• fransa'da huguenot olarak isimlendirilen, kalvinist- protestan gruptan olan, osmanlı ülkesinde bir takım çalışmalar yapmasıyla bilinen kişi.

    fransa, koyu katolik bir ülke olması nedeniyle, katolikliği terk edip protestan olanlara huguenot demiştir. huguenot'ların çok büyük kısmı soylulardan ve lonca zanaatlarını bilen kimselerden oluşuyordu. büyük barthelemy kıyımından sonra, yani 1598'de nantes fermanı ilan edilmişse de, huguenot'lar adeta azınlık hukukuna tabi tutulmuştu.

    1685 yılında nantes fermanı yürürlükten kaldırılınca, huguenot'lar, katolik baskısından kurtulmak için, akın akın; ingiltere, hollanda, almanya, isviçre ve kuzey amerika'ya göçtü.

    işte bu oluşumun başındakilerden olan rochefort 1717 sonlarında istanbul'a gelir. huguenot'lardan halen fransa'da kalanlar da vardı fakat 1715 yılında xiv.louis'nin "her türlü protestanlık faaliyetini yasaklaması" üzerine, huguenot'ların diğer ülkelerde koloni kurma ve taşınma eğilimi hızlandı.

    huguenot'ların osmanlı ile temasları "eflak ve boğdan" yahut başka uygun görülen bir yerde yerleşme izni ile başlamıştır. dönemin sadaret kaymakamı ibrahim paşa ile görüşen rochefort, bab-ı ali hizmetinde bir fen kıtası kurulması üzerinde tasarısını sunmuştur.

    bu tasarıda kısaca; 1) ilk kez avrupa yöntemleriyle kurulup yetiştirilecek olan bir fen subaylığı örgütü.

    -huguenot'ların militer anlamdaki yeri incelendiği zaman, avrupa'da en ileri seviyede oldukları görülür. yeni bir devşirme grubundan ve arkebuz ile silahlanmış bir ordu modelidir.

    2) tarihimizde nizam-ı cedid olarak bilinen kavramın siyasal değil, militer olduğu, bu terimin de rochefort tarafından kullanıldığı, yukarıda bahsettiğim projede sunulmuştu.

    3) ekonomik bozulmayı durdurma, düzeltme. rochefort, osmanlı'nın çektiği mali sıkıntıyı; avrupa ticaretinin yarattığı dengesizliğe, bağlar. avrupalılar, osmanlı ülkelerinden çok ucuza aldıkları hammaddeyi kendi ülkelerine götürüyor, sanayilerinde işleyip, pahalıya satarak osmanlı doğal zenginliklerini sömürüyor, servetin batı'ya akmasına neden oluyorlardı. rochefort, ellerindeki teknik imkanlarla bir sanayi kurulmasını önermiş, ekonomik kalkınma modeli sunmuştu.

    bu proje hakikaten osmanlı devlet adamlarına çok cazip gelir. o sırada osmanlı, hindistan'dan dokuma ustaları getirterek, dokuma sanayiini ıslaha çalışmaktaydı. damat ali paşa, bir fırsatını bulup kapitülasyonları kaldırma emelinde olduğundan, bu proje kendisine getirildiğinde pek ilgilenmiş, divan'da tartışılmıştır.

    fakat bu proje suya düştü. pek çok kimse, osmanlı taassubu yüzünden bu projenin akim kaldığını savunsa da, gerçekler başkadır. avusturya ajanına göre bu proje, fransız elçisinin, yani marquis de bonnac'ın etkisidir ve dolayısıyla fransız çıkarları ve katolik taassubu, projeyi baltalamıştır.

    avrupalılar ile osmanlılar arasındaki görüşmelerden, diğer ülke sefirleri heme haberdar olurdu, çünkü tercümanlar çoğu zaman bir sefaretin ajanıydı. ajan chernier'e göre, rochefort'ın bu projesi gizli kalmamış, fransız elçisi de rüşvet yoluyla projeden, günü gününe, kelimesi kelimesine haberdar olarak projeyi bozmuştur.

    fransız sefiri, "ali paşa'nın 2-3 sene daha görevinde kalsa, hukuksal temeli çok zayıf olan, sürekli uğraşma gerektirecek olan kapitülasyonları kaldıracağını" kralına rapor eder. bilindiği gibi de kapitülasyonlar 1740'ta kalıcı hale gelmiştir..
hesabın var mı? giriş yap