• objektiflerin net yapapildiği alanı belirler. matematik bir formülü vardır. neti sonsuza atıp yakındaki objelerin flu olması yerine hyperfocal distance bulunarak net oraya atılır ve böylece daha doğru bir kadraj yapılır. her odak uzaklığının hyperfocal distance'ı değişmektedir. diyafram da bu noktanın uzaklığının değişmesini etkiler.

    (bkz: focus distance)
  • diyafram değerine ve objektifin odak uzakılığına bağlı olarak değişim gösteren, bir objektifin netlik içine alabildiği maksimum mesafeyi ifade eden terim.

    hiperodak mesafesi, hiperodak noktasına odak yapıldığında, hiperodak noktasının yarısından başlayarak sonsuza giden bir alanı içine alır; bu alan kabul edilebilir netiktedir.

    diyafram değeri ne kadar küçülürse hiperodak mesafesi de o denli büyür... bu bilgiye bağlı olarak hiperodak noktası, diyafram ve odak uzaklığına göre hesaplanır ve her odak uzaklığının her diyaframa göre farklı bir hiperodak noktası dolayısıyla da hiperodak mesafesi vardır.

    (bkz: hiperfokal nokta)
  • objektiften netliğin başladığı noktaya kadar olan uzaklık. peki sistemde hangi özellikler etkiler?

    - objektifin odak uzunluğu büyüdükçe artar, küçüldükçe azalır.
    - diyafram değeri büyüdükçe hiperfokal uzaklık kısalır, büyüdükçe artar.
    - netleme halkası büyüdükçe hiperfokal uzaklık küçülür, halka küçüldükçe uzaklık büyür.

    evet.
  • konuyu biraz "geniş" olarak ele alalım...

