• popüler filmler üreten bombay sineması ve entellektüel çizgideki kalküta sineması olarak ikiye ayrılan gelenek. tıpkı holywood ve new-york sinemaları gibi...
  • türk sinemasini aliniz ve ortalama film süresini 3 ile carpiniz, sarki söylenen sahnelere bi de dans ekleyiniz: buyrun size mis gibi hint sinemasi.
  • cekim ekibinin, yanlarinda getirdigi tum filmler bitinceye kadar cekmeye devam ettiklerine inanilasi filmler. (simdiye kadar izlediklerimin hepsi, uc saatin sonunda nasil oldugunu anlayamadigim bir sekilde mutlu sonla noktalandi.) her filmde mutlaka guzel bir hintli kizin incecik dallarin arkasina gizlenip, bir sagindan bir de solundan kafasini cikararak incecik sesiyle sarki soyledigi gorulur. ayrica filmlerdeki kizlar ne kadar guzelse, erkekler de bir o kadar tipsizdir.
  • filmi çekmeden önce focus group çalışması yaparak, filmin nasıl devam etmesi ve nasıl bitmesi gerektiği konusunda potansiyel izleyicilerinin fikrini alan sinema türü.
  • anlamsiz bakislarla dolu suratlara bol bol ve defaetle zum yapildigini gorup tiksindigim sinema
  • ilk gördüğünüzde bu film mi yoksa müzik klibi mi dediğiniz hintli çalışması.
  • hint sinemasi, bombay merkezli bollywood'dan ibaret degildir. farkli dilleri konusan hint insanina hitap eden filmler uretmek uzere degisik bolgelerde, farkli studyolar faaliyet gostermektedir. bunlarin cogu, guney hindistan'dadir. ozellikle telugu konusan hintlilere hitap eden ve andhra pradesh eyaletini merkez tutmus studyolar etrafinda donen tollywood sinemasi ve tamil konusan hintlilere (ve tabii sri lanka'lilara) hitap eden ve tamil nadu eyaletinin chennai kentini merkez tutmus studyolar etrafinda donen kollywood [bu ne ya!] sinemasi, kayda degerdir. bunlarin her biri yilda yaklasik 100-150 film uretirler. giseleri, bollywood filmleri kadar yuksek olmasa da, iyidir. bazen cok tutulan tamil veya telugu filmler, hindi dilinde seslendirme ile de gosterilir. bollywood yildizlarinin bu filmde gozuktukleri de olur. genelde sarki sozu yazarlari ve yonetmenler farklidir velakin.
  • orneklerinden birine bugun kanal 7'de rastladigim sinema. filmin dayanabildigim sahnesinde hintli bir delikanlimizla bir kizimiz devasa bir internet cafede karsilikli chat yapiyor, birbirlerine yalan ustune yalan atiyorlardi. buraya kadar hersey normal evet, filmin asil surprizi delikanlimizin internet baglantisinin kesildigini soylemesi, bunu duzeltmek icin mouse'u pad uzerinde hizli hizli surumesiydi. bu dakikadan sonra "kafayi bozmam, yoluma bakmam ben adam olmam" diyerek kapadim televizyonu. (bkz: anlatinca komik olmuyor orda olman lazimdi)
  • her filmi en az uc saat surer... hemen her yeni cikan ve tutan amerikan filminin, hint versiyonu cekilir. ve hintliler de amerikan yapimi yerine yerli yapimi tercih ederler. sonucta ayni paraya iki saatlik film yerine dort saatlik film izlemis olurlar.

    icinde muhakkak onlarca kisinin dans ettigi muzikal sahneler vardir. hint kulturunde "nerde cokluk, orda ben" anlayisi oldugundan bizim arabesk filmlerindeki gibi tek kisinin sarki soylemesi yerine cumbur cemaat halay cekilir, gobek atilir, boyun kirilir.

    sarkili, turkulu kisimlarin cogu aslinda isvicre daglarinda cekilmistir. onun icin hint filmlerinde, "aha ne guzel yemyesil, tertemiz daglar bayirlar" diye gorup aldanmayiniz. o gordukleriniz alp daglaridir..

    figuran olarak bile olsa filmlerde oynayacak beyaz adama ihtiyac vardir. gider bombay sokaklarinda dolasirsaniz, sizi kesfeden birileri cikar, fena da para vermezler.

    en seksi filmlerde bile opusme sahnesi yoktu. bu kural yavas yavas kirilmaya basladi.

    ayni sahne farkli acilardan defalarca gosterilerek zaman sisirilir. kaldi ki biz buna cuneyt arkin'in surlarin uzerinden atlamasi, uc okla yedi kisi vurmasi sahnelerinden alisigiz.

    filmlerde hemen hemen her duygu gosterilir. hem aglanir, hem gulunur, hem sevilir, hem dovulur, hem olunur, hem oldurulur gerekirse yeniden dogulur.
  • (bkz: lagaan)
hesabın var mı? giriş yap