• hellp sendromu nedir? hellp sendromu kırmızı kan hücrelerinin çatlaması demek olan hemolisis "h", yükselen karaciğer enzimi demek olan (lever enyzmes) "el", ve (low platelet) "lp" kan pıhtılaşmasında gerekli bir element olan plateletin düşük olması kombinasyonuyla açıklanır.

    hellp sendromu yaklaşık gebe kadınların % 25 'inde oluşabilen gebelikte eklampsi ve preeklampsi komplikasyonları ile tanınır.

    hellp sendromu olan kadınlardaki ortak bulgular genel olarak kendini iyi hissetmeme (keyifsizlik) hissi, mide bulantısı ve/veya kusma, karının üst kısmında ağrıdır. dokularda sıvı artması da sıkça görülen bir bulgudur. hellp sendromu olan kadınların pekçoğunda idrarda protein ölçülebilir. kan basıncı artabilir. bazı durumlarda, düşük kan şekeri nedeniyle koma hali görülür.(hypogycemia).

    hellp sendromunun tedavisindeki ilk yol kanın pıhtılaşması sorununu idare edebilmektir. eğer ki ceninin büyümesi sınırlanıyorsa, acil doğum gerekebilir. eğer hellp sendromu gebeliğin 34. haftasından sonra gelişiyorsa ya da ceninin akciğerleri olgunlaşmış ise ya da annenin sağlığı tehlikede ise, acil doğum tedavidir.

    doğumdan sonra annenin durumu yakından takip edilmelidir. hellp sendromu karaciğerin yırtılması, anemi, kanama ve ölümle komplike hale gelebilir. hellp sendromu bebeğin doğumundan sonraki ilk süreçte de gelişebilir.

    geçmişte hellp sendromu geçirmiş kadınlar ileriki dönemlerdeki komplikasyonlar için yüksek risk taşırlar.
  • preeklampsinin bir formudur. 20. gebelik haftasından sonra ortaya çıkar. hemolysis (hemoliz, kırmızı kan hücrelerinin yıkılması), elevated liver enyzmes (karaciğer enzimerinde artma), low platelets (kan pıhtılaşmasını sağlayan ve trombosit adı verilen hücreciklerin azalması) kısaltmasıdır. gebelikte karşılaşılan en riskli durumlardan biridir. hayatı tehtit eden dissemine intravasküler koagülasyona yol açabilir.
  • geçen gün acil servise 2 gündür süren epigastrik ağrı ve sağ göğsünde noktasal ağrı şikayeti ile bir kadın geldi. 2 gündür süren epigastrik ağrısını önceden tanı almış reflüsüne bağladık ve önemsemedik. sadece göğüs ağrısına odaklandık. kadıncağız hamile de olunca aklımıza ilk pulmoner tromboemboli geldi.

    pulmoner tormboemboliyi ekarte etmek için kan gazı, d-dimer çalıştık, alt bacak venöz usg istedik, ekg'sini çektik. pulmoner tomboemboli'iyi kan gazı, ekg, d-dimer, usg ile dört koldan ekarte ettik. biz tromboemboliyi ekarte ettik diye sevinirken kadının ağrısı daha da arttı. biz bu arada sadece oksijen vermekle yetindik.

    annenin durumu giderek kötüleşiyordu. sağ göğüs ağrısı giderek artmaya başlamıştı. çalıştığımız kan tetkiklerinden biyokimyasında alt-ast değerleri normalin 3-4 katıydı, hastada hafif bir trombositopeni vardı ama hastanın yüksek tansiyonları yoktu. tansiyonları yüksek olmadığı için aklımıza hiç hellp sendromu gelmedi.

    hastaya gastroenteroloji poliklinik kontrolü önerdik ve göğüs ağrısını myaljiye bağlayıp gönderdik. hellp sendromu olan kadına biz sadece myaljisine(!) iyi gelsin diye parol yazdık. hastayı acil servisten taburcu ederken de ben de çok büyük bir bok yeyip merak etmeyin, hastanızda acil herhangi bir sorun yok deyip, ailenin bir sürü duasını aldım.

