henry cow

• albumleri ;
  
  1 - concerts - 1976
  2 - in praise of learning - 2000
  3 - in praise of learning (original mix) - 2000
  4 - leg end (original mix) - 2000
  5 - legend - 2000
  6 - unrest (remastered) - 2000
  7 - western culture - 2000
  8 - western culture (remastered) - 2000
• (bkz: fred frith) ve (bkz: chris cutler)'in psikopat bir sekilde caldigi grup. (bkz: muzigin proustu) da denilebilir.
  ama velakin su gruba da bir bakiniz.
  (bkz: skeleton crew)
• "rock in opposition" hareketini ba$latan grup olarak kabul edilir.
• (bkz: lindsay cooper)
• sadece doğaçlama veya sadece kompozisyon değil, kompozisyonların arasına doğaçlamalar serpiştirdikleri bir müzik anlayışları var. living in the heart of the beast'in 2.bölümünü hatırlarım henry cow diyince ister istemez, prog rockta yazılmış en iyi vokal bölümlerinden biri bana kalırsa:
  http://www.youtube.com/…=rfmd3n5cm8a&feature=relmfu fred frith yaylılarda ve döktürüyor. o döktürür ama.
  
  çok başarlı bir grup olduklarını düşünmüyorum, entellektüel takıntıları olanların yerden göğe sığdıramadıkları bir gruptur aslen. müzik başarısız ama prog rocka ve müziğe katkı adına önemli bir deneme gibiydi bu grup, müzikten çok sanat yapmaya çalıştılar, hatta sanat yapmaya çalışmakta değil, sanatın nasıl birşey olması gerektiğini aradılar rock müzikle yapılabilecek. onu, ona karşı kullanarak sınırlarını denediler, genişlettiler. yaptıkları müzikle birşeyi temsil etmek istediler hep, dadaizmi, anti-sanatı, anti-rock'ı, sanatın aynasını kırıcı bir çekici vs. bu deneme sürecinde harika doğaçlamaları da oldu ve kompozisyonları da ona keza. işini ciddiye alan bir grup henry cow. doğaçlama olarak, the beginning - long march'ı örnek verebilirim. http://www.youtube.com/…=wxzqtnv2ahg&feature=relmfu
  
  yapmak istedikleri müziğin tam olarak half asleep/half awake şarkısı olduğunu düşünüyorum. denemek istedikleri şeyi başarıyorlar bu şarkıda bana kalırsa. http://www.youtube.com/…_bmr5np8mqs&feature=related burda yine chris cutler'ın kendine has şarkının ensesine yapışan devamlı her anında etkisini belli eden davulculuğu, fred frith'in tok bassları, grubun yine kendine has o kompozisyon şekilleri, ortasında harika bir klarnet solosuyla,(bkz: lindsay cooper) harika bir şarkı.
  
  son olarak birde deneyselliklerini son seviyeye taşıdıkları şarkıya bakalım. ruins şarkısı. bu şarkının son kısmının benim için büyük bir önemi var, henry cow öyle basit melodilerle işi olmayan bir grup, son dönem bestecilerinin tüm yeniliklerini, farklı kavrayış ve üsluplarını rocka eklemleyen ve bunu rock formatının kısıtlı alanına rağmen geliştirmeye koyulmuş bir grup. burda da 10. dakikalarda bir solo var ki, arkadaki üflemeli çalgı melodi isyankarken ve sorgularken bağrınıyor fakat melodi kendini düşüşe bırakınca daha çok bağrınmaya daha çok yakınmaya başlıyor ordan kurtulmaya çalışırcasına ve şarkı sönüşe geçiyor.
  
  http://www.youtube.com/…ilpage&v=pbyexriuijk#t=597s
  
  sanki vicdan 3. bir gözden kişiyi izliyor arada bir cam fanus varmışçasına müdahale edemediğinden(kişinin nesneleşmesi), yakınmaktan başka birşey yapamıyor. ikisi de birbirinden kopuk, ikisi de birbirinden öylece bağımsızlaşmış, yabancılaşmış. burası aklımda 2 sene dolaşmışımdır hayatımda. devamlı bu melodiyi aklımda anımsayarak. işte henry cow bu zaten, rock müzikte duygular benlikten kopacakta, ikisi birbirini izleyen sahnelere oturacakta, birbirleriyle diyalog kuracaklarda, bunu hiç bir prog rock grubu yapamadı, yapmasının imkanı da yok bu ancak klasik müzikte ve evet, henry cow kalitesinde bir grupta görülebilecek bir şey. böyle bir yeri vardır ama bu müthişlikte değildir her şarkısı, deneysellik seviyesinde ve tarama, kavrama seviyesinde takılan çok şarkısı. var in praise of learning her şeye rağmen favori albümüm bunlardan.
• bir hikayenin gizli kalmis yanini, kenar kosede tozlanmis halini, iyi kotu ayird etmeksizin tatli tatli ortaya cikarir gibiler. bu da romantik tanimlari olsun:)
  (kenara atmisim aylar oncesinde bu entriyi, icimden geldi canlandirdim).
  al sana ikinci parantez
  (su aralar bende uretim sifir da eskilerden faydalaniyorum o yuzden).
• (bkz: happycow)