• belcika da uretilen trappist olarak adlandirilan bir bira markasi.http://www.trappistes-rochefort.com/
  • 6, 8 ve 10 diye (alkol oranları değil bunlar) üç çeşit üretir. 6 kırmızı (%7.5), 8 yeşil(%9.2), 10(%11.3) mavi kapaklıdır. 8 çogzel; 6 senede bir kerede üretiliyormuş, dolayısıyla erişilmesi zor kızı oynuyormuş; 10 yüksek alkol oranından dolayı herkese hitap etmiyormuş.

    ben böyle biralar sayesinde yüksek alkollü biranın sert bira olmadığını anladım. 8'in içimi o kadar rahat ki lan...
  • % 10 alkol içerikli olanı resmen baharat tadı veren, rengi kahverengi, içimi zevksiz bira. efes'in gözünü yerim ben.
  • hayatımda içtiğim en iyi bira. rengi epey koyu, hafif sert, ama tadı inanılmaz. ne yazık ki sadece 10%'luğu deneyebildim. ancak bu birayı içen bundan sonra diğer biralara farklı bakıyor.

    kendine has bir bardağı da var, margarita bardağını andırıyor.
  • yüksek fermantasyonlu biraların ağır fakat yumuşak içimli olabileceğine en büyük delildir. trappist biraların kralı (westvleteren neredeyse ulaşılmaz olduğu için kategori dışı zaten).

    baharat ve karamel aromaları içerir ki bunlar biranın mayhoşluğunu çok güzel dengeler.

    rochefort, arpa maltı ve şerbetçiotunun yanı sıra farklı maltsız hububatlar ve buğday da içerir fakat çakma biralar bu karışımı malzemeden (malt) çalmak için kullanırken rochefort rahipleri, malt kalitesinden ödün vermeden dengeli bir karışım elde etmeyi başarıyorlar.

    emin olmamakla birlikte farklı derecedeki rochefort biralarının tümünde aynı maltın kullanıldığını düşünüyorum zira her biranın değişik baskın aroması olmasına rağmen üçü de aynı ürün olduğunu belli ediyor. tek fark, maltın mayalanma sürecine sokulurken katılan su oranı ve elde edilen nihai alkol derecesi. trappistler dahil birçok diğer marka, farklı ürünlerini değişik maltlardan elde ediyor ve ortaya bambaşka ürünler çıkıyor. mesela westmalle'in double ve triple'i - ikisi de iyi olmakla beraber - tamamen farklı biralar.

    rochefort 6 burunda tam bir viski izlenimi uyandırıyor. (buradan viski eşittir biranın ağır versiyonu denklemi çıkarmamak lazım tabii, distile içkinin birayla malt dışında alakası yok). malt, burada düşük hacimle mayalandığı için mayalanması hafif oluyor ve baskın aromalar çok daha belirgin kalıyor. koku ve tat, yola çıkılan hububat aromaları fazlaca dönmeden muhafaza edilmiş oluyor. alkol oranının görece hafifliği ve aromaların baskınlığı güzel bir denge oluşturuyor. köpüğü, yüksek fermantasyon biralarında az rastlanır biçimde canlı ve patlayıcı.

    rochefort 8, aynı aromaların biraz daha yüksek oranda mayalandığı izlenimi veriyor. karamelize şeker tadı oldukça baskın, bu arada rochefort 6'nın burunda bıraktığı viski izlenimi yok olmaya başlamış. daha dinlenmiş, olgun, kıvamlı. köpüğü yumuşak.

    rochefort 10, şarap veya viski terimiyle konuşmak gerekirse tam anlanmıyla "kompleks" bir trappist bira. rochefort 6'daki tüm aromalar içinde bulunmakla birlikte malt oranının yüksekliği çok daha dolgun bir mayalanma izlenimi veriyor. baskın aromalar güzelce sinmiş, ikincil aromalar ve özellikle baharat lezzetleri ortaya çıkmış. köpüğü artık tamamen kremamsılaşmış, alkol oranının yüksekliği ise aromaların yumuşaklığı ile birlişip içimi rahat bir bira şekillendirmiş (rochefort 6'nın tam tersi bir denge).

    eğer trappist bira içmeye alışık değilseniz üçü de aynı biraymış diyebilecek kadar benzetebilirsiniz rochefort üçlemesini. ki bu da aslında iyi bir özellik. biraz aşina olduğunuzda ise o benzerlik içindeki çeşitlilik, rochefort'u trappist biralar arasında farklı bir yere oturtur. tıpkı bir ecnebinin tüm hüseyni türküleri aynı bulması, makama aşina oldukça inceliği sezebilmesi gibi.
  • rochefort 8 in kapağında ve etiketinde 8 rakamını gösteren minnacık kısımda dünyanın en güzel yeşil rengi bulunur. bu biranın içine şeker katılmıştır ancak şeker ilavesinin mayalanma sürecinden sonra olduğunu düşünmekteyim. içimi çok rahat, çok dengeli ve enfes tadı olan bir biradır.
  • güneybatı fransa'da la rochelle'in yakınlarında bulunan küçük şirin bir yerleşim yeri. place d'eyüp (eyüp meydanı) isminde bir yer de vardır içinde. plansız bir şekilde yolumun geçtiği ve bir saatçik de olsa gezip beğendiğim bir yerdir.
  • trappist biraların arasında en az beğendiğim. bu birayı puanlayan herkes, lan bu trappist bira, kötü olamaz, benim ağzımın tadı bozuk herhalde modunda sanırım. şişeden çıktığında çok gazlı fakat zayıf bir köpüğe sahip. diğerlerinden bariz farklı. chimay blue bununla kıyaslanmaz bile.

    göt olma editi: 10 olan versiyonu şahsımı ziyadesiyle göt etmiştir. ben böyle bira içmedim arkadaş. bu bira değil başka birşey. baskın bir elma kokusu burnunuza geliyor içmeden. henüz denemediğim vestvleteren 12 bundan daha iyiyse kendimi kaybedebilirim.
  • napoleon bonaparte'nin sürgün için ingilizlere teslim edildiği yer.
hesabın var mı? giriş yap