    hyperfocal distance veya hiperfokal mesafe esas olarak "net alan derinliği" (depth of field) konusu içerisinde değerlendirilir ve temel olarak bu netlik derinliğinin en fazla olmasının istenildiği durumlar için kullanılır. film ve video için genel plan, fotoğrafçılıkta ise manzara çekimleri açısından en çok aranılan husustur. değişik isimlerle anılabilir ve hesaplamaları bazı matematiksel formüllere dayanır.
    genel olarak "kaç metreye odaklarsam her yer net çıkar?" sorusu ile karşımıza çıkar ve doğal olarak bir manzara fotoğrafçısının sonsuz ile kamerasına en yakın mesafeye kadar olan her şeyin net çıkmasını istemesi durumundan kaynaklanır.
    bu ise öncelikle bilimsel, teknik ve yapısal unsurlara bağlı olup en nihayetinde yapılacak uygulamalar sonucu oluşacak kişisel tecrübeler ile pratik edinilerek öğrenilecek bir durumdur. konu son derece ayrıntılı olduğu için hiperfokal mesafe ile onu oluşturacak diğer unsurlara da kısaca değinmek gerekir.
    öncelikle "net alan derinliği" (depth of field) olarak karşımıza çıkan bir "kabul" vardır ki üç şey bunu etkiler;
    1. objenin kameraya olan uzaklığı,
    2. kullanılan objektifin odak uzaklığı,
    3. kullanılan objektifin diyafram (f) değeri.
    bu üç bileşenin çeşitli kombinasyonları net alan derinliğini etkiler.
    yani nesne kameradan uzaklaştıkça (3 veya 8 m. gibi), kullanılan lensin odak uzaklığı küçüldükçe (16 veya 24mm gibi) ve kullanılan diyafram değeri büyüdükçe (f/16 - 22 gibi) net alan derinliği artar, tersi durumda ise azalır. net alan derinliği nesnenin önünde 1/3, arkasında ise 2/3 oranında olur.
    esasen burada en belirleyici unsur ışığın şiddetini belirleyen diyaframdır ve diyaframın aşırı kısılması durumunda görüntü kalitesi yönünden istenmeyen bazı durumlar oluşur. konu ile doğrudan ilgili olduğu için bunların başında diffraction yani "kırınım" gelir. bu durum, en büyük net alan derinliğini elde edebilmek amacıyla diyaframın (f/22 gibi) aşırı kısılması sonucu lensin içerisinden geçen ışığın kırılmasına bağlı olarak oluşan netlik keskinliğinin azalmasıdır. esasen farklı bir konudur ve aynı zamanda airy disk başarımını da beraberinde getirir. (her lensin en iyi keskinliği verdiği diyafram değeri farklıdır ve genelde en açık değerin 2 veya 3 durak üstüdür.) ister prime olsun ister zoom, telefoto veya teleobjektif olarak tanımlanan "dar açılı" uzun odaklı her türlü lensin, büyütmeye bağlı açısal sapma oranlarına göre yeterince sabitlenememesi veya kullanıma bağlı sarsıntıyı önleyecek, odak uzaklığına göre uygun bir enstantane değeri kullanılamamasından kaynaklı oluşan blur etkisi ise bu konunun dışındadır.
    net alan derinliğinin sınırlarını bulmak için, net olması istenilen en yakın cismin kameraya olan mesafesini 2 ile çarpmak ve elde edilen bu rakam ile "mm" cinsinden gösterilen odak uzaklığı mesafesini bölmek gerekir.
    örneğin;
    50 mm. odak uzaklığı olan bir lens ile çekilen fotoğrafta net alan derinliği sınırlarının 3 metre ile sonsuz arası olması istenildiği zaman;
    3x2=6 ve 50/6= 8.33 olarak bulunur.
    bu, 3 metre ile sonsuz arasında olacak net alan derinliği sınırları olan bir fotoğraf çekebilmek için kamera mesafe ayarının 6 metreye, diyafram değerinin ise f/8'e ayarlanması gerektiğini gösterir. esasen bundan biraz daha kapsamlı ve karışık formüller de vardır ancak günümüzde artık kimse bunlarla uğraşmak istemediğinden "hyperfocal distance calculator" veya "dof calculator" gibi uygulamaları cep telefonlarına indirip, kullandıkları kamera ve lens özelliklerine göre net alan derinliği ile circle of confusion değerlerini hesaplayıp çalışmalarını tamamlama yoluna giderler.*
    peki nasıl oluyor da fotoğrafı çekilmek istenilen bir objenin tek bir noktasına odak yapıldığı halde önünde ve arkasında bulunan elementler de isteğe göre net veya flu olarak tespit edilebiliyor?
    işte burada net alan derinliğini oluşturan ve esasen ayrı bir başlık konusu olan "circle of confusion" (coc) yani bulanıklık dairesi kavramı devreye girer. lensin odak noktasında oluşturduğu en net görüntünün önünde ve arkasında oluşan ışık konisi bir düzlem ile kesildiğinde haliyle net olmayan ve esasen görüntüyü oluşturan bu ışık demetinin noktalardan değil, dairelerden oluştuğu görülecektir.
    düzlem, odak düzleminden uzakta ise buna diffusion (dağılma) dairesi, yakında ise confusion (karışma) dairesi denir.
    işte oluşan bu dairelerin "çapı" eğer kabul edilebilir nitelik ve ölçüdeyse fotoğraf "net" olarak kabul edilir. yani net alan derinliği aslında bir "kabul"dür.
    elbette burada ortaya çıkacak keskinlik ise yine göreceli bir kavram olduğundan matematiksel bir yöntemle standartlaştırma yoluna gidilmiştir.
    normal bir insan, 8 x 10 cm.lik bir fotoğraf baskısına 25 cm uzaktan baktığı zaman, "mm" başına 4 çizgi çiftini ayırt edebiliyorsa bu fotoğraf "keskin" kabul edilir. bu da çizgileri oluşturan her bir noktanın yaklaşık 0.25mm boyutunda olması anlamına gelir.
    35mm'lik algılayıcının boyutları 36x24mm, köşegen uzunluğu ise 43.27mm'dir.
    8x10 cm.lik baskının boyutları 203 x 254mm, köşegen uzunluğu da 325mm'dir.
    35mm'lik filmveya sensör ile çekilmiş bir fotoğrafın 8x10 cm. boyutunda basılabilmesi için 7.5 kat (325/43.27) büyütülmesi ve bu durumda aynı keskinliği koruyabilmesi için de her bir noktanın 7.5 kat küçültülmesi gerekir.
    0.25mm / 7.5 = 0.033333333... olarak karşımıza çıkan sonuç yuvarlanır ve full frame (ff) gövdeli bir kamera için circle of confusion (coc) değeri 0.033mm olarak elde edilir. full frame olmayan krop faktörlü algılayıcıya sahip diğer kameralar için ise yine 0.033 c*o*c* değeri baz alınıp şu "coc= 0.033/krop faktörü (çarpan etkisi)" formüle göre gerekli hesaplamalar yapılabilir.
    öte yandan, dijital teknoloji ile hayatımıza giren ve ilk zamanlarda çoğunlukta olan yani full frame (ff) olmayan bazı küçük sensörlü dslr kameraların görüntü sensörleri, çarpan (crop) oranına (1.3, 1.5 ve 1.6x gibi) bağlı olarak bulanıklık dairesi çaplarını etkilediğinden net alan derinliğini de olumsuz yönde etkilemişlerdir. ayrıca analog sistemler ile filmin yerini alan dijital kameraların sensörlerini oluşturan piksel veya fotositlerin ebatları baz alındığından, işin açığı bulanıklık dairesi çapları ile kavramının da pek bir önemi kalmamıştır. basılmış bir fotoğrafta göze çarpmayan bu durum, bilgisayar ortamında açılan bir görüntünün dağılacak şekilde büyütülmesi ile en nihayetinde fotoğrafın piksel piksel gözükmesi sonucunda kendini gösterecektir. ancak "esas" bellidir.
    biraz daha dikkatli incelendiğinde mobil platformlar için kullanılan hesaplama araç ve formüllerinin pek gerçeği yansıtmadığı görülecektir. çünkü "hiperfokal mesafe" olayı esasen kodak'ın filmli dönemde kullandığı küçük ve orta boyutta baskıları için geliştirdiği formüllerdi ve günümüzün yüksek çözünürlüklü sensörleri tarafından yakalanan görüntülere %100 oranında bakmak ve elbette büyük ebatta baskı almak isteyenler için uygun değildi.
    hiperfokal mesafe adı altında her yerin net olup olmadığını anlamak için ise en sağlam yol diyaframı kısmak ve çekilen fotoğrafı çekim ortamında ekrandan inceleyerek var ise hataları gidermekten ibarettir.*

