• halefiyet, devletler arası alanda farklı bir devlet oluşumunun ortaya çıkması ile eski devletteki taşınmaz malların, devlet arşivleri ve borçlarının, edinilmiş hakların, iç hukuk düzenlemelerinin, vatandaşlık ve haksız eylemlerin yeni devlete olan etkisi anlamında kullanılmaktadır. bir diğer anlamıyla, bir devletin ölümü karşısında, o devletin mirasçısı devlet veya devletlerin hak ve yükümlülükleridir.

    yeni devletler doğabilir, bir devletin ülkesinin bir parçası ya da tümü başka bir devletin egemenliğine girebilir, iki veya daha fazla devlet birleşebilir ve yeni bir devlet meydana gelebilir. bütün bu durumların, devletler arası antlaşmaları, devlet borçları, devlet malları ve arşivlerini ne şekilde etkileyeceği sorun oluşturmaktadır. bu kavram, 2. dünya savaşı'ndan sonra decolonisation süreciyle güncellenmiştir.

    halefiyet, devletler hukukuna roma özel hukuku'ndan geçmiştir. bir devletin yok olma durumu, roma özel hukukundaki bir şahsın ölümüne benzetilmiş ve yeni bir devlet kurulmasını halef olarak düşünmektedir.

    egemenliği kaybedilen bir bölgede kurulan yeni devlet, selef devletin tüm hak ve yükümlülüklerinden sorumlu tutulamaz. ayrıca ulusların kendi geleceklerini tayin etme hakkı nedeni ile de bağımsız halef devletlerin selef devletin imzalamış olduğu antlaşmadan doğan hak ve yükümlülüklerine de hukuken bağımlı olması düşünülemez.
    ayrıca halefiyet fiili bir durumdur.
  • halefiyet; üçüncü bir kişinin, borçlunun edimini alacaklıya ifa etmek suretiyle alacaklıyı tatmin ettiği ölçüde alacaklının yerine geçmesidir.
  • (bkz: succession)
  • sigorta sözleşmelerinde de bulunur.

    sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlu olan üçüncü kişilere karşı; kanun, sözleşme, haksız fiil gibi bir sebebe dayalı talep ve dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal etmesidir.

    tazmin ilkesinin doğal sonucu olarak halefiyet ilişkisi, zarar sigortalarında mevcuttur. zira hem sigorta bedelini alıp hem de bize zarar veren kişiye dava açıp tazminat almak zenginleşme yasağına aykırılık teşkil edecektir. dolayısıyla bizim dava ve talep haklarımız, sigortacıya geçer.

    1472: ''sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının
    yerine geçer. sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.''

    (2) sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde
    davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.

    yani genel olarak halefiyetin şartları:

    hukuken geçerli bir sigorta sözleşmesinin var olması
    sigorta tazminatının ödenmesi
    sigortalının, zarar sorumlusuna karşı bir dava ve talep hakkının bulunması

    kural olarak meblağ sigortalarında halefiyet yasağı bulunur. yani yukarıdaki gibi bir halefiyet ilişkisi bulunmaz. mesela 1.000.000 tl bedelinde kararlaştırdığım gözlerimin sigortası için 3. kişi gözlerimize zarar vermiş olsun. gözler tamamen iptal. sigortacımdan 1.000.000 tl'yi aldım. ancak talep ve dava haklarım bu bedeli almama rağmen sigortacıma intikal etmez zira meblağ sigortalarında topla toplayabildiğin kadar tazminat kuralı (tazminatların toplanması ilkesi) geçerli olduğundan, böyle bir halefiyet ilişkisi kurulamaz.

    ancak bu kuralın istisnası sadece tedavi giderleri açısından söz konusu olabilir. maddi olarak belirlenebilen bir sağlık harcaması, tekraren dava ve talep hakkı vermez. bu tarz bedellerde halefiyet ilişkisi korunur.
hesabın var mı? giriş yap