• (bkz: hadis)
  • kalbinde kur'an'dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.

    hadis-i şerif.
  • ebu filan, ibn-i bilmem ne denilerek islama sokulan avesta alıntıları bütünü. ebusu ibnisi ne kadar çoksa, o kadar sahihtir.
  • “istiğfar eden kimse günde yetmiş kere de tevbesinden dönse günahta musır(ısrar etmiş) sayılmaz.”

    “ey ademoğlu şayet günahların gökyüzüne kadar ulaşsa sonra benden mağfiret (bağışlama) dilesen seni bağışlarım, ey ademoğlu eğer bana yeryüzü dolusu hatalarla gelsen, sonra bana bir şeyi şirk koşmadan kavuşsan sana yeryüzü dolusu kadar bağışlamamla gelirim.”
  • peygamber efendimizin hadîs-i şerifleri üzerine tefekkür etmeyi seven gönül dostlarına mana azığı niyetine...

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “îman, yetmiş küsur şûbedir: en üst mertebesi ‘lâ ilâhe illallâh’ demektir; en alt mertebesi ise insanlara eziyet verecek şeyi yoldan kaldırmaktır. hayâ da îmandan bir şûbedir.” (sünen-i nesâî)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “eğer ümmetim (emânete) hıyânet etmezlerse hiçbir düşman asla onlara karşı duramaz.” (taberânî, el-mu’cemü’l-evsat)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “allâhü teâlâ (şu mü’min) kula rahmetiyle muâmele etsin ki o kul hayır söyler de kazanır veya şerden sükût eder de selâmete erer.” (nevevî, riyâzü’s-sâlihîn)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem “ve sizden hayra dâvet eden bir cemâat (topluluk) bulunsun...” (meâlindeki) âyet-i kerîmeyi okuduktan sonra “hayır, kur’ân-ı kerîm’e ve benim sünnetime tâbi olmaktır.” buyurdular. (tefsîr-i ibn-i kesîr)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “muhakkak allah azze ve celle, her söyleyenin söylediğini işitir ve bilir. o hâlde kul, rabb’inden korksun ve ne söyleyeceğini iyi düşünsün.” (beyhakî, şuabü’l-îmân)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “ebedî hayâta; âhiret hayâtına inanıp da (hep) aldanış yurdu olan dünyâ için çalışana pek çok hayret ederim.” (beyhakî, şuabü’l-îmân)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “muhakkak allâhü teâlâ dünyaya âit işleri öğrenip de âhiret hakkında câhil kalan kimselere buğzeder.” (münâvî, feyzü’l-kadîr)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “muhakkak önünüzde aşılması güç, sarp yokuşlar (meşakkatli bir dünyâ ve âhiret hayâtı) vardır. (günah) yüklü olanlar, onları geçemezler.” (hâkim, el-müstedrek)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “üzerinize öyle bir zaman gelecek ki o zamanda üç şeyden daha kıymetli hiçbir şey olmayacak: helâl bir dirhem (kazanç), kendisiyle ünsiyet kurulabilecek dost ve kendisiyle amel olunacak sünnet.” (taberânî, el-mu’cemü’l-evsat)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “iyilik, güzel ahlâktan ibârettir. günah ise senin vicdanını rahatsız eden ve insanların muttali (haberdâr) olmasından hoşlanmadığın şeydir.” (sahîh-i müslim)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “âlimlerin mürekkebi, şehitlerin kanı ile tartıldı da âlimlerin mürekkebi onlardan ağır geldi.” (münâvî, feyzü’l-kadîr)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “bil ki, muhakkak allah için yaptığın her bir secde sebebiyle allâhü teâlâ seni(n mertebeni) yüce bir dereceye yükseltir ve günahlarını da siler.” (müsned-i ahmed bin hanbel)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “âdemoğlu ‘benim malım, benim malım’ deyip durur. acaba sadaka verip âhirete bıraktığından veya yiyip tükettiğinden veyahut giyip eskittiğinden başka malın var mıdır?” (sünen-i tirmizî)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “kıyâmet günü insanların en şiddetli pişmanlık duyacak olanı dünyâda ilim öğrenme imkânı bulup da onu talep etmeyen ve bir de ilim öğreten bir kimsedir ki öğrettiği bu ilimle kendisinden duyanlar faydalanıp da kendisi faydalanmayandır.” (münâvî, feyzü’l-kadîr)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “ve muhakkak her ümmet için bir nevî ruhbanlık (ibâdet için dünyâdan elini çekmek) vardır. ümmetimin ruhbanlığı ise (allah rızâsı için) din düşmanları karşısında nöbet tutmaktır.” (taberânî, el-mu’cemü’l-kebîr)

