• cem karaca'nın bir güzel şiiri.

    dur ! bırak !
    kaynasın kahvenin suyu...
    bana istanbul’u anlat nasıldı?
    bana boğazı anlat nasıldı?
    haziran titreyişlerle,kaçak yağmurlar ardı.
    yıkanmış kurunur muydu o yedi tepe
    ana şefkati gibi sıcak güneşte...
    insanlar gülüyordu de,
    trende,vapurda,otobüste
    yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle
    hep kahır,hep kahır, hep kahır,...
    bıktım be...

    dur ! bırak !
    kalsın, açma televizyonu!
    bana istanbul’u anlat nasıldır?
    şehirlerin şehrini anlat nasıldır?
    beyoğlu sırtlarından,yasak gözlerinle bakıp,
    köprüler, sarayburnu, minareler ve haliç’e...
    diyiverdin mi bir merhaba gizlice?
    insanlar gülüyordu de,
    trende, vapurda, otobüste,
    yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle...
    hep kahır, hep kahır, hep kahır,
    bıktım be...

    dur ! bırak !
    kımıldama,kal biraz öylece ne olur...
    kokun istanbul gibidir,
    gözlerin istanbul gecesi,
    şimdi gel sarıl,sarıl bana kınalım.
    gök kubbenin altında orda da beraber.
    çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali,
    hasretimin çölünde sanki bir pınar gibi...
    insanlar gülüyordu de,
    trende,vapurda,otobüste,
    yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle...
    hep kahır, hep kahır, hep kahır,
    bıktım be...
  • şiir olarak kalmamış, cem karaca tarafından bestelenerek* kulaklara misafir olmuş şarkıdır kendileri...adam (bir bu bir şekilde yad ellere düşmüş herhangi biri olabilir) gurbet elde ne yaşamış, neler çekmiş, istanbul'u nasıl özlemiş bir çırpıda anlatır...yalnız şarkı bitince moral biraz çöker, ama olsun...
  • o zamanlar cem karaca hayatta idi ve bir gece vakti sarkiyi wolfshade'e yollladigimda kendisi duygulanmis, iclenmis ve de istanbulu ozlemis bir halde " ulan! ulan ! ne guzel soylemis, off bee! " nidalari esliginde bana tesekkurlerini sunmustu. en mutlu halde bile dinlendiginde birden durup dusunduren hele hele istanbul'a aşık ve de istanbul'dan uzak iseniz ne denli acı koydugunu tarif etmek zor olsa gerek.
  • mutlaka yavrum isimli, cem karaca şarkılarının coverlandığı albümde ayhan yener tarafından çok güzel şekilde yorumlanmış parçadır. albümdeki en güzel yorumlardan biri bence; cem karaca'nın sesini duymak gibi olduğundan olabilir. ama o dumanlı, duygulu sesi benzer olarak da olsa canlı duyabilmek büyük bir hazine..
  • "insanlar gülüyordu de,
    trende,vapurda,otobüste
    yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle"
    dizeleriyle hasret ifadesinde tavan yapan ve nerdeyse tüm cem karaca şarkıları gibi görselliği yüksek bir şarkı. insan dinlerken çok rahat gözünün önüne getirebiliyor bir orta anadolu kentinde yoksul bir bekar evindeki divanın üzerinde ziyaretçi kadını, içerde aliminyum çaydanlıkta kaynayan kahve suyunu ve adamın gözlerinden geçen yedi tepeyi.
  • bilindiğinin tersine cem karaca şiiri değil, nazım hikmet şiiridir.
  • her dinlenildiginde sanki istanbul'a alir goturur sila hasteri cekenini, iclerde bir huzun birakir, harikadir.
  • arabesk sulugözlerin hayatlarında ifade edemeyeceği şekilde saf kahır anlatan şarkı.
    hep kahır hep kahır hep kahır hep kahır diye 4 defa tezahür eder.
  • bir başka nazım hikmet mucizesidir bu şiir. bir adam salya sümük olmadan, arabeske kaçmadan, saçmalamadan acıyı bu kadar güzel açık anlatabilir mi? bir diğeri için (bkz: geberiyorum)

    yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle
hesabın var mı? giriş yap