    sonuç olarak, net alan derinliği ve biraz daha zorlama bir durum olan hyperfocal distance, aslında kabul edilebilir derecede keskin olan alanı ifade eder ve bu alanın bir başlangıç ve bir de bitiş noktası vardır. bu alanın en fazla olduğu durum ise başlığa konu olan hiperfokal mesafeyi verir.

    evet elinizde binlerce liralık teknoloji harikası aletler var ise eğer;
    haydi bakalım gidin, kullanın, deneyin ve görün.
  • 2 üst entryde harika bir şekilde teknik detaylarıyla anlatılmış.

    buna alternatif olarak izlediğim pek çok anlatım videoları içinde gayet basitleştirilmiş bir anlatımı için ise şu videoyu bırakmak isterim.

    auto-focus ya da aperture priority ya da p modda çekmekten keyif almadığım ve kimi zaman makineden farklı düşündüğüm ve bu düşüncemi de uygulamaya çalıştığım için bu bilgiler önem arz ediyor.

    mft kamera ile bir nevi hayalini kurduğum film kameraya hazırlıyorum kendimi, şimdilik bu hobim için yeterli alan ve maddiyat olmasa da teknolojiyi kendimi geliştirmede ekonomik bir fırsat olarak görüyorum.

    yoksa netlik ya da yüksek çözünürlük benim bir fotoğrafta ilgilendiğim son parametrelerden biri. kompozisyonu,duygusu, kontrast uyumu gibi bütünlüğü oluşturan şeylerin arkasında destekleyici bir faktör.
hesabın var mı? giriş yap