    resûlullah efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “sadaka maldan bir şey eksiltmez. bir kulun (kendisine yapılan bir zulmü) affetmesi sebebiyle allâhü teâlâ onun ancak izzetini ziyadeleştirir. allah için tevâzu gösteren her bir kimsenin kadrini, allâhü teâlâ elbette yüceltir.” (sahîh-i müslim)

    resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “muhakkak her ümmetin bir fitnesi (imtihânı) vardır. benim ümmetimin fitnesi de mal (sevgisi)dir.” (sünen-i tirmizî)

    tâbiînden mesrûk (radıyallâhü anh) anlatıyor: bir gün hazret-i âişe’ye (radıyallâhü anhâ) “ey annemiz! resûlullah (s.a.v.) efendimizin, eve girince en çok söylediği şey ne idi?” diye sordum. “eve girince ondan en çok işittiğim şu idi” dedi: “âdemoğlunun iki vâdi dolusu altını olsa, muhakkak üçüncü vâdiyi de isterdi. âdemoğlunun karnını ancak toprak doldurur. (bununla beraber) allâhü teâlâ, tevbe edenin tevbesini kabûl eder. allâhü teâlâ bu malı ancak kendisi ile namaz ikâme edilsin ve onunla zekât verilsin diye ihsân etmiştir.” (tenbîhu’l-gâfilîn)
  • kimya-ı saadet de yer alan bir hadîs-i şerif....

    resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

    «bir zaman gelir ki, o zamanın müslümanları, bugün sizin gösterdiğiniz ihtiyatın onda birini yaparsa, âhirette azaptan kurtulur». sebebini sorduklarında buyurdu ki: «çünkü sîzler hayır işlemeye çok yardımcı buluyorsunuz. işleriniz bu sebeple kolay oluyor. onlar yardımcı bulamayacakları gibi, ganiler arasında da yabancı kalacaklardır. cahiller arasında garip kalacaklardır.»

    gazali hadisin devamının da şu cümleyi kuruyor:
    bu hadîs-i şerifi bildirmekten maksadımız, müslümanların, zamanın hâlini görüp, ümitsizliğe düşmemeleri içindir.
  • kuran'a aykırı olanları veya dine (kuran'a) ekleme yapanları vardır. böyle olanları tabi ki yüzde yüz peygamberin ağzından çıkmamıştır, peygamber demiş gibi lanse edilen iftiralardır bunlar ve böyle yüzlerce hadis vardır kitaplarda. fakat içlerinde tabi ki de kuran ile uyumlu sözler vardır, böylelerinde bile gerçekten o sözü hz.muhammed mi söyledi bilemiyoruz.

    mesela güzel olan ve üzerine düşünülmesi gereken, kuran ile uyumlu bir söz:

    "ne alimlere karşı övünmek, ne cahillerle münakaşa etmek ve ne de meclislerin seçkin köşelerinde yer almak için ilim tahsil etmeyiniz. kim böyle yaparsa cehenneme müstahak olur"

    bu sözü duydum çok beğendim. internette arattığımda kimi hadis-i şerif demiş bu söze, kimi hz.lokman'ın sözü demiş. kendim hadis midir, numarası nedir filan diye araştırmadım. çok güzel bir söz.
  • "kişi sevdiği ile beraberdir."
  • kimse yazmamış ki şerif bu demektir.

    hadisi şerif sanıyorum ki şerefli söz anlamındadır.
hesabın var mı? giriş yap