• gunese bakan aycicekleri gibi hep ayni sevginin ve huzurun pesinden gitmek.
  • (bkz: home again)
  • huzura boğulduğun sımsıkı kollara kendini atıştır...
  • (bkz: cik cik cik)
  • karşımdaki penceren doğup büyüdüğüm ve yıllar önce ayrıldığım mahalleyi görebiliyorum. ilk defa bu açıdan ve bu kadar uzaktan görüyorum mahallemin ışıklarını. okuma yazmayı öğrendiğim okul yürüme mesafesinde. balkona çıkıp sola bakarsam eğer yıllar önce görev yaptığım askeri birliği de görebilirim. hatta şimdi yazarken aklıma geldi, annemin kırk yıl önce beni doğurduğu hastane ile aramda iki sokak var. bulunduğum binanın arka taraflarında hayaletli bir köşkte büyük amcalarımdan biri yaşardı. hesapladım şimdi, yaşasa 110 yaşında olacakmış. köşk falan da yok artık buralarda. yol geçmiş üzerinden. köşkün arkalarında gariban otelleri vardı, bazen babamla geçerken uğrar çay içerdik. daha doğrusu o çay ben oralet içerdim. babam hırsız kovalarmış gençliğinde o sokaklarda.

    işin enteresan tarafı, şu an bir oteldeyim. bu şehirde bir evim yok yıllardır. aileme ait olan evde de başkaları oturuyor.

    kafamı çevirip sağ tarafa bakıyorum balkondan. karşıyaka'yı görüyorum. yıllardır bu şehirde olmasam da dünyaya gözlerimi açtığımda gördüğüm şey bu manzaraydı. bazen diyorum gözlerimi kapatıp getirseler izmir'e sadece yazın kokusundan, rüzgarın tenimde bıraktığı histen bile anlarım sanki nerede olduğumu.

    bir zamanlar bir yuvam olduysa eğer buralarda bir yerlerdeydi. yaklaştıkça her şeyin normale döndüğünü hissediyorum.

    bu entryi yazmak için neden bu başlığı seçtiğimi bilmiyorum ama aklıma sürekli gelen şeyi yazmak istiyorum:

    "bütün olmak parça olmaktır
    gerçek yolculuk geri dönüştür"
    ursula k. le guin - the dispossessed
  • ütopyalar güzeldir. ursula le guin’in ayrıntı yayınlarından çıkan ağır kitaplar serisinin 621 sayfalık kitabı. usta yine yaratıcılığını döktürmüş ve gelecek arkeolojisi teması altında derslerle dolu bir ütopya yazmış. kitabı ilk ağızdan okuyoruz, rehberimiz anlatan taş’ın ağzından. daha önce benim ursula’nın rahatça okuyup hızlıca bitirdiğim bir kitabı olmadı, bunun hızlıca biteceğini düşünmüyordum, nitekim öyle de oldu. uzun soluklu ve başlarda bol sabır gerektiren bi kitap. size bir toplumun; kültürünü, şarkılarını, şiirlerini, adetlerini ve paylaşımlarını sıkılmadan hikayelerle anlatıyor.
    kitabı yeni bitirmenin vermiş olduğu bir iç huzur ve sıcaklık hissi ile bunları yazabiliyorum, okumak için harcanan zamana sonuna kadar değdiği düşünüyorum. gece yatarken başucu kitabınız olarak okumanız uykuya dalmanızı kolaylaştıracaktır.*
hesabın var mı? giriş yap