• yapılan islerin birilerine anlatılması ve degerlendirmeye bırakılması durumu
  • alevli bir olay sonunda "aciklamak" yerine kullanilabilecek daha sert bir nidaya sahip unlemimsi.
  • almanca karşılığı asla, hiçbir şekilde, katiyen *tek başına* ablegen olmayan kelime.

    kusura bakmayın, almanca bilmeyen birileri güya tematik sözlük çalışması yapıyor da. chicken translatevari almanca cümleler kurmanıza gönlüm elvermiyor. almanca biliyorsa, doğrusunu yazsın, ben yazmayacağım.
  • (bkz: hesap ver)
  • bir kıssa kalmış aklımda bu iki kelimeyle ilgili;
    eski zamanlardan bir günde hamallık yapan adamın biri bir şehirden geçiyormuş. şehir kalabalıkmış ve şehrin insanları bir yerde toplanmış hararetli ve heyecanlı bir şekilde birbirleriyle tartışıyorlarmış. adam merak ederek yerlilere meselenin ne olduğunu sormuş. şehirde yaşayan çok zengin bir adam olduğunu, adamın vefat ettiğini ve ölmeden önce bir vasiyet bıraktığını söylemişler. zengin adam ölümden çok korktuğunu ve toprağa verildiği ilk günü tek başına geçirmek istemediğini, yani ilk günde kabre onunla birlikte yaşayan birinin girmesini, onu bu ilk günde yalnız bırakmayacak olan kimseye bütün servetini bırakacağını söylemiş ölmeden önce. hamalımız düşünmüş kendi kendine ve dünyada sahip olduğu tek malın bir ip olduğu, kaybedecek bir şeyi olmadığı, tek gecelik bu basit işi korkmadan yapabileceği gerçeği doğrultusunda vasiyeti uygulayıcı olarak talip olmuş. zengin adam ve hamal mezara koyulmuş, hamalın yaşaması için gerekli önlemler alınmış. akşam olmuş ve derken (kıssa bu ya) sorgu melekleri (bkz: münker nekir) gelmişler mezarın başına. şaşırmışlar ölünün yanında yatan fani adamı görünce ve ölü nasılsa bizim biz bugün diğerini sorguya çekelim hem anlayalım neden burada olduğunu demişler. adam şöyle böyle diyerek işi anlatmış ve melekler başlamışlar sorguya. bu dünyada sahip olduğun şeyler nelerdi? yalnız bir ipim vardı demiş adam. sorulara devam etmişler. ipi nasıl aldın? helal parayla mı aldın? kimden aldın? ipi ne amaçla kullandın? kazandığın parayla ne yaptın?... sabah olmuş ve adamı mezardan çıkarmak üzere şehrin insanları gelmişler. alkışlarla adamı oradan çıkarmışlar. omuzlar üzerinde gezdirip sahip olacağı malları sayarlarken hamal şu sözleri söylemiş; ''bunların hiçbirini istemiyorum. malların hepsi ama hepsi sizin olsun. ben sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. bütün bu malların hesabını nasıl veririm? veremem, mümkün değil.'' ve hamal yürümüş, yoluna devam etmiş.
  • günümüz türkiyesinde yemek yenilen restoran dışında hiç bir yerde verilmiyor muhtemelen. daha doğrusu hiç kimse hesap sormadığı için arada bir sormaya çalışanlara da kimse dönüp de hesap vermiyor.
    toplum olarak neredeyse a dan z ye böyle bir umursamazlık, siklemezlik durumu var herkeste. nasıl olsa hesap sorulmadığı için büyük bir çoğunluk işini düzgün yapmıyor. yada tabiri caizse sikinin ucuyla yapıyor.
    aslında hiç kimse sormasa daha kişinin kendi vicdanına hesap verebiliyor olması lazım demek ki vicdan dahi yok pek çoğunda ...
  • şu başkasına bir olayı açıklamak/anlatmak anlamında olanı geç ekşi hesabımı bilen yok olsa bile giren yok
  • zamanında açık ve net bir şekilde (bkz: istanbula ihanet ettik bundan ben de sorumluyum) diyen şahıs bile hesap vermedi. neden? hesap soracak kimse yok. neden? hesap verilmesi gerekliliğinin farkında olan yok.

    deprem oldu ve tam bir insan kıyımı yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor.
    halen 1 (bir) kişi bile, bakın 1 (bir) kişi bile istifa etmedi. işinden, beceriksizliğinden, utanmasından dolayı kimse istifa etmedi. çünkü artık düzen buna evrildi. yaptım ve bitti.
hesabın var mı? giriş yap