• 6 nisan 1713 - 27 nisan 1713 tarihleri arasında yirmi bir gün sadrazamlık yapmış osmanlı devlet adamıdır. yaşamı, serüven filmlerine bile parmak ısırtacak nitelikte olan paşa, üç hafta (21 gün) sadrazamlık yaptıktan sonra, padişah ııı. ahmet tarafından idam ettirilmiştir.

    serezli bir pehlivanın oğlu olup önceleri donanmada hocalık yapmıştır. az kullanılan lakaplarından birisi de "pehlivanzade" dir. sonra sarayda cellat olmuş ama orada karıştığı bir fesatlık yüzünden cezayir'e kaçıp çımacılık yapmış ve bir süre sonra tekrar istanbul'a gelmiştir. istanbul'da bir süre balıkçılık ve kayıkçılık yapmıştır.

    eskiden padişahların kıyafet değiştirerek halkın arasında dolaşması pek moda olduğundan, ııı. ahmet de değiştirmiş kıyafeti halk arasında dolaşıyormuş. değişik kıyafetli padişah ııı. ahmet, bir gün hoca ibrahim'in kayığına binmiş. hoca ibrahim serüvenci adam ve sohbette deniz-derya olduğundan güldür güldür akıyor tabi. etkilemiş padişahı. ııı. ahmet, hoca ibrahim'den pek hoşlanmış ve demiş ki; "benim özel adamım olur musun?" hoca da durur mu? "başım üstüne sultanım" demiş. sultan pek keyiflenmiş. demiş ki: "şimdi gizlice girit'e gideceksin. orada vali kalaylıkoz ahmet paşa'ya, kendisini vezir-i azam tayin ettiğimi bildiren hatt-ı hümayunumu vereceksin". yıl 1703 (o zamanki cihan devletinin padişahı ulaklarını, demek böyle yöntemler ile belirliyormuş).

    hoca ibrahim ağa, tüccar tüccar kılığına girmiş. bir gemiye de kereste yükleyip girit'e ulaşmış. girit valisi kalaylıkoz paşa'yı da gemisine bindirmiş ve istanbul'a getirerek küçükçekmece'de karaya çıkarmış. böylelikle osmanlı sadrazamlarından (başbakan) birisi daha göreve başlayabilmiş. (bu örnekten de anlıyoruz ki o zamanki osmanlı'da başbakan atamaları da böyle hareketli ve enteresan oluyormuş).

    hoca ibrahim ağa'nın bu başarısına karşılık önce kalyon kaptanı yapılır. bu zamanlar "kel hoca" olarak anılmıştır. kel hoca ibrahim ağa bu işinde başarılı olup padişahın teveccühü ile birlikte riyale ve patrona rütbelerini de aldı. yaptığı faaliyetler inanılmaz kadar beklenmedik olduğu için "deli" lakabı da alarak "deli kel hoca ibrahim" olarak anılmaya başlandı. nusretnâme'de "kel deli ibrahim hoca" olarak ismi geçmektedir.

    "kel deli ibrahim hoca" sonra da kaptan-ı derya ve arkasından da vezir-i azam yapılır. eski hoca, cellat, çımacı, balıkçı, donanma komutanı ibrahim, sonunda vezir-i azam olur. bu atama kararında damat ali paşa'nın olumlu etkisi vardır. ancak bir serüvencinin vazir-i azam yapılması epey yankı yaratır. bir kısım devlet ricali ve katipler arasında deli hoca ibrahim paşa aleyhinde acayip dedikodular yayılmaya başlar: "kokuşmuş gemici fesine sarılı burma sarığı çıkartılıp başına vezir kavuğu konulduğunda odaya yayılan pis koku, amber tütsüsüyle bastırılmıştı. sokak ortasında kadınlara laf atan (bir) garip adam(dı)" diye...

    vezir-i azam kel deli ibrahim hoca, sevmediklerine suikast düzenlemeye pek meraklı imiş. önce kendisinin vezir-i azam olmasını sağlayan ama geçinemediği silahtar damat ali paşa'yı kayıkçılara öldürtmek ister. bunu kıvıramayınca zehirletmeyi kafaya koyar. bir ziyafet düzenler. damat ali paşa'yı, demirbaş şarl'ı, kırım hanı kaplan giray'ı ve reis-ül küttap abdülkerim beyi davet eder. padişah'a sığınmış olarak yaşayan kral demirbaş şarl, hastalık bahanesiyle davete gitmez. damat ali paşa da kuşkulanmış davete gitmemiş. yeri gelmişken belirtelim: damat ali paşa padişah ııı. ahmet'in 9 yaşındaki kızı fatma sultan ile nikahlıdır. davete gitmeyen damat ali paşa kayınpederine bir de mektup döşer. der ki:

    "şu herifi getürüp devleti kayırır deyu vezir-i âzam eyledin; devlet nabzından bihaber. on beş yirmi odalık peyda edip çiçekçi olmuş; bana da sana da kasdi mukarrer ve yarın bütün âyân-i devleti ve isveç kralını ve balyozları ziyafet ve meşveret bahanesiyle demirtaş'a (edirne'ye) davet, beni ve isveç kralını öldürecektir; beni sen öldür gitmem".

    bu arızayı alan ııı. ahmet, sadrazamı saraya davet eder. "düşman ahvali ne oldu?" diye sorar. vezir-i azam kel deli ibrahim hoca da: "yeniçeri ocağını kendime uydurdum. yeniçeri ağasıyla yekdil ve yekcihet oldum", der. bu sözler üzerine pek fena kuşkulanmış padişah. "yeniçeri ocağını kendime uydurdum" ne demek yani? hemen mühr-ü hümayun geri aldırmış. bir cellat göndermiş kel deli ibrahim hoca'ya ; haseki kara mustafa paşa...

    kara mustafa paşa, yağlı kemendi bir yandan kel deli hoca paşa'nın boynuna geçirirken, diğer yandan da söyleniyormuş:

    "nimet kadir bilmeyen hain. bir murdar kayıkçı iken seni bu surete getiren padişaha suikast eyledin kafir".

    sonra başına bir kaç yumruk vurmuş ve kemendi çekivermiş. tunca nehri kıyısına da gömmüş. tarihler 27 nisan 1713. padişaha çok yakın olduğu için her işe karışan, vezirleri sürekli çürütüp azlettiren, hatta idam ettiren ve öldürtmeye çalışırken de damat olma durumunu kullanarak galebe çalan; damat ali paşa'nın marifetiyle okkanın altına gitmiş. sadareti de 21 gün sürmüş...

    (bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/hoca_İbrahim_paşa)
hesabın var mı? giriş yap