• yıkılmasından önce rotterdam da bulunan pauluskerk kilisesinin, uyuşturucuya karşı verdiği alternatif mücadele ile tanınan başrahibi.

    bir rahip olmasına rağmen yaşadığı yerdeki insan hurdalarını bir hastalık değil de birer hasta olarak görüp; kendini tüketmiş junkie tayfayla kalmayıp, ülkesinde çokça bulunan pedofili saplantısı olan şahısları bile rehabilitasyon için klisesine kabul edebilmiştir.

    çok mu gereklidir yaptığı bu eylemler dünyanın ıslahı için?

    sadece hollanda'nın değil, tüm insanlığın bazı kabuledilemez yönlerini, çözülebilecek sorunlar olarak kabul edebilmiştir. bu uğurda, ağzı burnu yara bere içinde olan bir çok hurdayı çöpten çıkarabilmeyi denemiştir. ülkenin sadece çok az rehabilitasyon merkezinde eroin tedavisi uygulanmakta ve sadece artık geri dönüşü olmayan hastalara hizmet sunmaktalar. visser, kilisesini bir nevi keşhane durumuna getirse de çabasını kararlılıkla sürdürmüştür. ülkesinin genel politikasına paralel olarak (amaç yönünden farklı olsa da) uyuşturucu gerçeğini kabul etmiş ve kendi mahvoluşunu yaratan bu bireyleri yeniden kazanabilmeyi denemiştir; onun milletine de, dinine de mensup olmadıkları halde.

    ne yazık ki muhafazakarların baskılarına dayanamayan klise artık yok ve peder visser de yaş sınırı nedeniyle emekli olmuş durumda. lakin, açtığı yoldan giden bir çok kurum bu görevi kaldığı yerden sürdürüyor. tamamen bağımlılara özel olan sanat evlerinde, tamamı kurtulmuşlardan oluşan ve kendilerini elçi diye adlandıran deneyimli kişilerin yöntemleriyle faaliyetler sürmekte. peder visser ise pederliği ile değil de sanırım yaptıklarının verdiği iç huzuruyla yaşamını sürdürüyordur. ortada ne din, ne din görevlisi, ne de mabet olmasa da kutsallık arzeden şeyler bulabilmek mümkün.

    peki, bu adam bizi neden ilgilendirebilir?

    umarım ülkemizde hiç bi* imam bu denli zor bir mücadeleye girmek zorunda kalmaz. kalırsa da buna benzer bi* mücadele verilebilir. anlatırız, meşhur felan ederiz.
hesabın var mı? giriş yap