hep ben

• "ben" inşasıyla, kendinden başkasını görmeyen bireyin ağzından çıkmasa da eylemlerinde ve beyninin içinde mırıl mırıl dolanan düşünce sistemi. hele bir de milliyetçilikle ortak bir inşa gerçekleştiyse çok şükür ölen vatandaşımız yok söz öbeğini ya da "endonezya depremi kuzey anadolu fay hattını da etkiler mi?" sorusunu da doğurabilir.
• matrix üçlemesinde bir ajan smith vardır, bu kontrolsüz güce erişmiş bilgisayar programı, kendini sınırsız kopyalayarak makine iletişim ağını ele geçirmeye başlar ve der ki: "ben, ben ve daha çok ben, hep ben."
• - ama ben hep sen'i arıyordum..
  - ara tabii, araman gerek, ruhunun besini bu arayış. hep ben, hep sen değil.
  (kaç ayrı kişiye 'sen o musun' diye umutlu sordu?)
  
  "hayal gücümün şekillendirici ruhu benden çok uzaklarda. hiç olmazsa almancaya başladım. ıstıraplı, 'beynimden bir parça kesilip alınıyormuş' gibi. ben kesinlikle arızalıyım. yine kendimi uyuşturuyorum ve orada hiçbir şey yokmuş gibi davranıyorum. bu kibrin laneti var. hep kendim^*, hep kendim. yayımlanmış olmak ne işe yarar ki, ya ben hiçbir şey üretmezsem?" sylvia plath - the journals of sylvia plath
  
  (ilk giri tarihi: 30.6.2017)
• karşı tarafın şahsiyetine saygı duymayarak partnerinden kendisi ne isterse veya ne derse yapmasını bekleyen, anlayışsız, dediğim dedik ve narsist olan kişi. özellikle ilişkilerde dominant olmaya çalışan tarafın sergilediği bir tutumdur.