• hayatlarındaki çaresiz kaldıkları durumları çözme yetileri olmayan tiplerin yeni mastürbasyon şekli. her daim olduğu gibi yine bir yığın aptal motive edici saçmalık. sözlerini yazayım da tam olsun:

    "--kural 1: “karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.
    --kural 2: “yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. ‘şöyle yapsaydım, böyle olacaktı’ gibi bir cümle yoktur. hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”
    --kural 3: ” içinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.
    --kural 4: “bitmiş olan bir şey bitmiştir. bu kadar basittir. hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.”"

    o kural 2 var ya o işte hayatımı üzerine inşa ettiğim kural. çünkü ben sığ insanım, kendi hayatımı yönetmekten, sorumluluk almaktan korkuyorum. hayatımı başkası önceden planlamış olsun ben de film izler gibi izleyeyim. o ilkokulda okuduğumuz her olay sonrası seçeneklerden birisini seçip hikayeyi yönlendirdiğimiz kitaplardaki kadar bile etkimiz olmasın.
    benim anlamadığım nokta ben zaten hayatımı başkalarının alnıma çizdiği yolda yürüyen insanım. bana ne doğrudan yanlıştan. neticede seçim benim değil ki. yoksa haşa bu yolun doğruluğunu mu sorgulayacağımı düşündüler yoksa?

    sen kalk pazar sabahı facebook sayfanda üç tane bundan gör sonra da aman efendim naif hayvan neden asosyal.

    edit: iş bu entry tamamiyle ortalıkta dolaşan "hint felsefesinin dört kuralı" başlıklı paylaşımla ilgili yazılmıştır. hint felsefesini okumuş, bilen bir insan olmadığım için aralarında ilişki var mıdır yok mudur bilmem ve hint felsefesiyle ilgili bir eleştiri yapabilecek yerde de değilim. uyarısı için vortex'e teşekkürler.
  • (bkz: olan olmuş)
  • zibidinin biri çıkıp hint felsefesinin 4 kuralı diye aşağıdakileri sıralıyor:

    1 - karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir.
    2 - yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır.
    3 - içinde başlangıç yapılan her an, doğru andır.
    4 - bitmiş olan bir şey bitmiştir.

    ben de size dört gerçekten bahsetmek istiyorum :

    1.hint felsefesi, hiçbir zaman kendisini dinden tam an-lamıyla soyutlayamamıştır. bu nedenle gerçek anlamda akıl yürütmeye değil çoğu nesnel temeli gösterilmeyen inanışlara dayanır. bu anlamda (tıpkı yakındoğu inançlarındaki gibi) kelimenin gerçek anlamıyla bir felsefeden bahsetmek de olanaksızdır.

    2. bu inanışlar, hint toplumunun temelini oluşturan sınıf ayrımına dayalı kast yapısının binlerce yıllık kırılmaz temelidir. bu nedenle, ezilen sınıflara, uğradıkları baskı ve ayrımcılığı kabul ettirmek üzere olabildiğince kadercidirler.

    3. bu yüzden, evrende, ihtimallere ve tesadüflere yer bulunmadığını, yaşananların fıtrattan kaynaklandığını, elimizde, yaşananları değiştirmek kabiliyeti olmadığı akla kazınana kadar tekrar ederler. (bu halleriyle yakındoğu inanışları ile paralellik göstermeleri de tesadüf değildir)

    4. oysa bütün bunlar her şeyden önce evrensel fizik yasalarına aykırıdır. bugün biliyoruz ki evren, her adımı önceden tasarlanmış bir düzenek değildir. evrende, tesadüflere yer vardır. hatta evrenin, var oluş biçimi budur. evren bu tesadüfler üzerine kuruludur. bilim buna "evrim" demektedir. ama daha da ilginç ve güzeli insan eylemleri ile yaşananlara ve yaşanacaklara yön verebilir. bu belki her zaman istenen sonuçları vermeyebilir ama en azından evreni, bin yıl önce yaşamış hintli rahiplerin gördüğü gibi özgürlüklerden yoksun, statik ve sıkıcı bir yer olmaktan kurtarır.

    ruhunuzu arındırmak istiyorsanız, önce oyunun kurallarını öğrenmekle başlayın.
  • hint felsefesinin 4 kuralı

    kural 1:
    “karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.”

    kural 2:
    “yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. hiçbir şey, hem de hiçbir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. 'şöyle yapsaydım, böyle olacaktı' gibi bir cümle yoktur. hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”

    kural 3:
    “içinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.”

    kural 4:
    “bitmiş olan bir şey bitmiştir. bu kadar basittir. hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.”

    hintli yazar rabindranath tagore 1861 - 1941
  • kast sistemi,
    kadercilik,
    dini dogmalar,
    ne dersek “tamam” de anlayışı.

    ezilen kitleye dini baskı ile umut olma ve öküze tapma olayları…
hesabın var mı? giriş yap