• çok düşünen dolayısıyla farkındalığı yüksek insanların sıkça başvurduğu "hayata dayanma kürü" olarak tanımlayabiliriz
  • gerceklerden kacma arzusunun uygulanmış hali.
  • eğer bu mekanizmadan mahrum yaratılsaydı insan, çıldırması çok daha kolay olacaktı. metodlu bir şekilde öğretilen bir davranış şekline getirilmeli.
  • tolkien'in lotr serisine yakıştırılan 2. dünya savaşı'nı anlatıyor vs. iddialarını israrla reddetmesi ve lotr'de alegori yoktur demesi edebiyat dünyasınca kaçış edebiyatı olarak yorumlanınca üstadın "hapishane hücresindeki bir insanın kaçmayı düşünmesi veya en azından kendisini dışarda hayal etmesi suç mudur?" demesi bu konuya verilebilecek en iyi örnektir derim ben*
  • "birey, iç veya dış nedenlerden dolayı ihtiyaç ve güdüleri doyumsuz kaldığında, gerçek dünyada tatmin edilemeyen istek ve arzularını hayal aleminde gerçekleştirme yolunu seçebilmektedir. kısacası hayal dünyasına kaçma, bireyin yaşadığı çatışmaları hayalinde çözümleyerek rahatlaması durumudur. fakir bir gencin piyangodan büyük ikramiyeyi kazandığını düşünüp, sahip olacağı parayla nerede ve nasıl yaşayacağının hayalini kurması gibi.

    başarısızlıklarla karşı karşıya kalan birçok kişi, bu yönteme başvurarak gerçeklerden kaçıp hayallerle avunurlar. sinema ve tiyatro gibi çeşitli sanat eserlerini izlerken, kendini bu eserlerin kahramanı yerine koyabilmekte ve bu kahramanların başarıları ile dolaylı yoldan doyum sağlayabilmektedirler.

    hayal kurma çocukluk ve ergenlik dönemlerinde daha fazla görülmektedir. çünkü bu dönemde bireyin birçok istekleri vardır. bu istekler bireysel veya toplumsal baskılar nedeniyle engellenmektedir. bu engellenmelerin yarattığı olumsuz ortam hayal kurma yoluyla ortadan kaldırılmaktadır. hayal kurmak, çocukların ve ergen bireylerin yaratıcılığını geliştirmektedir. ancak burada önemli olan, bireyin hayal ve gerçek arasındaki sınırı çok iyi ayarlamasıdır.

    yani birey hayal kurmada çok aşırıya gidecek olursa, zamanla hayal ettiği şeyleri gerçek sanmaya başlar ve hayal âleminde kendini kaybedebilir. kısacası hayal kurmada aşırıya kaçılması durumu, bireyin ruh sağlığını bozma noktasına kadar götürebilmektedir." http://cygm.meb.gov.tr/…er/savunmamekanizmalari.pdf

    ~ (bkz: savunma mekanizmaları)
  • bazen yapılabilecek en doğru şeydir. (bkz: ally mcbeal)
  • beyaz tavşanı takip etmekle mümkündür.
    (bkz: follow the white rabbit)
  • bazen insanın en büyük ihtiyacıdır, akıl sağlığını koruması ve geleceğe umutla bakması için.
  • bu yüz yıldaki en büyük yardımcısı (bkz: internet)

    çok da eski olmayan bir the simpsons bölümünde boyundan sokulan bir jack kabloyla bağlanıyorlardı internete. imrenmedim desem yalan olur.

    ve bence, sanal gerçeklikin giderek gelişmesiyle daha da artacak durumdur hayal dünyasına kaçma. popmundo, the sims, second life ve benzerleri sadece bir başlangıç. artan global mutsuzluk hali ve gerçek dünyada istediğini bulamama bizi giderek wall-e de gördüğümüz koltuğuna bağlı insanlar haline getirecek. hatta onlardan beter olacağız.

    haberlerde duyuyoruz, çağın hastalığı obezite, bu çocuklar niye şişman, gelişmiş ülkelerden sonra gelişmekte olan ülkeler de şişmanlamaya başladı vs vs... aslında herkesin kaçırdığı bir nokta var. olay değişen yemek kültürüyle bağlantılı olsa da onunla paralel gelişen internet erişimi gözardı ediliyor.
    obezite çoğu zaman bir hastalık değil, obezite başka bir hastalığın belirtisi. insanlar gerçek hayatı kullanmıyor. artık gerçek hayat onları tatmin etmiyor. balkonda maydanoz bile yetiştirmemiş insanlar deliler gibi sanal sebze meyve yetiştiriyor, bilgisayar oyunları alınıyor, konsollar yarıştırılıyor, gerçek bir silahı ateşlese silahın gücünden yere düşecek tipler geçmişteki savaşları ve hatta gelecekteki olası savaşları simüle ediyor. open world oyunlar giderek hayatlarını ele geçirirken mutsuz değiller. aksine orgazmın doruklarına varıyorlar.

    ülkemizde bu tip vakalar fazla değil. çünkü hayat bizi hala zorluyor, ders çalışmalı, iyi bir okul kazanmalı, iyi bir iş bulup onda da iyi olup zam almalıyız yani çok fazla zaman geçirsek de öyle bilgisayar başına oturup ölene kadar kalkmayayım gibi bir durum yok. ama şartların iyi olduğu ülkelerde insanlar amaçsız, motivasyonları yok. onun yerine para var, internet var, saatlerce boş zaman var.

    (bkz: toplumsal mutsuzluk)
    (bkz: internet bağımlılığı)
    (bkz: sanal gerçeklik)
    (bkz: oculus rift)

    bunun teknoloji içermeyen hali için (bkz: lucid dreaming)
hesabın var mı? giriş yap