• insanın çocuğuna verebileceği isim konusunda ilham kaynağı olmuş şiirdir aynı zamanda...

    "içim, bir suskunsa tekin mi ola?
    o malta bıçağı, kınsız, uyanık,
    ve genç bir mısradır
    filinta endam... "

    edebiyatçı bir babanın ilk çocuğu erkek olur ve filinta ismi okunur kulağına, ikincisi kızdır ve endam olur ismi...
  • yiğit harmanları, yığınaklar,
    kurulmuş çetin dağlarında vatanların.
    dize getirilmiş haydutlar,
    hayınlar, amana gelmiş,
    yetim hakkı sorulmuş,
    hesap görülmüş.
    demdir bu...

    demdir,
    derya dibinde yangınlar,
    kan kesmiş ovalar üstünde mayıs...
    uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
    çelik kadavrası koruganların.
    ölünmüş, canım, ölünmüş
    murad alınmış...
    gelgelelim,
    beter, bize kısmetmiş.
    ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
    susmak ve beklemek, müşiş
    genciz, namlu gibi,
    e çatal yürek,
    barışa, bayrama hasret
    uykulara, derin, kaygısız, rahat,
    otuziki dişimizle gülmeğe,
    doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
    kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
    asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
    ve asıl biz biliriz kederi.

    içim, bir suskunsa tekin mi ola?
    o malta bıcağı, kınsız, uyanık,
    ve genç bir mısradır
    filinta endam...
    neden, neden alnındaki yıkkınlık,
    bakışlarındakı öldüren buğu?
    kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
    nasıl da almış aklımı,
    sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
    dost, düşman söz eder kendi kavlince,
    kınanmak, yiğit başına.
    bu, ne ayıp, ne de yasak,
    öylece bir gerçek, kendi halinde,
    belki, yaşamama sebep...

    evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
    hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
    anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
    ve zehir - zıkkım cigaram.
    gene bir cehennem var yastığımda,
    gel artık...

    ahmed arif
  • bize alının aslında çoğu zaman gözlerin ifade ettiği şeyleri daha güzel ifade ettiğini hatırlatan şiir.
  • bir yusuf hayaloğlu şiirinin mısrası gibi duran mısra. öyle bir potansiyeli var. hele rahmetlinin okuduğu şiir albümlerindeki tonlamayla canlandırıyorum da kafamda cuk oturuyor. ondan çıkmış gibi duruyor.

    ek: yalnız burada y.h. imzası için ya eklemek gerekli.

    (bkz: hani kurşun sıksan geçmez ya geceden)
  • beter, bize kısmetmiş.
    ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
    susmak ve beklemek, müşiş
    genciz, namlu gibi,
    e çatal yürek,
    barışa, bayrama hasret
    uykulara, derin, kaygısız, rahat,
    otuziki dişimizle gülmeğe,
    doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
    kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
    asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
    ve asıl biz biliriz kederi.

    evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
    hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
    anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
    ve zehir - zıkkım cigaram.
    gene bir cehennem var yastığımda,
    gel artık...

    bazen yazılan bir şiir nasıl bir başka kişinin kaderi, an'ı oluyor inanılmaz .. işte öyle bir şiir sanki şair müneccim de seni yazmış .. öyle bir şiir öyle bir yazgı sanki ..
  • edebiyatın karanlık derinlikleri , kurşun nasıl geçer gecenin amansız duygularına. içimizi ısıtan gecede kaç soğuk pus kurşun yer mısralar... hani kurşun sıksan geçmez şuradan üstad...
  • belki de daha güzel anlatılamazdı o an, gecenin o hali. ahmed arif'in büyüsü kendini bu imgelerin ardında saklıyor. anlatılamaz, anlaşılamaz durumları sözcüklere böylesine dökebilmesi ne kadar özel bir şair olduğunu gösteriyor
  • ve çatal yürek
    barışa bayrama hasret
    uykulara, derin, kaygısız, rahat,
    otuziki dişimizle gülmeğe
    doyasıya sevişmeğe, yemeğe
    kaç yol ağlamaklı olmuşum geceleri
    asıl bizim aramızda güzeldir hasret
    ve asıl biz biliriz kederi
    nasıl da almış aklımı
    sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan
    bu, ne ayıp ne de yasak
    öylece bir gerçek kendi halinde
    belki, yaşamama sebep
    evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu
    hani kurşun sıksan geçmez geceden
    anlatamam nasıl ıssız, nasıl karanlık
    ve zehir zıkkım cıgaram
    gene bir cehennem var yastığımda,
    gel artık...

    ahmet arif
  • her seferinde içime şöyle altı okka oturan dizedir.

    bir ölümlü gecenin sabaha yakın demlerinde, avazı çıkmasın diye ağzını yastığa bastırıp evvelden tükenmiş olan gözyaşının o yastığı ıslatmadığını fark bile etmeden ağlayan bir annenin hissettiğidir.
  • bir adet ahmed arif şiiri. işin ilginç yanı şiiri nette aradığınızda şiirin tamamını odtü fizik sayfasında görebilmek. *. acaba kim bu güzelliği yaptı merak etmekteyim.
hesabın var mı? giriş yap