    hasta bize başvurduğu günün gecesinde (benim nöbetim bittikten sonra) durumu daha da kötüleşerek yeniden acile başvurmuş. orada 3 günün sonunda ilk defa kadın doğum konsültasyonu istendiğinde ve durum ortaya çıkmış. böyle ciddi bir hastalık 3. günün sonunda ancak tanı aldı. anne acil c/s'a alındı. şu anda bebek yenidoğan servisinde anne ise yoğun bakımda yatıyor. benim de vicdanım sızlıyor. keşke sızlamanın ötesinde bir şeyler elimden gelse. keşke...

    geçen günden öğrendiğim birkaç önemli ders var;
    1-tıpta hiçbir zaman büyük konuşmamak gerekiyormuş.
    2-tek bir ön tanıya odaklanıp onun etrafında dolaşmamak gerekiyormuş.
    3-bildiğinizi pratiğe dökmek için her zaman tetikte olmak şartmış.
    4-işin içinden çıkılamıyorsa bir bilene danışılmalıymış.
    5-rahatlamayan hasta acil servisten taburcu edilmemeliymiş.

    bu anlamda hellp sendromu bana asla unutamayacağım dersler vermiş hastalık olarak tarihime geçti. belki de hayatımda ilk ve son defa kendisiyle karşılaştım ama bana verdiği dersleri meslek hayatım boyunca unutmayacağım.

    5 ay sonra edit: maalesef hasta yoğun bakımda hayatını kaybetmiş.
  • en belirgin semptomlarından biri epigastrik ağrı. hastada tansiyon yüksekliği olmayabilir, ödemi olmayabilir, halsizliği ya da başka bir şikayeti olmayabilir. karaciğer enzimleri ve platelet değeri çok önemli. epigastik ağrısı olan hastada eğer karaciğer enzimlerinde hafif yükseklik, plateletlerde hafif düşme saptanıyorsa birkaç saat sonra mutlaka tahliller tekrarlanmalı. değerler o kadar hızlı değişip tablo o kadar hızlı kötüye gidebilir ki geri dönüşü çok zor. bir önceki gebeliğinde preeklampsi, hellp gibi gebelik komplikasyonları geçirenlerin sonraki gebeliklerinde de olma riski yüksek. bu da uyarıcı olmalı.
  • yağ asit yıkımındaki bir enzimin eksikliği yüzünden meydana gelen hastalık
  • hellp sendromunda genelde şiddetli preeklampsinin yanında artmış karaciğer enzimlerinin yanında laktat dehidrogenaz veya bilirubin değerleri artar.

    ve bu hastalığın tanısı için periferik yaymada şistosit görülmesi lazım.

    edit: bilgi eklendi.
  • günlerce hastanede yatmama neden olmuş, ani gelişen sinsi sendrom. çok şükür ben ve doğum zamanı henüz gelmeden alınmak zorunda kalan bebeğim hayatta kalarak çıktık.
  • yakın zamanda başımdan geçen fena hastalık.
    birkaç gün mide bulantım vardı. başka da sorunum yoktu.
    sonra bir gün tansiyonumu ölçeyim dedim, büyük tansiyon 15 den düşmedi. akşam acile gittim tansiyon 19 çıktı. acile koşarak perinotoloji uzmanı geldi ve elbiselerimi makasla kese kese doğuma alındım.
    kendimi kötü hissetmiyordum, başım bile dönüp ağrımıyordu, tansiyonumu ölçmesem ve yüksek bulmasam hastaneye bile gitmezdim. sadece arada midem bulanıyordu.
    doktor karaciğer ve böbreklerin son safhaya geldiğini söylediğinde yok artık dedim. insan en ufak bir huzursuzluk ne bileyim bir ağrı sancı nir şey hisseder hiçbir şey yoktu. üstelik o güne kadar düzenli takibi olan insandım. yani bir anda gelişen ve hızlı seyreden bir süreci var çok dikkatli olmak lazım.
    neyse beni koşarak doğuma aldılar ve 5 gün hastanede yattım. sonrasında daha da yatırmak istediler ancak dayanamadım ve çıktım. hastane yakın olduğu için tedaviye günübirlik gidip gelerek devam ettim.
    patoloji almışlar doğumda. demelerine 15-20 dakika daha geç kalsam ölüyormuşum.
    bu bende psikolojik olarak bir etki bıraktı.
    hasbelkader tansiyonumu ölçmesem ve yüksek bulup takip etmesem ya da akşam yatıp dinleneyim geçer diye düşünsem ve acile gitmesem boşu boşuna ölüp gidecekmişim.
hesabın var mı? giriş yap