*

  • kar$i kar$iya duran iki ki$inin arasinda gecen yon belirtme diyalogunda "sag" veya "sol" $eklinde yapilan belirtmelerde kar$i tarafin verdigi tepki.. sebebi kime gore sag kime gore sol oldugunun ortaya cikmamasidir..

    (bkz: kime gore) (bkz: bana gore) (bkz: sana gore)
  • icindeki futbol yazilari bugun bir cok spor yazarinin yazamayacagi duzeyde olan kitap.
  • yakın zamanda türkiye iş bankası yayınları tarafından yeniden basılan mütevefa fikir adamı attila ilhan'ın, ilk baskısı nisan 1980 yılında yapılan "anılar ve acılar" üst başlığı altında yayımlanan eseri. yazarın bu denemeleri; hangi sol(1970), hangi seks (1976), hangi batı (1972) hangi laiklik (1995), hangi atatürk (1981), hangi edebiyat (1993) diye devam etmiştir.
  • attila ilhan, tartışmasız türkiye'nin gelmiş geçmiş en bilgili, en objektif, en duyarlı, en iyi yetişmiş gerçek entelektüellerinden biridir.
    kendisine olan sevgim ve saygım lise döneminde 'ben sana mecburum bilemezsin' ile başlamıştı. tabii o zamanlar cahil ben, sadece şairliğini bilirdim.
    uzun zaman sonra, şimdi ismini hatırlayamadığım bir televizyon programına denk geldiğimde, bir çırpıda bitirmiştim, onun havsalasının ne kadar geniş, fikirlerinin ne kadar kıymetli ve etkileyici olduğunun farkına varmıştım.
    ve bu sebeple onun değerli fikirlerinden faydalanmak için 'hangi' serisini okumaya başladım.

    siyasete olan merakım sebebiyle okumaya bu kitabından başladım: hangi sağ.

    attila ilhan bu kitabını 1976-77 yıllarında gazetede yazmış olduğu fıkralarından derlemiş. bu fıkraları konu bazlı olarak kategorize edip okurun bilgisine sunmuş.

    öncelikle bu kitabı daha sipariş geçerken aklımda oluşan ve sizlerin de merak ettiğini düşündüğüm "ya hu bu adam tepeden tırnağa solcu, acep bu kitabı nasıl bir dilde ele almıştır? " sorusunu cevaplamak isterim.

    ilhan kitapta ele aldığı konuları - tabii bir şekilde kendi bakış açısından- değerlendirse de içeriğinin diyalektik olarak sağlam temellere dayandığını rahatlıkla ifade edebilirim. daha açık bir şekilde belirtmek gerekirse; kitabı okuyan her objektif kişi hangi ideolojiye sahip olursa olsun attila ilhan'ın yapmış olduğu tespitlere ve eleştirilere pek karşı çıkacağını sanmıyorum. zaten attila ilhan kitap içerisinde sağ ideolojiyi yerdiği kadar solu da yeriyor. ismet paşa'yı yerin dibine sokuyor.

    şahsi kanaatimce; yaklaşık 400 sayfalık bu fıkralar derlemesi, sağ ideoloji, yakın geçmişteki siyasetimiz ve partilerimiz hakkında ele almış olduğu yazılarla beni gayet bilgi sahibi yapmış ve doyurmuştur.

    hangi siyasi görüşe sahip olursanız olun gerçek anlamda bilgilenmek isteyen kişilerseniz mutlaka okumanız gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
  • attilâ ilhan'ın anılar ve acılar dizisinin dördüncü kitabı. ilk baskısı bilgi yayınevi tarafından 1980'de yapıldı. kaptan, tıpkı dizinin diğer kitaplarında olduğu gibi, yine özne yaptığı kavrama, tüm yaklaşımlardan başka, büsbütün yeni bir bakış açısı getiriyor; satır satır önce "sağ"ın ne olduğunu ve bu "sağ olgusu" içinde "türk sağı"nın 50-60 yıldır neleri yapıp neleri yapmadığını -emperyalizmle ilişkiler, batı'nın gönüllü iş birlikçiliği, komprador burjuvazinin ve dinci sermayenin "para" merkezli ortaklığı ve bu ortaklığın mustafa kemal türkiye'sini, kuva-yı milliye türkiye'sinden, müdafaa-i hukuk türkiye'sinden alıp adım adım sevres türkiye'sine, mütareke türkiye'sine götürüşü vs.-okuyorsunuz...

    benim kitapta altını çizdiğim yerlerden biri şöyle, 4 mart 1977 tarihli atatürkçülük sosyalizme açıktır başlıklı yazıdan:

    "inönü bir keresinde, belirtti: atatürk dedi, taklidi kopyayı sevmezdi. o zaman soru şu, öyleyse niye birçok yasaları bile batı'dan aktardı. nedenini bulmak zor olmasa gerek, mustafa kemal'in çevresinde ulusal bir bileşimin yasalarını gerçekleştirecek kadro yoktu, yetişkinlerin çoğu tanzimatçı, meşrutiyetçi osmanlı aydınlarıydılar ki, temel eğilimleri batı hayranlığı, batılılık özentisiydi, bu kusur kemal paşa'nın devriminden değil, o aydınların içinden çıktığı osmanlı toplumundan geliyordu. ikinci neden, ulusal içerikli yasaları ve kurumları gereksinen ulusal burjuvazinin olmayışı idi. daha önce de söylemişimdir, türk devrimi 'çağdaş düzeyi tutabilmek' için harıl harıl bu burjuvaziyi yaratmak görevini üstlenmiş, şimdiki duruma bakarsak, elhak bunu başarmıştır. başardığı şuradan belli ki, o burjuvazi bugün içinden çıktığı yumurtayı, bürokrasiyi beğenmiyor. aralarında çatışıp duruyorlar. bürokrasinin tutuculaşması, mustafa kemal devrimini 1930'lardaki konağında dondurmaya kalkışması bundan ileri gelmiyor mu?
    oysa, burjuva demokrasisi mustafa kemal devriminin 1930'lardaki konağıydı, çünkü 'çağdaş uygarlık düzeyi' o zaman burjuva demokrasisi gibi görünüyordu, bugün öyle mi ya, günümüzde çağdaş uygarlık düzeyi, 'özgürlükçü bir sosyalizm'dir, gerçek mustafa kemal devrimciliği içinde taşıdığı diyalektiğin zorunlu sonucu olarak, sosyalizmi de içerecektir.
    hayrola, dudaklarınız niye birden uçukladı öyle?"

    kırk yıl oluyor, o "uçuk" hâlâ duruyor birilerinin dudaklarında...
  • adım adım, kansız ve şiddetsiz biçimde sosyalizme yönelen 70'li yıllar türkiye'sindeki sol'un karşısına cia tarafından ayartılarak, eğitilerek, monte edilerek çıkartılan aşırı dinci, işbirlikçi ve sözüm ona milliyetçi kontrgerilla örgütlerinin attila ilhan tarafından 80 darbesi döneminde kaleme alınıp deşifre edildiği muazzam analiz kitabı.
hesabın var mı? giriş yap