gitmişim çünkü çok şey kaçırırdım.

    "kaplumbağa, salyangoz ya da sümüklüböcek… korkunca kabuğuna çekilen, evini sırtında taşıyan hayvanlar misali insan içine kaçar, kovuğuna sinerse ne olur? dünya yanarken saçını tarayanlarla dünyayı paylaşamayanlar iki koldan savaşırlarsa, “iki kişilik hırgür” vahşetin çığlıklarını bastırırsa, savaş biter barış patlarsa, barış kanla kutlanırsa..."

    "iki savaş; biri yerin üstünde dünyalar arasında, diğeri denizin dibinde iki kişi arasında...

    bir zamanlar birlikte oldukları kişileri terk edip birbirlerini seçen bir kadın ve bir adam, buna rağmen 17 yıldır bir hırgürün içinde yaşar, kendi kozalarında sudan sebeplerle bitmeyen bir gürültü yaratırlar. öyle bir hırgürdür ki bu, dünyanın gürültüsünü bastırır. dünya insanlıktan uzaklaşırken kadın ve adam kendi kıyametlerini yaşayarak bu acımasız dünyadan kaçmaya çalışıyor olabilirler mi? adam ve kadın bezgin, yorgun, nefret yüklü ilişkilerinden çıkıp gitmek isteseler de kolay mıdır kabuğu kırıp çıkmak dışarıda savaş varken?"

    o nasıl bir oyunculuktu ayşegül şamlıoğlu, bayıldım. ilk defa canlı izliyorum ve hayran kaldım. jestleri, mimikleri, sesini kullanışı, hüngür hüngür ağlayışı... makyajıyla adile naşit - suna pekuysal'ı andırıyordu. ve bu değerli sanatçıların temsilcisi gibiydi.

    reha özcan'ın oyunculuğu da çok iyiydi ama ayşegül hanım fazla parlamış. canlandırdığı karakterin görüntü olarak einstein'e benzetilmesini sevdim.

    sadece oyunculuk mu? dekordan kostüme, sesten ışık kullanımına sahne arkası ekibi de çok başarılı buldum. bomba atılan sahnelerde salon sallanıyordu sanki, gerçek gibiydi. renk kullanımı göz alıcıydı.

    oyunun işlediği konu zaten güçlü; savaş. insanlar neden savaşır? savaş bitince kaybeden neyi kaybetmiştir, kazanan neyi kazanmıştır? neyi kutluyorlardır? ilk fırsatta tekrar savaşılacak olmasını mı? oyunun başında söylendiği gibi aynı soydan olanlar birbirini yer mi? peki aynı soydan olanlar birbiriyle savaşır mı?

    yaklaşık bir saat süren oyun su gibi akıp geçti, zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. öyle mutlu oldum ki bu kalitede bir işi izleyebildiğim için, çıkışta ışıl ışıldım. emeği geçen tüm ekibe teşekkürlerimi sunarım.
  • geçen hafta işim çıkması nedeni ile biletimi iptal etmek zorunda kaldığım, bu hafta da yer bulamadığım oyun. 2 gündür 10.10'da oyun biletleri açıldığında 60 kişilik oda tiyatrosunda 2-3 kişilik boş yer kalmış gözüküyor. kasım ayında 8 gösterim daha var, o bileti illa ki alacağım, kaçarı yok.
  • bu sezon ankara dt oynuyor. ionesco'nun oyunlarını oldum olası sevmem ama özge mirzalı ve irfan buzcu oyunu izlenebilir kılıyor.

    özellikle özge hanım, büyük bir yetenek.
  • ankara dt'nin oyununu izledim. öncelikle oda tiyatrosu'na bu oyun gitmiş diyebilirim, o ufacık mekanda üç farklı dünya yaşandı resmen. absürtlük ile bir probleminiz yoksa sizi kısa ama etkili bir saat bekliyor.
  • oyunu çok beğendim oda tiyatrosuna tam oturmuş.dekorlar ve oyunculuklar şahaneydi.tek perdelik oyunda zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.oyunun sonundaki mesaj oldukça anlamlıydı.
    oyun için tek kusur salon küçük olduğundan önünüze uzun biri geçtiği an oyunu görmek için kafanızı sürekli sağa sola çeviriyorsunuz.
  • dün akşam oda tiyatrosunda izlediğim ve çok beğendiğim oyun. insanı içine çekiyor. performanslar da harikaydı. oda tiyatrosunun o sıcak atmosferiyle birlikte şahane zaman geçirdim.
  • absürt ama bir o kadar da gerçekçi bir oyun. oda tiyatrosuna ilk defa gittim. gerçekten sahne bir odadan ibaret. evdeki odanız daha büyüktür öyle söylim. buna rağmen dekor güzel ve yerinde. oyuna gelirsek aşırı akmıyor ama izlenebilir. günümüz toksik ilişkilerini bence güzel yansıtıyor.
hesabın var mı? giriş yap